CHP'li Bayır'dan 16 Nisan mesaisi!

CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, Genel Merkez tarafından görevlendirildiği Hakkâri ve Şırnak illerindeki çalışmalarını tamamladı. Bayır, 1800 kilometre uzakta 4 gün süren, 5 ilçe ve 16 mahalleyi kapsayan referandum çalışması gerçekleştirdi.

Ziyaretlerine Hakkâri Yüksekova’dan başlayan Bayır halka, 16 Nisan’da oylanacak olan referandumun öneminden bahsetti. Bayır, "Bu referandum adıyla önümüze konulan maddelere baktığınızda 18 madde içinde gençlerimizin işsizliği ile ilgili bir şey var mı? Köylü, çiftçi, emekli, insan yaşamı, gençlerin eğitimi ile ilgili bir şey var mı? Ne yazık ki yok. Çünkü onlar sadece ve sadece geçmişteki 15 yılda yaptıklarının nasıl koruma altına alınabileceğine yönelik bir anayasa hazırlamışlar. Bu anayasada vatandaş yok. Bu anayasada gençlik yok, çiftçi yok, emekli yok. Halkın çıkarlarını anlatan hiçbir şey yok." Dedi. Yaklaşık 2500 kişinin elini sıkan Bayır, ‘’Sadece bir kişinin ‘Evet’ oyu vereceğini ifade ettiğini’’ söyledi.

VATANDAŞIN YÜZÜNDE UMUTSUZLUK ÇARESİZLİK VAR

Yüksekova’dan Hakkâri merkeze geçerek esnaf ziyaretleri gerçekleştiren Bayır, ülke için hayırlı sonuç almak için çaba gösterdiklerini belirterek şu ifadeleri kullandı. ‘’Bizler CHP'li bütün milletvekilleri, Türkiye'nin bütün bölgelerine dağılmış durumundayız. Allah'ın izni ile ayın 16'sında bu ülkeyi hayırlara vesile edilecek sonuçlar çıkartmak için gayret ediyoruz. İzmir’de insanların yüz ifadelerinde çocuklarının geleceği, işi, aşı ile ilgili ne endişe varsa Yüksekova’da ve Hakkâri’de de aynı endişeyi görüyoruz. Hakkâri ve Yüksekova halkı, bizi bağrına bastı” dedi.

YENİ ROBOSKİLER YAŞANMASIN ANALARIN YÜREĞİ DAĞLANMASIN

Buradan Çukurca’ya geçen Bayır, kahvedekilerle sohbet edip, ilçe merkezinde bulunan esnaflara ziyaretlerde bulundu. 1 gün öncesinden CHP İlçe Başkanın astığı ‘Hayır’ afişinin kaymakamın talimatıyla indirildiğini öğrenen Bayır, afişi elleriyle astı ve İlçe Başkanına dönerek, ‘’Bu afiş eğer tekrar kaymakam talimatıyla indirilirse beni ara. Bu afişi ben astım. Bu durumdan rahatsız olan veya sorunu olan varsa bana ulaşsın’’ dedi.

Ziyaretinin ikinci bölümünde, Şırnak’ın Uludere İlçesindeki köylerinden devam eden Bayır, bölgedeki kanaat önderleriyle buluşup, görüş alışverişinde bulunurken, Roboski katliamında evladını yitiren acılı annenin evine ziyarette bulundu. Acılı annenin; ‘’Genel Başkanınız Kemal Kılıçdaroğlu’na evladını yitiren 34 annenin adına selamlarımızı iletin. Bizleri yalnız bırakmadılar. Bizlere hep destek oldular.’’ cümlelerini söylediğini belirten Bayır, ‘’Umarım ve diliyorum ki ülkemiz bu acıları bir daha yaşamaz’’ dedi.

EVİNİ DAMINI OCAĞINI İŞİNİ KAYBETMİŞ İNSANLAR

Şırnak merkezde, harabeye dönen yerleşim yerlerini gören Bayır, ‘’3 ayda burası yerle bir edilmiş. 256 gün sokağa çıkma yasağı konulmuş. Burası iktidarın rant merkezi haline gelmiş. İnsanlar zorunlu göçe tabii tutulmak isteniyor. Evlerin duvarlarında kurşun izleri hala mevcut. İnsanların hatıraları silinmiş. Oturdukları evin yerini bulmakta güçlük çekiyorlar. İşsizlik fazla, konut sayısı az. 30 kişiye işveren kişi, iş bulamaz hale gelmiş. Çocuklar burada hurda demir toplayıp evine ekmek götürme çabası içerisindeler. Şırnak bomboş. Gördüğümüz manzara çok üzücü’’ İfadelerini kullandı.

Şırnak’tan Cizre’ye geçerek CHP İlçe Başkanlığı’nda partililerle buluşan Bayır, İlçe Başkanlığının yakınında yapılan düğün yemeğine de katılmayı ihmal etmedi.

GÖÇE ZORLANAN İNSANLAR ‘HAYIR’ REKORU KIRABİLİR

4 gün süren temaslarını özetleyen Bayır, ‘’1800 kilometre uzaktan İzmir’e ‘Hayır’larla dönüyoruz. İnsanlar bizi ötekileştirmedi. Tam tersine bağırlarına bastı. Misafirperverliklerinden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Referandumla ilgili iki ilimiz kararını Hayır’dan yana kullanarak vermiş. Her şeyin farkında ve baskı altındalar. Hakkâri’den %85, Şırnak’tan ise % 80 oy bekliyorum. Bu iki ilimiz Türkiye’de ‘Hayır’ rekoru kırabilir. Güneşin doğduğu ve battığı yerden, Anadolu’ya saçılacak. Yol yok, elektrik yok, sokağa çıkma yasağı var, hükümet tarafından uygulanan baskı var. İşsizlik çok, gelir yok. Yoksulluk çok, barış yok, terör var. Köy koruyuculuğu ve kaçakçılık en önemli meslek grubunu oluşturuyor. İnsanlar tedirgin. Öz eleştiri yapmak gerekirse, buraları biraz ihmal etmişiz. Daha fazla gelip, insanlara dokunup, çayını içip, sohbet edip, dertleşmemiz ve ‘ne yapabiliriz’i konuşmamız gerekiyor. İnsanlar artık savaştan bıkmış. Barış istiyor. Fabrikalar açılmasını istiyor, iş bekliyor. Faturalarını düzenli ödemek istiyor. Evine, çocuklarına bakmak istiyor. Kısacası barış ve kardeşlik içerisinde insanca yaşamak istiyor’’ dedi.