Hem Ada Halkı, Hem De Turistler İsyan Etti

Dünyada tek olması nedeniyle büyük ilgi gören ve izleyenlere adeta görsel bir şölen yaşatan Sakız Adası’ndaki Roket Savaşları bu yıl yapılamadı..

Yunanistan’ın Sakız Adası’nda geçmişi XVIII. yüzyıla dayanan iki kilise arasındaki geleneksel Roket Savaşları (Ruketo Polemos) bu yıl yapılamadı. Osmanlı yönetimi zamanında iki kilise cemaati arasında karşılıklı kuru sıkı toplarla başlayan atışlar, adalarda isyanların başlamasıyla yasaklanmış, bunun üzerine bugünkü havai fişek atışlarına dönülmüştü. Dünyada bir başka örneğinin olmadığı etkinliğe son yıllarda yakınlığı nedeniyle hem Türk turist çok rağbet ediyor, hem de uluslararası televizyon kanalları ilgi gösteriyordu. 

RESMİ İZNİ YOKTU, MAKAMLAR GÖZ YUMUYORDU

Daha önceki yıllarda da resmi izni olmamasına rağmen, başlı başına turistik bir etkinliğe dönüşmesi nedeniyle resmi makamların göz yumduğu Roket Savaşları, bu yıl Panagia (Hz. Meryem) Erithyani ve Aziz Markos kiliseleri civarındaki 5 ailenin şikayeti üzerine iptal edildi. Evlerine roket (havai fişek) isabet ettiği için uzun zamandır mağduriyet yaşayan, zararlarının ise resmi makamlar tarafından üstlenilmediği için bu yıl şikayette bulunan aileler, etkinliğin iptal edilmesine neden oldu.

ADA HALKI KİLİSELERE SİYAH BAYRAK ASTI

Roket Savaşları nedeniyle Japonya’dan Almanya’ya kadar çok sayıda televizyon ekibinin geldiği adada ise tam bir şok yaşanıyor. Ada halkı ve Türkiye’den iki gün içinde gelen yaklaşık 2 bin turist hayal kırıklığı içinde son dakikaya kadar ufak da olsa bir etkinliğin yapılmasını bekledi. Öğle saatlerinde bir grup ada halkı Aziz Markos kilisesi önünde siyah bayraklı protesto gösterisi yaptı. Erithyani Kilisesi’nin bayrak direklerine de siyah bayraklar eklendi. Etkinliğin iptal edilmemesi olasılığına karşın roketlerin menzilinde bulunan bölgelerdeki yapıların çevresinin tel örgülerle kapatılarak koruma altına aldığı görüldü. Saat 18:30’da yapılan açıklamayla etkinliğin resmen iptal edildiği açıklandı. Gece Erityani Kilisesi’ndeki ayin öncesinde de protesto vardı. Saat tam 24:00 olduğunda ayini yöneten papazın "Hristos Anesti - İsa dirildi" sözlerinin ardından yine kutlama havai fişekleri atıldı ama bu kez havai fişeklerin hedefi karşılıklı iki kilise değildi.

BİR BİLGİLENDİRME YAPILMADI

Roket Savaşları’nın iptal edilmesi olasılığının yaklaşık bir haftadır ada yerel basınının gündeminde olması, buna rağmen adaya gelen Türk turiste herhangi bir bilgilendirme yapılmaması tepkilere neden oldu. Geldiği gemi firması ve Sakız Belediyesi’nden zararının tanzim edilmesini isteyeceklerini söyleyen bazı Türk turistler, bu durumdan ada turizminin çok zarar göreceğini belirtti. Bütçelerinin yılda 2-3 kez Sakız’a gelmeye yettiğini belirten bir İstanbullu, bu iptal olasılığından haberdar olmaları durumunda yazın gelmeyi tercih edeceklerini vurguladı.

İşte konuyla ilgili bazı görüşler:

"GELİRKEN GEMİDE ÖĞRENDİK"

Süleyman Yılmaz: İstanbul’dan eşimle geldim. Çeşme’den Sakız’a geçerken yolda öğrendik iptal olduğunu. Sırf roket savaşların izlemek için gelmiştik, bu durumda yapacak bir şey yok. Üzüldük, bütün arkadaşlarımıza da roket savaşlarını izlemeye gidiyoruz demiştik.

