Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tezcan, “Bu aniden dünkü erken seçim kararı üzerine alınmış bir randevu ve ziyaret değildir. Bundan 3 hafta veya 4 hafta öncesine dayanan önceden planlanmış bir ziyaretti. Genel olarak yapılacak seçimler çerçevesinde seçim güvenliğinin sağlanması, bundan sonraki uygulamalarda partilerle YSK uygulamalarında koordinasyonun sağlanması, teknik altyapıyla ilgili görüş alışverişinin sağlanması çerçevesinde yapılan bir görüşmeydi. Önceki seçimlerde de zaman zaman bu tip seçim öncesinde YSK ile görüşmeler yapıyorduk. Bu çerçevede planlanmıştı. Gündem birden erken seçim kararı alınıp Meclise o taleple gelinip bu noktaya taşınınca doğal olarak buna özel bir ziyaret mi diye kamuoyunda bir algı oluştu. Önceden planlanan bu ziyaretimizin seçimlerin öne alınması çerçevesindeki süreçte daha önem kazandığını bizde biliyoruz” ifadelerini kullandı.

“Vatandaşın iradesinin sandığa sağlıklı girmesi ve sandıktan sağlıklı çıkması konusundaki hassasiyetimizi ifade ettik”

YSK heyetiyle yaklaşık bir saate yakın toplantı yaptıklarını, düşüncelerini söylediklerini, seçim güvenliğinin önemini söylediklerini, siyasi partiler olarak neler beklediklerini söylediklerini anlatan Tezcan, “Onlar da YSK olarak bizlerden ne beklediğini ifade ettiler. Önümüzdeki günlerde YSK’nın teknik heyetiyle partimizin teknik heyeti bu çerçevede ihtiyaç duyulan konularda sürekli görüş alışverişi içerisinde olmak suretiyle çalışma yürütecekler. Biz bu noktada özellikle vatandaşın iradesinin sandığa sağlıklı girmesi ve sandıktan sağlıklı çıkması konusundaki hassasiyetimizi ifade ettik” açıklamasında bulundu.

"Seçime giderken gündemdeki böylesi önemli bir konuyu gündeme aldık"

Görüşmede İYİ Parti'nin seçime girip girmemesi konusunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine Tezcan, şöyle konuştu:

“Seçime giderken gündemdeki böylesi önemli bir konuyu gündeme aldık. Biz en azından talebimizi ilettik. Sadece İYİ Parti değil, DSP için de aynı durum söz konusu. Biz kurul üyelerine de 1950’de Türkiye’nin çok partili seçim pratiğinin olduğunu, 1960’dan beri de YSK denetiminde çok partili seçim pratiğinin olduğunu ifade ettik. Bugüne kadar seçimlere girecek partilerin nasıl belirleneceğine ilişkin yerleşmiş bir uygulama ve içtihat olduğunu ifade ettik. Gerek İYİ Parti, gerekse DSP'nin bu noktada YSK’nın bugüne kadarki yerleşik içtihatları doğrultusunda hukuken seçime girme hakkını kazandığını düşündüğümüzü söyledik. YSK’nın bu noktada haksız, kamuoyunu rahatsız edecek, vicdanları yaralayacak bir karara sebep olmaması gerektiğini, bu arzumuzu ifade ettik. İhsas-ı rey olacağından YSK Başkanı ve üyeleri bu konuda bir görüş bildirmediler. Biz önümüzdeki süreçte seçime katılacak partileri belirlerken, YSK’nın geçmiş yerleşik uygulama ve içtihatlarına uygun hareket etmesini ve şu anda bizim bildiğimiz kadarıyla aldığımız bilgilere göre DSP ve İYİ Parti’nin de bu şartları taşıyıp seçimlere girebilmesi gerektiği yönünde karar vermesini bekliyoruz. Ama bu görüşme buna özel bir ziyaret değildi.”

"Görüşmenin esası bir geçmiş hesaplaşması değil, bir geleceğin doğru planlanması noktasındaydı”

Tezcan, görüşmenin nezaket kurallarını ortadan kaldırmayacak bir duyarlılık içinde geçtiğini ifade ederek, “Ancak bu hiçbir zaman görüş farklılıklarımızın ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Görüş farklılıklarımızın devam ettiğini biz de biliyoruz, heyette biliyor. Bu çerçevede zaman zaman ayrılıklarımıza işaret etsek de bu görüşmenin esası bir geçmiş hesaplaşması değil, bir geleceğin doğru planlanması noktasındaydı” şeklinde konuştu.