Kılıçdaroğlu’ndan tarihi Erdoğan çıkışı

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün partisinin genel merkezinde düzenlenen genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşurken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na çok sert yüklenmişti. İşte o sert sözlerden bir bölüm:

“Ağzını açtığında hesap uzmanıyım demesine bakmayın. Bu, hesap kitap falan bilmez. Bu zat birkaç gündür, ‘Ben SSK’yı 2 milyar lira zarara uğratmıştım’ diyor. Kendi dönemindeki bu paranın TÜFE hesabıyla bugün 42 milyar liraya denk geldiğinden bile haberi yok. Batırdın mı, çıkardın mı, asıl olan bu…

Bu ülkenin SSK-SGK gibi kurumlara ne kadar ihtiyacı varsa, derli toplu bir ana muhalefete de o kadar ihtiyacı var. Birini biz kurtardık, ötekini kurtarmak da CHP’lilere düşer…

Karşımızdaki manzara bu kadar netken ülkemizdeki ana muhalefet partisinin millik ve yerlilikten uzak bir politika izlemesi dikkat çekicidir. Anlaşılan o ki bölgemizde tedavüle sokulan senaryoda kendilerine verilen roldür…”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sert sözlerine aynı gün yanıtı Tekirdağ’dan verdi. O da çok sert cümlelerle Erdoğan’ı eleştirdi. İşte o sözlerden bazıları:

“Yahu arkadaş bu memlekette kavga etmediğin bir adam kalmadı. Kavga etmezsen ne olur? 1 hafta konuşmasan ne olur? 1 hafta konuşmasa vallahi memlekete huzur gelecek.

Bugün yine beyefendi konuşurlardı. Sevgili Erdoğan cesaretin varsa hani diyorsun ya ben karizmatiğim hani diyorsun ya gel karşıma çık, göstereyim ben sana karizmayı neymiş ne değilmiş senin karizmanı çizeyim.

Ben hesap bilmiyormuşum. Yahu sen zaten hesap bilseydin memleket bu halde olur muydu? Çiftçinin haline bak, emeklinin haline bak, doların hali ne? Bu enflasyon haline bakın üniversiteyi bitirmiş milyonlarca gencimiz işsiz, onların haline bakınız.

Haktan hukuktan adaletten bahsediyorsun, ‘Kılıçdaroğlu hesap bilmiyor diyorsun.’ Ben hesap biliyorum çok iyi görüyorum senin neler yaptığını da çok iyi biliyorum. Ele veriyorsun talkını kendin yutuyorsun salkımı…”

Dün, Hakkari’de programı olan Başbakan Binali Yıldırım da halka cami açılışında konuşurken CHP Lideri’ne yönelik eleştirilerde bulundu, şunları söyledi:

“Ey Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi görmek istiyorsan Hakkari'ye gel. Gel de sevgiyi gör, kardeşliği gör. Ay yıldızlı bayrağını da eline al sallayarak gel. Hiç merak etme. Vatanımıza canımız feda olsun…”

İç siyasette birbirlerine en sert cümlelerle, sokakta söylense kavga çıkartacak türden sözlerle yüklenen politikacılarımızdan bugün çok anlamlı ve “o iş ayrı, bu iş ayrı” , “Kol kırılır, yen içinde kalır”, “Biz kavga ederiz ama dışarıdan ailemize yönelik bir terslik gelirse tek vücut oluruz” dedirtecek bir çıkış geldi.

Norveç’teki NATO tatbikatında “sözde münferit bir olaymış gibi gösterilen” ancak, Türkiye’ye, Büyük Önder Atatürk’e ve Türkiye’nin seçilmiş yöneticilerine yönelik ne ilk ne son olacak iğrenç saldırılardan biri yaşandı. NATO’dan, Norveç Hükümeti’nden özür üzerine özürler geliyor. Ancak, kuru bir özürle geçiştirilecek bir alçaklık değil bu saldırı. 80 milyona yapılmış hakaretin özrü mü olur?

Böyle düşünen politikacılarımız, içerideki tartışmaları, sert hatta hakarete varan eleştirileri bir yana bırakıp tek yürek oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu sabah yaptığı açıklamada NATO tatbikatında yaşanan büyük rezalete tıpkı memleketi yöneten, memlekette siyaset yapan ve bu ülkeyi seven herkes gibi çok sert tepki gösterdi. Türkiye’nin değerlerine, yöneticilerine sahip çıkarak, şunları söyledi:

“Biz 80 milyonluk bir aileyiz. Ama hiçbir zaman kendi ülkemizin tarihine ve bugününe hakaret edilmesini kabul etmez şiddetle eleştiririz. Bu yetkililerden Türkiye’ye yapılan bu hakaret nedeni ile yöneticileri tatmin edecek açıklama bekliyoruz. Bu sıradan bir özür dileriz ile geçiştirilecek bir konu değil. Biz güçlü, itibarı olan bir devletiz. Biz, demokrasiyi, insan haklarını savunan bir devletiz. Türkiye’ye yönelik eleştiriler olabilir, buna itirazımız yok ama hiç kimse Türkiye’nin yöneticilerine ve tarihine hakaret edemez. Bunu şiddetle kınıyoruz.”

Dileriz bu tür çıkışlar, Türkiye’nin iç siyasetindeki çok sert gidişatı da bir nebze olsun yumuşatır.