"GEMİ FİRMASINI DA, SAKIZ BELEDİYESİ’NDEN DE ŞİKAYETÇİYİM"

Füsun Akyıl: İstanbul’dan sadece roket savaşlarını izlemek üzere geldik. Geçen yıl da izlediğimiz için memnun kaldık, bu sene de bir kez daha izleyelim dedik. Tam işlerimizin yoğun olduğu bir zamanda iki günümüzü ayırdık ve eşimle geldik. Bu görsel zevki bize tattırmadıkları için çok şikayetçiyim. Bilet aldığımız Türk firması, “Bu yıl olmayabilir”  deyip, bizi uyarabilirdi. Çünkü burada bir haftadır televizyonlar ve gazeteler olmayacağına dair haberler yapıyorlarmış. Sakız meydanındaki esnaf da bir şey söylemedi, “Belki olmaz, belki olur” diyorlardı. Cuma sabahı geçtik Sakız’a. İlk geldiğim gün yapılmayacağını söyleselerdi, geri dönerdim. Sakız adasının web sitelerine girip, internet aracılığıyla bir şikayette bulunacağım. Kaldığım sürece yaptığım masrafların Sakız Belediyesi tarafından ödenmesini isteyeceğim. Gemi firmasının da bu mağduriyetlere katkısı olduğunu düşünüyorum. Rezervasyonları ben yaptım. 2-3 hafta öncesine kadar ne otellerde, ne de feribotlarda yer kalmamıştı, tamamen bu sebepten dolayı dolmuştu. Kiralık araç da bulmak imkansızdı. Birçok restoran da bu akşam için rezervasyon kabul etmedi. Limanda bir Türk aile ile tanıştık. Onlar da “Son 3 odayı günler öncesinden ayırtabildik” dediler. Mutlaka birilerinin iptal olasılığından haberi vardı ama yansıtılmadı. Boşu boşuna gelmiş olduk. Devamlı geldiğimiz bir yer ama yılda 2-3 kez gelebiliyoruz. İptal olasılığını bilebilseydik yazın gelirdik.

İZMİR DIŞINDAN GELENLER ÇOK ÖFKELİ
Adnan Yüksel Gürüz:
Ben eşim Eva ile birlikte 6-7 yıl önce bir kez uzaktan izlemiştik. Kızımız Mira o zaman küçüktü ve bu aktiviteyi hem kendimiz bir kez daha yakından görelim, hem de kızımız izlesin diye geldik. Onun için ilginç olacağını düşünüyorduk. İptal olmasına üzüldük. İptalin daha önce adada konuşuluyor olması ve bu bilginin Türk turist tarafına yansıtılmaması birçok kişide kaos yarattı. Çok sık gidip geldiğimiz ve sevdiğimiz bir ada. Üzüldük tabii, güzel bir etkinlik olacaktı. Geçen yıl bir evde yangın çıkmış, onun da bu iptalin olmasında etkisi oldu sanırım. Gemi firması tarafından da bir bilgilendirme yapılmadı. Biz İzmirli olduğumuz için problem değil ama İzmir dışından gelen insanlar da var. Onlar çok öfkeliydi. Gelmesi, dönmesi, adada kalma süresi derken 3-4 gün süren bir telaş. Kimse kusura bakmasın bu adanın da hatası. Adadaki yönetimin bu konuda ciddi eksikleri olduğunu düşünüyorum. Adayı ayakta tutan Türk turistler ve seneye bu tarihlerde rutin gelişler dışında kimse gelmez. Kaybeden ada turizmi olacak. Üstelik maalesef ada daha sezona da hazır değil. Öğrendik ki, plajlarda şemsiyelerin, şezlongların nasıl konulacağıyla ilgili izinler ve fiyatlar daha belli değilmiş. Bütün işletmeler bundan sıkıntı duyduklarını ifade ediyorlarmış. Adada bu kadar sıkıntını olduğu bir dönemde, Yunanistan’ın ekonomisinin amiral gemisi turizmken, daha kötü bir uygulama nasıl olur bilemiyorum. Bu iptalin ada turizmine vurulmuş ağır bir darbe olduğunu düşünüyorum. Oysa Ege’nin iki yakası bu tür etkinliklerle birleşebilir. Kültürümüz çok benziyor, insanlarımız, mezelerimiz, yemeklerimiz birbirine çok yakın. Atalarım 1923’te Selanik’ten mübadeleyle gelmiş. Bizim için Yunanistan hiçbir zaman düşman bir ülke olmadı. Burada huzurlu ve mutluyuz. Umarım böyle aksilikler bir daha yaşanmaz.