Yukarı
199904

Ömer Koç’tan önemli açıklamalar

19 Ocak 2018 17:21

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç 22 Aralık tarihinde yapılan toplantıda sözlerine dünyanın görünümüne değinerek başladı. Ömer M. Koç, “İki kutuplu dünya düzeninin sona ermesiyle liberal demokrasi ve serbest piyasa ekonomisini temel alan sistemler, birkaç istisna hariç, dünyanın hemen her ülkesinde kabul gördü. Bu da ülkeler arasındaki işbirliğini ve yakınlaştırmayı güçlendirdi” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bilim ve teknolojideki gelişmelerle birleşince, serbest ticaret ve küreselleşme akımları iyice güçlendi ve tâbir yerindeyse dünya herkesin oyun alanı haline geldi.”

Ömer M. Koç, özellikle son dönemde jeopolitik, siyasi, ekonomik ve toplumsal çatlakların giderek büyüdüğünün altını çizdi. Ülkeler arası güç ilişkilerinin değiştiğini söylerken; tek kutuplu dünyadan, Rusya, Çin gibi farklı siyasi, ekonomik ve toplumsal modelleri olan çok kutuplu bir sisteme geçişin sancılarının sürdüğünü vurguladı.

“SİYASİ SÖYLEMLER YENİLİK, İLHAM VE İDEALİZMDEN YOKSUN”

Uluslararası arenada gözlenen ayrıştırıcı söylemlerin siyasete yeni bir yön verdiğini dile getiren Ömer M. Koç, “Ne yazık ki bu söylemlerin çoğu, yenilik, ilham ve idealizmden yoksun” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

“İstisnâi örnekler olsa da dünyanın bugüne kadar ulaştığı gelişmişlik seviyesine temel olan adalet, şeffaflık, güven, işbirliği ve saygınlık gibi temel değerlerin yıpratıldığını ve eskisi gibi revaçta olmadığını görüyoruz. Özellikle gelişmiş ülkelerde artan eşitsizlikler, hem ülkeler içerisinde hem de ülkeler arasında kutuplaşmayı artırıyor. Toplumlar her türlü soruna karşı daha kırılgan hâle geliyor. Eşitsizlikler deyince gelir eşitsizliğinin yanı sıra toplumun tüm kesimlerinin kaliteli eğitime, teknolojiye ve sağlık hizmetlerine uygun koşullarda erişimini de anlamamız gerekiyor. Aynı zamanda kadın, erkek, genç, yaşlı veya engelli tüm bireylerin ekonomiye katılımı önem kazanıyor.”

“DAHA KAPSAMLI BİR BÜYÜME MODELİNE OLAN İHTİYAÇ ARTIYOR”

“Yeni dijital çağda istihdam ve iş gücü yapısının önemli bir değişim göstereceğini de dikkate alırsak, tüm dünyada sorunların ve ayrışmaların daha da büyümesi tehlikesiyle karşı karşıyayız. Tüm bu sebeplerden dolayı daha kapsamlı ve işbirliği odaklı bir büyüme modeline olan ihtiyaç giderek artıyor” diyen Ömer M. Koç kapitalizmin özündeki değerlerin tekrar hatırlanması gerektiğini söyledi.

Bu ekonomik büyüme modelinin; hak, özgürlük ve adalet üzerine kurgulandığını dile getiren Ömer M. Koç, bugün kapitalizmin yaygın anlayış ve uygulanış biçimine bakıldığında, özündeki bu değerlerin kapsayıcı bir şekilde hayata geçirilemediğinin görüldüğünü belirtti. En kritik konunun ise her kesime fırsat eşitliği sağlanması olduğunun altını çizdi. Konuşmasında global ekonomiye de değinen Ömer M. Koç, istikrarsızlıklara rağmen, 2017'nin dünya ekonomisi açısından tahmin edilenden çok daha iyi bir yıl olduğunu söyledi. IMF'nin önceki yıllarda tahminlerini hep düşürmek zorunda kaldığını, bu sene ise üst üste üç defa yukarı doğru revize ettiğini belirtti ve şunları söyledi:

“Ekonomideki canlanmanın hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanıyor olması sevindirici bir hâdise!  Küresel ölçekte yatırım, ticaret ve sanayi üretiminde artışlar kaydediliyor. İş dünyasının ve tüketicilerin ekonomiye duydukları güvenin güçlenmesi, dünya ekonomisindeki toparlanmayı destekliyor. Sene başından beri küresel piyasalara hâkim olan güçlü risk iştahı, özellikle gelişmekte olan ülkeleri olumlu etkiliyor.”

