Yukarı
28500

Vekil Güler'den Çarpıcı Kobane Açıklamaları

13 Ekim 2014 14:36

Ege'nin Sesi/Neşe Yavuz- CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Kobane'de yaşananları ve bu yaşananların Türkiye'deki yansımalarını, CHP'nin Kobane'ye olan duruşunu Ege'nin Sesi'ne değerlendirdi.

'Kılıçdaroğlu Tezkeresi'

CHP'li Vekil Güler, CHP'nin Kobane konusundaki tutumunu eleştirerek, sunulan tezkere önerisinden çoğu vekilin haberdar olmadığını ifade etti. Güler, "Biz şimdiye kadar değerlendirme yaparken, 30 Mart ve 1 Ağustos'u konuştuk. Analizlerimizi bu iki noktaya dayandırdık. Şimdi de 3. bir nokta çıktı bu da sayın Kılıçdaroğlu'nun biz tezkere vereceğiz sözü oldu. Bu son derece önemli bir gelişme. Biz Kobane'ye girelim, orayı IŞİD'den temizleyelim sonra da teslim edelim. Kime teslim edeceğiz? Orada bir soru işareti var. Şimdi bundan çok kısa bir süre önce hükümetin getirdiği tezkereyi oyladık hayır dedik . Hayır gerekçemiz de şu biz nasıl Türkiye'nin toprak bütünlüğüne önem veriyor özen gösteriyorsak, diğer devletlerin toprak bütünlüğüne de aynı özeni göstermeliyiz. Bu bi işgal tezkeresidir, hiçbir şekilde destek vermeyiz dedik. Peki bunu kabul etmeyip aynı tarz bir tezkereyi önerecek noktaya nasıl geldiniz? Bu çok önemli bir karar. Bir tezkereye hayır derken başka bir tezkere ortaya koyuyoruz. Ben buna Kılıçdaroğlu tezkeresi diyorum" ifadelerinde bulundu.

'Tezkereden Haberdar Değildik'

Tezkerenin açıklanma sürecinde, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aday olarak gösterilme süreciyle aynı şeyleri yaşadıklarını belirten Güler, "Şimdi bu çok önemli bir karar. Tezkere yasadır aslında. Milletvekili olarak onun teklifini imzalamam gerekir eğer oya sunulacaksa da oy kullanmam gerekir. Ama CHP'li vekillerin böyle bir tezkereden haberleri yok. Aynı sayın İhsanoğlu'nun aday gösterilişindeki olayı yaşadık. Hepimz bunu televizyondan öğrenmiştik.  Tezkereyi de televizyondan öğrendik. CHP  meclis grubunda tartışmadığın bu kadar önemli konuyu kendiliğinden açıklama hakkı genel başkanda bile yoktur. Bunun tartışılması gerekir, aksi takdirde bu bir yetki tecavüzü olur.  Parti meclisinde de konuşulmadı, belki MYK'da konuşulmuştur ama bu yetmez" dedi.

'CHP'nin Politikası Değişti'

Tezkerenin CHP politikasında büyük bir değişikliğe yol açtığını ifade eden Vekil Güler, "Tezkere önermek CHP'nin dış ilişkilere bakış politikasında değişiklik demektir. Bizim politikamız belli biz yıllardır bir şey söylüyoruz. Ankara, Bağdat, Tahran ve Şam, bizlerin tarihi bir birlikteliği vardır. Biz bir araya gelir oturur, tartışırız ve sorunları çözeriz. ABD önderliğine mahkum değiliz. Bizim politikamız dolayısıyla Türkiye'yi savunma politikamızdır.  Bunun felsefi temeli de Yurtta barış dünyada barıştır. Ama bu tezkere bu politikanın terkedildiği anlamına geliyor. Yabancı bir ülkenin topraklarına gireceğiz, demek ki savunma politikası savaş politikası haline geldi. Yani köklü bir politika değişikliği var. Bunu da partiye danışmadan yapamazsın. MYK da genel başkan bunu kendiliğinden yapamaz. Bir kez daha parti içi demokrasinin delinmesi konusu mevcut. Usül bakımından sıkıntılı bir durum. İçerik bakımından ise, doğrudan ABD ve PKK talebi bu. Bütün görüşmelerde sürekli ABD yetkilileri kendi başınıza iş yapmayın, bizim belirlediğimiz hedefler doğrultusunda kara harekatı yapın diyor Türkiye'ye. Obama dedi ki biz en fazla hava saldırısı yaparız, kara saldırısına girmeyiz. İngiltere de aynı şeyi söyledi. Ama komşu ülkeler bizim hava saldırımıza kara ile destek versinler dediler.  AKP iktidarı çeşitli gerekçeler söyleyerek ABD'ye kendi şartlarını sunuyorlar. Fakat biz CHP olarak ABD'nin istediği şeyi kabul etmiş olduk bu tezkere ile. Bu tezkere ABD'nin tezkeresidir! Uluslararası koalisyonda da yer alırız demişti genel başkan. Ama bu koalisyon ne koalisyonu? Türkiye'den talep edilecek olan ne? Ne bekleniyorsa o kadarını yapalım düşüncesindeler.  Biz CHP'yiz sonuçta başka ülkelerin politikalarına eklemlenemeyiz" dedi.


 

Tezkerenin MYK'da tartışılıp tartışılmadığına emin olmadığını söyleyen Güler, "MYK'da tartışıldı mı bilmiyorum duyumlarım var ama teyit ettirmedim. Ama gazeteden okuduğuma göre içinde Murat Özçelik'in de olduğu dar bir grupta tartışılmış.  Daha sonra merkez yönetim kuruluna bu tezkere fikri getirilmiş" dedi.

'Telafer İçin Ne Yaptık?'

Kobane için ne yapılmalı sorusunun samimiyetsiz olduğunu belirten Güler, "Telafer için ne yaptık? IŞİD Telafer'e girdi orada bir çok insanın canını aldı. Maalesef Türkiye'de etnik bir ikiyüzlülük var Telafer için herkes sustu ama Kobane için konuşuldu. Bu çifte standart politikaya karşıyım ben. İnsani değerler açısından barışı istememiz gerekir sürekli. Ama Telafer için susup, Kobane için ne yapmalıyız diye düşünmek bana samimi gelmiyor" şeklinde konuştu.

'Asıl Mesele Petrol'

Asıl meselenin petrol olduğunu vurgulayan Güler, "1993 yılında Irak'ın toprak bütünlüğü nasıl parçalandı şimdi de Kobane meselesi ile Suriye'nin toprak bütünlüğü parçalanmaya başladı. Atlantik ötesi için mesele Kürt, Türk, Arap, Ermeni, Ezidi değil mesele 5 tane petrol şirketi var, bunları hiç bir başka iradeye mahkum kalmadan kendi elleri ile yönetmek istiyorlar. Kuzey Irak'tan Akdeniz'e doğru bir petrol koridoru açmaya çalışıyorlar. Ve buna da Kürt koridoru diyorlar bu büyük bir yanılgıdır. Burası petrol koridorudur. Bu oyunu görmek lazım. Sadece Ortadoğu halklarının boğazlaşmasına bakmak meseleden uzaklaşmaktır. IŞİD'in işgal ettiği noktaları stratejistler açıklıyor zaten. Dicle-Fırat kıyısına yerleşiyor bir de petrol nerede varsa oraya yerleşiyor. Yani kendine bir vatan arayışında değiller, petrolü kontrol etmeye çalışıyorlar" ifadelerinde bulundu.



'Mehmetçiğin Kanı Bedava Değil!'

ABD'nin bazı ülkeleri kullandığını söyleyen Vekil Güler, "ABD daha fazlasını yapmaz neden elini kirletsin ki? Kullanabileceği Türkiye ve Katar gibi başka ülkeler varken. Bush Irak'ta battı ama Obama batamam ben diyor çünkü önünde seçimler var ve bu yüzden elini kirletmek istemiyor. Bu görevi komşu ülkelere veriyor. Mehmetçğin kanı da bedavaydı zaten" dedi.

'Şirketler Bizle Kedinin Fareyle Oynadığı Gibi Oynuyor'

IŞİD'in Türkiye'ye rahatça girip çıkabildiği konusuna yorum yapan Güler, "IŞİD'liler rahatça girebiliyorlar Türkiye'ye diyorlar ama PKK'lılar da rahatça girebiliyor. Ortadoğu'da yeniden dizayn var ve IŞİD ABD üretimidir. Nasıl 11 Eylül'de ikiz kulelerde olaylar yaşandı, şimdi de aynı şeyi yaşatmaya çalışıyorlar. Bir kaç dünya devi şirket bizimle kedinin fareyle oynadığı oynuyor" ifadelerinde bulundu.



'Çözüm Var'

Çözümün bir kaç devletin beraber olmasından geçtiğini söyleyen Güler, "Bir çözüm var Ankara, Tahran, Şam ve Bağdat işbirliği ve iş güdümüdür. Gelirsin bir araya o küresel şirketlerle konuşursun. Ne diyorsunuz siz diyebilmeliyiz. Bu dayanışmayı göstersek bu vahşete engel olabiliriz zaten" dedi.

'Erdoğan Savaş Başlatabilir'

Kobane'nin IŞİD'den temizlenmesinden sonra olacakları anlatan Güler, "Asker Kobane'ye girecek, orayı IŞİD'den temizleyecek sonra da geri dönecek. Bu ilçede yönetim kimin eline kalacak? PYD'de. Orada ortaya çıkan şey de Kuzey Suriye Kürt Yönetimidir. Şu anki durum zaten Suriye'de resmi olarak kabul edilmiş değil. PYD orada fiili bir özerkliğe sahip.  Türkiye Cumhuriyeti bunun baskısını kuramaz. Bir taraftan da AKP'nin Esad'la olan nereden geldiği bilinmeyen hesaplaşma isteğini düşünecek olursak, işin içinden çıkamayız. Tarihe hesap veremeyiz. Erdoğan bizi bir savaşa doğru da sürükleyebilir. Sırf iktidarı elinde tutmak ve gücünü kanıtlamak için Suriye'ye savaş açabilir" dedi.

'HDP Sorumluluğunun Bilincine Varmalı'

Türkiye'de yaşanan Kobane dayanışması eylemleri ile ilgili eleştirilerde bulunan Güler, "Türkiye'de Atatürk büstü yıkmalar, Türk bayrağı yakmalar, otobüslere saldırılar, okul yıkmalar ve yakmalar bunların sebebi neydi? Burada istenen şey CHP'nin önerdiği tezkere zaten. Bu sokak gösterileri de bunu talep etti aynı şeyi ABD'de talep ediyor. Ortaya iş birliği çıkıyor. Türkiye'de yapılanları tasvip etmiyorum. Selahattin Demirtaş'ın 'Biz sadece sokağa çağırdık insanları şiddet eylemleri yapın demedik' açıklaması kendisini temize çıkarmaz. Bu tip olaylarda zaten kontrolsüz bir çok şey olur. Zaten bu kuvvetlerde bu kontrolsüz güce güvenirler. Biz başlatalım gerisi gelir nasıl olsa diye düşünürler. Provokatör saptamalarına katılıyorum ama bu provokatörleri kim hazırlıyor. Bunlar HDP'nin hazırladığı yataktan yürüdüler, bu yüzden HDP sorumluluktan kurtulamaz. Daha endişe verici bir şey var. Bu provoke olayları ABD kaynaklıdır. HDP kendileri bu gelişmeyi önlemede birinci sorumluluktalar" dedi.

HDP'nin sorumluluğunun bilincine varması gerektiğini ifade eden Güler, "Olaylarda 31 vatandaşımız öldü. Asıl sağduyuya çağrılması gereken HDP'dir. Çünkü ilk çağrıyı onlar yaptı. Açık bir kışkırtma var ortada. Bu toplumda çoğunluk Türk vatandaşlığını içselleştirmiştir. Biz azınlığa bakıyoruz ne istediklerine ama çoğunluğun da istediğine gözlerimizi kapayamayız. Burada açılmış bir yara var. Ve bu yaranın kanamasından medet umanlar sürekli taş atıyor. Bizim de buna engel olmamız gerekir. Büyük birlik ve sağduyu gerekir. Ben bu ülkede etnik sebeplerle büyük düşmanlıkların yaşanmayacağı kanaatindeyim. Kobane için hak talep edenler, bizim toplumsal değerlerimize de özenli davranmalılar" dedi.



'Kobane Eylemleri Siyasi Bir Düşüncenin Bahanesidir'

Eylemleri siyasi bir düşüncenin bahanesi olarak gören Güler, "Eylemler, siyasi bir olayın bahanesi olarak kullanılıyor. Hükümet de, HDP de, dış güçler de bunu kullanıyor. Asıl meseleye girersek Kürt sorunu nedir? diye sormalıyız. Demokrasi ve özgürlük sorunudur diye bir tanımı var bu bir süre geçerli bir tanımdı. 12 Eylül'de ana dili yasaklayan kanunla beraber, Kürtçe konuşmayacaksınız gibi baskılar vardı.  Biz hepimiz buna karşı çıktık. Bu yasaklar hep ortadan kaldırılsın diye mücadele ettik. Şimdi ana dilin konuşulmasını yasaklayan o ilkellik ortadan kaldırıldı. Ana dil için kimse itiraz etmiyor artık siyasi olarak da. Ama artık durum başka bir boyuta geldi. Ana dilin resmi dil olarak kabul edilmesi durumu var. Kürt sorununun tanımı değişti ama. Meclisteki tartışmalarımızda bütün etnik kimliklerin dillerinin Türkiye'de bölgesel resmi dil olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi HDP grubu. Türkiye genelinde resmi dil olsun diyenler de var. Bu yeni bir aşama ama uygulanabilecek bir şey değil. Toplumda federal bir yapı oluyor bu durum ama yakında toprağa da entegre edilir"

'Siyasi Bir Düşünceye Kültürel Elbise Giydirmemek Lazım'

HDP ile mecliste bu konuları tartıştıklarını ifade eden Güler,  "Biz bunu HDP'liler ile tartıştık mecliste. Neden bunu istiyorsunuz dedim, eşit yurttaşlık için dediler. Eşit yurttaşlık nedir dedim. Türk bir etnisitedir, onun dili resmidir. Diğer etnisitelerin de dili resmi olmalıdır dediler. Bu bambaşka bir toplum ve devlet tasarımı. Türkiye'de bir çok resmi dil olursa kaos olur. Birbirimizi anlayamayız. Bir de istedikleri diğer şey 'ortak vatan' kavramı.  Ben anadillerin özgürce kullanılması konusunda onların destekçisiyim ama resmi dil olduğu zaman olay başka boyuta gelir. Ortak vatan kavramları var bir de, ortak vatan Türkiye demiyorlar ama. Ortak vatan Kürdistan ve Türkiye demek istiyorlar. Eşit vatandaşlığı Avrupa Birliği, ortak vatanı da ABD destekliyor. Saf siyasi birşey konuşuluyor burada bu yüzden buna kültürel bir elbise giydirilmemesi lazım" 



Yorumlar

  • İşte CHP tabanının düşüncelerine ortak olmuş gerçek bir CHP li açıklaması...
    B.S.D.M
    20 Ekim 2016 04:54
  • Sayın Güler, yaptığı yorumda haklıdır. Bu tezkere; Kılıçdaroğlu'nun, aynı Ekmeleddin olayında olduğu gibi, tek başına, biryerlerden üflenen emirlerin gereğini yerine getirmesidir. Ayrıştığım konu ise teknik bir ayrıntıdır. Şöyle ki; Bizim Kobani'ye girmemizi isteyen İngiltere ve Almanya'dır. Girmemizi istemeyen ise, ABD'dir. Bunun isbatını; İngiltere Dış İşleri Bakanı'nın, Alman yetkililerin ve İngiltere ile Almanya basınının yayınlarında ve demeçlerinde bulabiliriz. ABD ise, daha dün bile John Kerry'nin yaptığı açıklama ile de görüldü ki, Türk askerinin oraya girmesini istemiyor. O halde şu çıkarımı yapabiliriz: Dünyadaki büyük güçlerin bölge üzerindeki çıkarlarında, ABD Devlet kanadı bir tarafta, Almanya-İngiltere kanadı ise diğer taraftadır. Erdoğan grubu ABD Devlet kanadının tarafında, Kılıçdaroğlu ise Almanya kanadındadır. Onun içindir ki, Alman makamlarına paralel açıklamalar ile biz CHP'lileri şaşırtmaktadır. Aslında, gören gözler için şaşırma olmamaktadır ve herkesin "sahibinin sesi" olduğunu bilmek yeterlidir. İşte bunun için, CHP'yi Almanya veya başka bir büyük gücün operasyon aracı olmaktan çıkartmalı ve Türkiye yanlısı bir konuma getirmeliyiz. Eğer bu da olmuyorsa; Kemalistler olarak, yeni bir alternatif oluşturmalıyız. Ayakları ve kafası bu topraklarda olan bir alternatif yapılanmaya gitmeliyiz...
    Alperen ASLAN
    20 Ekim 2016 04:54
  • işte chp'de böyle vekiller olmalı Kürtçülük yapmak bölücülk yapmak ne zamandan beri solculuk oldu...
    Adam gibi adam
    20 Ekim 2016 04:54
  • En önemli konular parti kurullarında konuşulmadığı gibi parti kamuoyunda da konuşulması , tartışılması istenmiyor. Parti dışarıdan yönetiliyor. Üzülerek görünüyor ki bu gidişin sonu hüsrandır. Tuncay Özkan gibi gaz pedallarından bir tane değil bir düzine koysak yediremeyiz gibi geliyor.
    Onuncu Köy
    20 Ekim 2016 04:54

Yorum Ekle


Diğer Haberler

CHP'li Sevda Erdan Kılıç'tan seçmene çağrı

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 31 Mart yerel seçimleri için seçmenlere “Bu pazar tüm vatandaşlarımızı mücadelemizi büyütmeye, Cumhuriyet’in savunucusu, demokrasinin teminatı Cu...

1 Nisan'da yeni döneme merhaba

Efes Selçuk'un geleceğine dair umut dolu bir heyecanla seçim kampanyasını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı Filiz Ceritoğlu Sengel, bugün gerçekleştirilecek olan büyü...


CHP Aliağa: "Belediye işçileri yalnız değildir"

CHP Aliağa’dan yapılan açıklamada: “10 yıllık Serkan Acar yönetiminde bu kentte yaşayan insanların sosyal hayatlarına dokunacak hayatlarını kolaylaştıracak, kent yoksulluğu ile mücadele e...

“Hemşehrilerimizin adaletine güveniyorum”

Menemen Belediyesi, Ramazan ayı boyunca her akşam farklı bir mahallede iftar programları düzenledi. 15 Mahallede yaklaşık 70 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen iftarlarda vatandaşla...


Kasapoğlu: Sadık Başkan’ın Marka Şehir vizyonu ile Bergama’ya hizmet edeceğiz

Bergama Belediye Başkan Adayı Dr. Sadık Doğruer; saha çalışmalarına, önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile devam ederken, Bergama’da ...

Agrobay direnişinde ilk kazanım elde edildi

Sendika üyesi olduktan sonra tazminatsız olarak işten çıkarılan işçilerin direnişi, aylar sonra ilk kazanımı getirdi. İşçilerin Ağustos ayı maaşları ve yıllık izinleri de ödendi.


''20 Milyon Vatandaşımız Yardım Almak Zorunda''

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ekonomik krizin yarattığı yoksulluk ile yardıma muhtaç sayısının her yıl katlandığına dikkat çekerek 2022 yılında sosyal yardım alan hane sayısının 4 mi...

Çakalburnu Lagünü kuşlar için güvenli, vatandaş için konforlu

Temiz ve yüzülebilir Körfez hedefiyle hayata geçirilen önemli yatırımların yanı sıra rutin çalışmalarını da sürdüren İZSU Genel Müdürlüğü, İzmir’in öne çıkan doğal güzelliklerinden Çakalb...


Avrupa’nın 7 Şehrine 'Çeşme Evi' Geliyor

Çeşme’yi global turizm pazarında tanıtmak için dümenin başına geçen Cumhur İttifakı Çeşme Belediye Başkan Adayı Esat Tanık, “Başta Sakız ve Midilli adaları olmak üzere Avrupa’nın önde gel...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Türkan Şoray'dan Kadir İnanır paylaşımı

Türkan Şoray, 24 Mart Pazar günü Beykoz'daki evinde beynine pıhtı atması nedeniyle fenalaşıp hastaneye kaldırılan Kadir İnanır'a geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Geçen pazar günü Beykoz...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uykunuzu tam alamıyor musunuz? Daha yaşlı hissetmeniz normal olabilir

Bilim insanları, 1 ay boyunca uykularını tam alan kişilerin oldukları yaştan yaklaşık 6 yaş genç hissettiklerini belirledi. İsveç'teki Karolinska Enstitüsündeki araştırmacılar yeterli uyku almanın ve uykusuzluğun, hissedilen yaşla ilişkisini inceledi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR