'HDP 6-7 Ekim olaylarını savunsaydı!'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP kanadından 6-7 ekim olaylarının “hala doğru yapılmıştır” gibi bir ısrar olsaydı bazı kanalların açılmasının mümkün olmayacağının altını çizerek, “6-7 Ekim’de biz doğru yaptık diye bir ısrarla karşı karşıya olsaydık, ‘demek ki bazı hususlar doğru anlaşılmamış’ derdik. Hem yapılan bazı özeleştiriler hem verilen bazı mesajlarla artık bu konuda çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanması yönünde bir irade beyanı söz konusu olduğu için, karşılıklı bir irade beyanı değil. Bizim irademiz hep açıktı” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT’nin ortak yayınına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları cevaplandırdı. Merkez Bankası’nın kararlarına müdahale edilmesi yönündeki bir soruya cevap veren Davutoğlu, Merkez Bankası kararlarında yanlış bir noktaya gelindiğini belirtti. Merkez Bankası’nın rasyonel karar verirken, siyasilerin veya hükümetin irrasyonel karar verebileceği yönünde yanlış bir sınıflama olduğunu belirten Davutoğlu, siyasal istikrarsızlığın 2008 krizini tetiklediğini kaydetti. Ekonominin herhangi bir sektörünü diğerinden ayırmanın mümkün olmadığını belirten Davutoğlu, “Şurası kuvözde tutalım, diğeri buna müdahil olmasın o da kendi alanında kalsın diyebilecek bir alanı geçti. 2008’de ekonomi-politik deprem yaşadık. Ekonomik deprem değil bu, ekonomi-politik deprem. Siyasi alanda yanlış alınan kararlar gayrimenkul piyasalarında vs. bir süre sonra depreme yol açtı. Karşı karşıya kaldığımız şey salt finansal bir problem değil. Dolayısıyla sadece bankacılık sitemi ile ilgili olarak tedbirlerle aşılacak bir problem değil. Bizim 2001 krizi bile bu anlamda daha lokaldi. Burada ekonominin bütünü ve siyaset alanın hemen hemen tamamını etkileyen bir tablo varsa çözümlerin de ekonomi-politik bütünlük içinde ortaya çıkması lazım” diye konuştu.

-“KAMU DÜZENİNİN SARSILDIĞI YERDE ÇÖZÜM SÜRECİNİN BAHSİ OLAMAZ”-

Merkez Bankası’nın faize ilişkin beklentisinin yüzde 6’ya düşmesinin beklendiğini fakat bunun gerçekleşmediğini anımsatan Davutoğlu, bunu Merkez Bankası’nda aldığı brifingde sorduğunda “tarım fiyatlarının beklenenin üzerinde çıkması nedeniyle” cevabını aldığını belirtti. Davutoğlu bu durum üzerine, Merkez Bankası’nın, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın içinde olduğu bir komite oluşturulduğunu kaydetti. Koordinasyon eksikliğinin dışında ekonomiyi şekillendiren unsurun siyasi adımlar olduğunu söyledi.

Bir soru üzerine çözüm sürecine de değinen Davutoğlu, kendilerinin 12 yıllık dönemde iç barışı tesis ettikçe gelişildiğini gördüklerini belirtti. Bu anlamda çözüm sürenin siyasi ve politik anlamada bir barışı öngörmediğini söyleyen Erdoğan, “Ülkenin genel ekonomik kalkınmasının da en önemli araçlarından biri” değerlendirmesinde bulundu.

6-7 ekim olaylarının çözüm sürecindeki kırılganlığı ortaya çıkardığının altını çizen Davutoğlu, “Aslında geçen sene Mayıs ayında çekilmesi gereken silahlı unsurların çekilmesinin sebeplerinden biri de Gezi olaylarıydı arkasından da 17 Aralık’tı. 1 yıl 4 aylık bir gecikme bu planlamada söz konusuydu” dedi.

6-7 Ekim olaylarının ardından iki kanatlı bir politikayı devreye soktuklarını söyleyen Davutoğlu, “Birincisi kamu düzeni. Ekonomik istikrar için de, özgürlüklerin kullanımı için de kamu düzeni esastır. Kamu düzeninin sarsıldığı yerde çözüm sürecinin bahsi olamaz. 6-7 Ekim olaylarında Türkiye’de bazı çevreler kamu düzenini sarsmak istediler. Kamu düzeniyle ekonomiye de darbe vurmak istediler” ifadelerini kullandı.

Bu süreçte kendilerinin bir çok adımla çözüm sürecini başarıya ulaştırma kararlılığını ortaya koyduğunu belirten Davutoğlu, “Karşımızda da tek taraf yok. Çözüm sürecinin tarafı nihayetinde halkımızdır. Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızdır. Oradaki bütün STK’lardır, bütün partilerdir” dedi.

“ÇÖZÜM SÜRECİNDE NEHRİN YARISINI ÇOKTAN GEÇTİK”-

HDP kanadından 6-7 ekim olaylarının “hala doğru yapılmıştır” gibi bir ısrar olsaydı bazı kanalların açılmasının mümkün olmayacağının altını çizen Davutoğlu, “6-7 Ekim’de biz doğru yaptık diye bir ısrarla karşı karşıya olsaydık, ‘demek ki bazı hususlar doğru anlaşılmamış’ derdik. Hem yapılan bazı özeleştiriler hem verilen bazı mesajlarla artık bu konuda çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanması yönünde bir irade beyanı söz konusu olduğu için, karşılıklı bir irade beyanı değil. Bizim irademiz hep açıktı” şeklinde konuştu.

Daha olumlu bir noktada olunduğunu söyleyen Davutoğlu, “Ümit ederiz ki bir daha 6-7 Ekim olaylarında olduğu gibi bir sınamaya kimse kalkışmaz. Çözüm sürecini sınamaya. Dışarıdan gelecek provokasyonlara kimse alet olmaz. Çözüm sürecinde her zaman söylediğim gibi nehrin yarısını çoktan geçtik. Biran önce karşı tarafa ulaşmak istiyorsak özgürlükler ve temel insan hakları çerçevesinde meseleleri ele almalıyız. Silahla, şiddetle artık Türkiye’de bir şey elde edilemeyeceği konusunda herkesin mutabık kalması ve silahların en kısa sürede terk edilmesi icap eder” diye konuştu.

-“MEKANİK AÇILIM OLARAK GÖRMEMEK LAZIM”-

HDP’li bazı milletvekillerinin özerklik taleplerine değinen Davutoğlu, “Eğer bu ülkede bir ayrılıkçılık, Suriye, Irak gibi etnik temelli bir politika istiyorsa bu çözüm süreci değil bu başka bir şey” dedi.

İstanbul’da Kürtlerin yoğun olduğu yerlerde de otonom alanlar sağlanmasının talep edilebileceğini kaydeden Davutoğlu, “Türkiye Lübnanlaşacak mı? Böyle bir talep varsa bu olmaz” ifadesini kullandı.

Tunceli ziyaretine ilişkin sorulan bir soruya da cevap veren Davutoğlu, Tunceli’de partisinin ilçe kongresinde ve üniversitede bir konuşma yapacağını kaydetti. Davutoğlu konuşmasının içeriğine ilişkin olarak ise “Hani böyle bir mekanik açılım olarak görmemek lazım” dedi.

“ÖNÜMÜZÜ DAHA RAHAT GÖREBİLECEĞİMİZ BİR DÖNEMDE DEĞERLENDİREBİLİRİZ”-

Başbakan Davutoğlu petrol fiyatlarının düşmesiyle seçimlerin erkene çekilip çekilmeyeceğinin sorulması üzerine, “Yok. Türkiye’de herşeyin normal seyrettiğini göstermek lazım. Seçimler normal vaktinde olur. Haziran ayında. Normal vaktinde olur. Önümüzde bir fırsat var diye değerlendirmeyiz” dedi.

Bedelli askerliğe ilişkin bir soruya da cevap veren Davutoğlu, “Bundan önce birkaç açıklamam olmuştu, kamuoyunda farklı beklentilerinin olmasını da hiçbir zaman arzu etmedim. Başbakanlık görevini devraldıktan sonra önüme aldığım dosyalardan biriydi. Genelkurmay Başkanımızla konuştum, Milli Savunma Bakanımla konuştum. Olayın iki yönü var. Bir Genelkurmay’da aldığım brifingde bütün komutanlara söyledim. Savunma yapılanmasın da bir sıçamaya ihtiyaç var. Türkiye’nin savunma yapılanmasında niteliksel bir sıçramaya ihtiyaç var. Teknolojiyi daha yoğunluklu kullanan bir savunma yapılanmasına ihtiyaç var. Belli yaşı kişiler orduda değerlendirilemeyecekse bu birikimi engellemek lazım. Ama bölgemizdeki durumlar belli. 6-7 ekim olayları yaşandı. Irak’ta, Suriye’de çok riski bir atmosfere girildi. Bu kararı alırken bütün bu riskli atmosferi de değerlendirmemiz lazım. Önümüzü daha rahat görebileceğimiz bir dönemde değerlendirebiliriz. İhtiyaç olduğunda değerlendirebiliriz” diye konuştu.

Davutoğlu, böyle bir beklentiyi hemen yarın olacak gibi gündemde tutmanın faydası olmadığını söylerken, “Sükunetle herkesin önümüzdeki gelişmelere bakması lazım” dedi.

ANKARA (ANKA)