‘ABD’DEKİ VERGİ PAKETİ SİYASİ BİR ZAFER AMA’

“Seçimleri kazanamamış olsalar da aşırı milliyetçi partilerin, geçmişten gelen bütün uyarılara rağmen oy oranlarını önemli ölçüde artırmış olmalarını fevkalâde endişe verici buluyorum. Daha da önemlisi, aşırı sağ söylemin yarattığı baskı nedeniyle, ana akım partiler de daha milliyetçi, korumacı ve içe dönük söylemler benimsemeye başladılar. Ayrıca, Katalonya referandumuyla birlikte siyasi tansiyonun yükseldiği İspanya'daki durum ve Almanya'da hükümetin kurulamamış olması, Avrupa'da ciddi siyasi risk ve krizlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatıyor!”

‘BEKLENTİLER HIZLI BÜYÜDÜ’

Euro Bölgesi'nde büyümenin bu sene, son yedi yılın en yüksek düzeyine erişeceğinin tahmin edildiğini söyleyen Ömer M. Koç, Türkiye'nin en büyük ekonomik ortağı olan Euro bölgesiyle ilgili olumlu tahminlerin, hem ülkemiz hem de Koç Topluluğu için sevindirici olduğunu aktardı. Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Çin'de yurt içi talebin tahminlerden güçlü seyretmesi ve Türkiye, Brezilya ve Rusya başta olmak üzere önemli ülkelerde ekonomik faaliyetin hızlanması nedeniyle, 2017'de gelişmekte olan ülkeler de beklentilerden hızlı büyüdü. Asya-Pasifik'te Kuzey Kore'nin yarattığı nükleer tehdit nedeniyle, jeo-politik tartışmalar bu sene gündemimizi daha çok meşgul etti. Her ne kadar sorunun kaynağı Kuzey Kore olsa da, bu konunun Çin-Amerikan ilişkilerine olumsuz yansıması kaçınılmazdır. Hindistan'daki ekonomik büyümenin beklentilerin gerisinde kalmasına rağmen, IMF gelişmekte olan ülkelerin 2017'de %4.6 büyümesini bekliyor. 2017 başından beri küresel finans piyasalarında gözlenen güçlü risk iştahı, bu ülkelere yönelik yatırımcı ilgisini önemli ölçüde artırdı. Bu ülkelerdeki büyümenin 2018'de daha da hızlanarak %4.9'a ulaşması bekleniyor.”

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, 2018 yılında, dünya ekonomisinin krizden çıkış yolunda ilerlemeye devam edeceği yönünde bir kanaat olduğunu dile getiren Ömer M. Koç, IMF'nin son tahminlerine göre, küresel büyümenin 2018'de %3.7 ile 2011'den beri en yüksek seviyesine ulaşacağını vurguladı.

“TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜM, EKONOMİK DÜZENİN KÖKTEN DEĞİŞMESİNE ZEMİN HAZIRLIYOR”

“Ülkelerin ekonomik gücü, siyasi gücünün en önemli unsuru. Siyasi güç de stratejik ağırlığı getiriyor” diyen Ömer M. Koç değişen şartlarda ekonomiyi güçlendirmenin önemine dikkat çekti. Yeni teknolojik dönüşümün, alışageldiğimiz ekonomik düzenin ve temel üretim felsefesinin kökten değişmesine zemin hazırladığını belirten Koç, bu dönüşüm sürecinde, ancak teknoloji ve insan gücünü etkin kullanan ülkelerin dünyada söz sahibi olabileceğini söyledi ve “Önümüzdeki dönemde ülkemizin uluslararası rekabetçiliğini koruyabilmesi için, birçok alanda çok büyük bir reform sürecine girmesi gerekiyor” dedi.

“Türkiye'nin elindeki ekonomik ve siyasi kozlarının büyümesi Avrupa ile entegre olabilmesine bağlıdır” diyerek konuşmasını sürdüren Ömer M. Koç, “Demokratik değerlerin, kurumlarımızın ve hatta teknoloji kapasitemizin gelişebilmesi için Avrupa ile işbirliği içinde olmak zorundayız. Avrupa Birliği ile entegre bir Türkiye; Amerika, Orta Doğu ve Uzak Doğu için de daha önemli bir stratejik ortak demektir” dedi.

“TÜRKİYE İÇİN DIŞ KAYANAK SAĞLAMAK KAÇIMNILMAZ”

Türkiye ile ilgili yaptığı değerlendirmede ise, 2017'de ekonominin beklenenden daha iyi bir performans gösterdiğini söyleyerek bunda vakitlice alınan önlemlerin etkili olduğunu, bu kararların özellikle de iç talebi destekleyerek büyümeye katkı sağladığını belirtti. “Küresel ekonomide önemli bir oyuncu olmayı hedefleyen Türkiye için dış kaynak sağlamak kaçınılmazdır. Dolayısıyla yatırımcıyı ve girişimciyi cezbeden, demokratik ve siyâsi açıdan istikrarlı bir yatırım ortamı sağlanması fevkalâde önemli” diyen Ömer M. Koç, “Yüksek katma değer yaratan bir üretim yapısına geçilmesinin de ötesinde, yeni dijital çağda bizi rekabetçi kılacak ortamın hazırlanması en önemli unsur. Bu çerçevede bilim, teknoloji ve inovasyonu besleyecek iklimin  yaratılması hayati önem arz ediyor. Bunun için de en önemli üç faktör: Kaliteli eğitim, bilime aktarılan kaynaklar ve özgür düşünce ortamıdır” dedi.

Gelecekte Türkiye'nin ve özel sektörün, dünyadaki konumunu belirleyecek en kritik unsurların eğitim kalitesi ve fırsat eşitliği olduğunu söyleyen Ömer M. Koç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyadaki baş döndürücü gelişime ve değişime ayak uyduracak ve hatta bunu şekillendirecek nesilleri yetiştirebildiğimiz ölçüde, aydınlık ve çağdaş bir geleceğimiz olacağına kâniyim. Yeni fikirlerin özgürce tartışıldığı ve ekonomiye kazandırıldığı yaratıcı bir dinamizm ortamı da ancak demokrasinin, çoğulculuğun ve katılımcılığın pekiştirilmesi ile başarılabilir. Bu evrensel değerler, makro düzeyde ülkemiz için elzem olduğu kadar; mikro düzeyde yaratıcı bir dinamizm ortamı sağlamak için şirketlerimiz açısından da önemli.”

“ÜLKEMİZİN İTİBARINI GÜÇLENDİRMEK İÇİN CESUR ADIMLAR ATMALIYIZ”

Koç Topluluğu'nun büyüklüğü, uluslararası faaliyetleri, yüksek standartları, güvenilirliği ve saygınlığı ile, Türkiye'nin tüm dünyada doğru anlaşılabilmesi için önemli bir değer teşkil ettiğini ifade eden Ömer M. Koç, yöneticilere şu sözlerle seslendi: “Hepimiz, konumumuzun farkında olmalı, ülkemizin îtîbârını güçlendirmek için cesur adımlar atmalıyız. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde ileri teknolojilere yatırım yapmak, ülkemizde dijital dönüşüme liderlik etmek, yeni, inovatif iş alanları geliştirmek, uluslararası markalar ve şirketler yaratmak için gereken âzami gayreti ve fedakârlığı göstermemiz gerekiyor. Memleketimizin ekonomisini kuvvetlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermenin ötesinde; ülkemize ve insanımıza bilim, eğitim, kültür ve sanat alanlarında hizmet etmenin giderek daha da önem kazandığına ve sorumluluğumuzun büyüdüğüne inanıyorum.”

“FAALİYETLERİMİZİN TEMELİNDE YER ALAN TÜRKİYE’YE OLAN İNANCIMIZDIR”

Vehbi Koç Vakfı ve diğer kurumların, çalışmalarının, gurur kaynağı olmaya devam ettiğini dile getiren Ömer M. Koç, “Eğitim, kültür ve sağlık alanlarında yarattığımız iyi örnekler, kendi sınırlarını aşan bir etkiye sahip. Hayırsever kişi ve kuruluşların, yarattığımız ‘mükemmeliyet merkezlerinden' ilham alması; kurumlarımızda ve projelerimizdeki standartların yurt çapında yaygınlaşmasına imkân verdi. Bu uzun ve meşakkatli yoldaki en önemli moral kaynağımız, tüm faaliyetlerimizin temelinde yer alan çağdaş ve bilimsel zihniyet  ile birlikte, gelişmiş, aydın, laik ve müreffeh bir Türkiye'ye olan inancımızdır” dedi. Koç sözlerini şöyle sürdürdü:

“Koç Holding liderliğinde Topluluk olarak yürüttüğümüz marka ve sosyal sorumluluk çalışmalarımız da; çağımızın getirdiği yeni değerlerin ülkemizde benimsenmesi açısından önem taşıyor. Bu bakış açısıyla, son on yılda sanattan spora, mesleki eğitimden toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Tüm bu çalışmalarımız neticesinde, bir yandan itibarımızı güçlendirirken, diğer yandan ülkemizde önemli değer yarattığımızı ve katma değer sağladığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.  Birçok kuruma ve markaya yönelik tüketici güveninin azaldığı bir dönemde, Koç Holding’in itibarının her sene güçlenmesi, rakiplerine göre arayı açarak liderlik konumunu devam ettirmesi bizlere gurur veriyor. Eminim güçlü itibarımızın, tüketicilerin ve yatırımcıların tercihlerine yansıyarak; malî sonuçlarımıza ve yeni yetenekleri bünyemize çekmemize de çok olumlu etkisi oluyor.”

“GELECEĞE HEP BİRLİKTE ÖNCÜLÜK ETMEYE ÇALIŞACAĞIZ”

Konuşmasının sonunda salondaki üst düzey yöneticilere mesaj veren Ömer M. Koç, sözlerini şöyle noktaladı:

”90 yılı aşkın geçmişimizin ve saygınlığımızın bize kazandırdığı hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli bir etki alanımız var. Bu salonda oturan herkesin, bir iş ve fikir önderi olarak, kendi sektörüne ve çevresine örnek olma ve tesir etme potansiyeli var. Ayrıca, çalışanlarımız, tüketicilerimiz, bayilerimiz, tedarikçilerimiz ve tüm iş ortaklarımız ile birlikte yarattığımız çok büyük bir çarpan etkisine sahibiz. Bizler bugün olduğumuz yere ortak değerlerimizin ve dayanışmamızın gücüyle geldik. Topluluğumuzu sürekli yenileyerek, değişime öncülük ederek lider olduk. Topluluğumuzu gelecek kuşaklara taşımak için de; aynı kararlılık, inanç ve sorumlulukla, geleceğe hep birlikte öncülük etmeye çalışacağız. İş dünyasına ve toplumun her kesimine örnek olmaya devam edeceğiz!”



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

TCMB'nin rezervlerinde 11 hafta sonra bir ilk

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri üst üste 11 hafta süren düşüşünü tamamladı ve 3 milyar 745 milyon dolar artış gösterdi.

Yerlinin hisse varlığı 3,2 trilyon TL'yi aştı

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği tarafından açıklanan 2024 yılı Mart ayı “Finansal Piyasa Özet Verileri”ne göre, yerli yatırımcıların pay senedi varlıkları bu yılın ilk çeyreğinde yüzde...


Vergide ilk çeyrek yeniden değerleme oranı belli oldu

Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından yapılan açıklamada, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesinin (B) fıkrasına istinaden 2024 yılı birinci geçici vergi döneminde...

4 yıl önce kurban alınıyordu! Bugün bir kilo pirzola fiyatı oldu

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, et ve sütte yaşanan sorunların hayvancılık politikalarından kaynaklandığını söyledi. Gürer, Diyanet İ...


Borsa güne yükselişle başladı

Borsa İstanbul 100 endeksi güne yüzde 0,3 yükselişle 9564 puan seviyesinden başladı. Dolar 32,517 TL, euro 34,875 TL seviyesinde. Gram altın ise 2488 TL'den alıcı buluyor.

Şubatta süt, yumurta ve tavuk eti üretimi düştü

TÜİK verilerine göre, içme sütü üretimi şubatta aylık bazda yüzde 13,2 oranında azaldı. Tavuk eti üretimi şubat ayında yüzde 0,7 oranında azalırken tavuk yumurtası üretimi de yüzde 5,7 or...


Aselsan'dan yeni anlaşma

Aselsan ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı arasında Hava Savunma Sistemleri tedarikine ilişkin 36 milyon tutarında bir sözleşme imzalandı.

Şimşek, ABD'de Türkiye ekonomisini değerlendirdi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ABD'de Türkiye ekonomisine ilişkin yaptığı değerlendirmede kısa vade en önemli zorluğun yüksek enflasyon olduğunu kaydetti. Şimşek, "Yatırımcıların ...


Küresel piyasalarda 'Yellen' etkisi

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen'ın Japon ve Güney Koreli meslektaşlarıyla ortak açıklaması sonrasında Asya'da piyasalar olumlu etkilendi. ABD vadeli endeksleri de artıda.

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

İbrahim Tatlıses oğluna ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı

Oğlu Ahmet Tatlıses ve torunu Mert Tatlıses ile davalık olmasıyla gündeme gelen İbrahim Tatlıses miras açıklaması yaptı. İbrahim Tatlıses ‘Aramızda Kalmasın’ isimli magazin programına gön...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uzmanı uyarı: Grip deyip geçmeyin

Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "Grip deyip geçmemek gerek. Hafif de olsa altta yatan, eşlik eden hastalığı olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli önlemeleri zamanında alması gerekiyor" dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, ilkbahar gelinceye kadar sonbahar ve kış aylarında en çok influenza vakalarıyla karşılaşıldığını söyledi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR