Yukarı
215291

"Biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız, ya siz?"

10 Temmuz 2018 16:33

EGE'NİN SESİ/ÖZLEM ATEŞ-701 sayılı KHK ile 8 Temmuz’da 18 Barış imzacısı akademisyenin ihracının ardından bugün Barış imzacıları, KESK, İzmir Tabip Odası ve TMMOB Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü önünde basın açıklaması yapmak için bir araya geldi. Basın açıklamasına HDP milletvekilleri Serpil Kemalbay, Ahmet Şık, CHP İzmir milletvekili Tacettin Bayır, CHP eski milletvekili Zeynep Altıok Akatlı ve Musa Çam İTO Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Mülkiyeliler Birliği İzmir Şube Başkanı Bülent Toptaş, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sorumlusu Melih Yalçın, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen  katıldı.

Saat 12.30’da rektörlük önünde başlayan basın açıklaması, son olduğu söylenen KHK ile 18 bin 632 kamu personelinin ihraç edildiğinin hatırlatılmasıyla başladı.

“BİR GİDER BİN GELİRİZ”

SES 3 Nolu Şube Sekreteri Nuri Erkin Başer:

“Bugün burada tekrar bir araya geldik. Açığa alındığımız gün de 28 Haziran 2017’de, bundan 375 gün önce de aynı dostlarla DEÜ ve iktidarını uyarmak için bir araya gelmiştik, yine aynı görevi yerine getiriyoruz. Açığa alınmamız sonrasında bize şu teklifle geldiler, ‘İmzanızı çekin, biz de sizle ilgili soruşturmalarımızı kapatalım.’ Biz o zaman verdiğimiz yanıtın aynısını vereceğiz. Sözümüzün arkasında durmaya devam ediyoruz çünkü biz Behice Boranların, Muzaffer Şeriflerin, Halet Çambellerin, Bedrettin Cömertlerin, Ata Soyerlerin ve İsmail Beşikçilerin okulunda yetiştik. Bizler Onur Hamzaoğlu’nun arkadaşlarıyız, dostlarıyız. Barış için imza attığımız günden bugüne 910 gün geçti, 3 rektör gördük. 12 soruşturmacı tespit ettik belki de daha fazla… 375 gün açıkta kaldık; odalarımıza kilit vurdular, mahkeme kararı olmadan pasaportlarımızı engellediler. 4 hocamız emekli olmak zorunda kaldı. Dilek Karabulut arkadaşımızı 4 Şubat’ta işsiz bıraktılar. Şimdi de hepimizi ihraç ettiler. Yetmedi, arkadaşlarımız bize destek oldukları için, okullarda açtıkları pankart yüzünden soruşturmaya tabii tutuluyorlar. 8 Mart’ta kadın arkadaşlarımızın odalarına çiçek bırakıldığı için onlara dava açtılar, sendikamızı tehdit ettiler, açıkça, Dokuz Eylül Üniversitesi mail yoluyla. Tüm bu yaşatılanlara rağmen kendimizi mağdur olarak ifade etmiyoruz. Bizler tarafız. Onurlu bilim insanları; doğadan, toplumdan, insandan, barıştan, adaletten, bilimden, ifade özgürlüğünden yana taraftır. İsmimizi KHK listelerine yazdıranlar yan odalarımızdaki, kendilerini savunan, koltuklarına ve paralarına değer verenlerdir. Üniversite her dönem içinden vurulmuş, jurnal Türkiye’de öğretim üyesi için olağan bir tutumdur. Solcu, muhalif ve barış imzacısı 400’ün üzerinde bilim insanının ihraç edildiği bu ülkede yaşatılanlar, yapılanlar çok yakın gelecekte siyaset bilimi ve bilim tarihi etiği derslerinde örnek olay olarak okutulacaktır. O yan odadaki jurnalciyi ise kötüye örnek gösterecekler adını bile anmadan. Bugünler geçecek elbet, bizler üniversiteleri yeniden inşa edeceğiz. Bir gider, bin geliriz!” dedi.

“SORUŞMA YAPAN REKTÖR DE AYNI AKIBETE UĞRADI”

SES İzmir Şubesi Eş Başkanı Fatih Sürenkök:

“Yine bir sıcak haziran günüydü, AKP de sıcak da sağlığa zararlıdır diyerek konuşmamı bitirmiştim. Şimdi de tek adamlık, KHK’ler ve OHAL sağlığa zararlıdır diyoruz. Arkadaşlarımız ne istediler? Barış istediler. Özerk, demokratik bir üniversitede ‘Siz; bilimden, özerklikten, özgürlükten, barıştan yana olmak zorundasınız’ demeyi öğrettiler. Fakat rektör öğrenemedi. Soruşma yapan rektör de aynı akıbete uğradı. Onların da çocukları var. Onların yüzüne bakıp, ‘Ben ihbarcıyım, o tanımadığım öğretim üyelerini sadece barış istedikleri için ihraç edilmelerini sağladım’ mı diyecekler? Kendi suratlarına, ayna ya bakamadıklarını söyleyecekler mi? Bilmiyorum. Yaşasın ihraç edilen arkadaşlarımızın onurlu mücadelesi, yaşasın hakikat!” dedi.

“KHKLAR YENİ BİR REJİM İNŞASI DOĞRULTUSUNDA ARAÇLAŞTIRILDI”

Eğitim Sen İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Şenay Akyol:

“15 Tammuz Darbe Girişimi bahanesiyle ilan edilen OHAL ve 15 günde bir çıkardıkları KHKlar ile kendisine muhalif olanları susturmanın aracına dönüştüren AKP iktidarı 24 Haziran seçimlerinden sonra parlamentoda salt çoğunluğu elde edememesine rağmen partili Cumhurbaşkanı KHKlar ile tüm yetkileri kendisine bağlayarak gücü elinde tutmaktadır. Her gün yeni bir KHK ile uyanır olduk. Bu KHKlar ile Başbakan ve Bakanlar Kurulu ifadeleri çıkarılarak yerine Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcıları ifadeleri getirildi. Tüzükler yönetmelik, kararnameler artık karar haline dönüştü. Bu kararnameler tek yetkiyi Cumhurbaşkanında topladı. KHKlar yeni bir rejim inşası doğrultusunda araçlaştırıldı. KHKlar aracılığıyla OHAL süreklileştirildi. 7 Temmuz’da son KHK diye tanımlanan fakat son olmayan 701 nolu kararname ile birçok akademisyen, sağlık emekçileri, öğretmen ve polis olmak üzere 18 bin 632 kamu personeli daha memuriyetten çıkarıldı. 7 kez uzatılan OHAL, KHKlar sonucunda toplam 3 bin 162 KESK üyesi arkadaşımız ihraç edildi” DEÜ’den daha önce açığa alınmış olan barış imzacısı 9 akademisyen arkadaşımız ve 4 SES üyesi sağlık emekçisi arkadaşımız ihraç edildiler. 2 yıl önce daha önce birçok üniversitede olduğu gibi bir cadı avı fitili ateşlendi. 2 bin 212 akademisyen barış talep eden bir metne imza attılar. Devletin en tepesinden, yan odalarımızda oturan kimi meslektaşlarımıza kadar ihbarcılık yayıldı. Rektör, genel sekreter, dekan ve maalesef yan odada oturanların içlerindeki kötülük ve iktidara yaranma güdüsü ortaya çıkıverdi. Barış imzacılarıyla yetinmediler. Sendika aktivistlerini, iş güvenceleri için mücadele eden araştırma görevlilerini ihraç ettiler. DEÜ’deki haklarında soruşturma açılan 12 akademisyenden 4’ü emekli olmak zorunda kaldı. Diğer 8 akademisyen arkadaşımız ise neredeyse 1 yıl açıkta bekletilerek 701 nolu KHK ile –emekli olan arkadaşımız dâhil- ihraç edildiler. Onlar; Türkiye’de en yüksek puanlarla profesör olmuş tıpçılar, dünya literatürüne giren bilimcilerdir, sadece profesörlüğünde 115 uluslararası makale yazanlardır, uluslararası meslek derneği başkanları, onlarca kitaba, makaleye, projeye emek verenlerdir, dünya çapında hekimler, sayısız ödül alanlardır’ dedi.

“ADNAN KASMANLAR, SİZLER TEK BAŞINASINIZ!”

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan:

“Sokrates’ten Buruna’ya, Behice Boranlardan Server Tanilli’ye ve bugüne bilim insanları hiçbir zaman itaat etmedi ve etmeyecekler. Bilimi, emeği, demokrasiyi, kardeşliği savunmak için geçmişten bugüne itiraz ettiler ve bu itirazlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Yine Homeros’tan bugüne arkadaşlarımız umudun temsilcileri ve hiçbir zaman biat etmeyenlerdir ve biz arkadaşlarımıza yaşatılanları hiçbir zaman unutmadık ve unutmayacağız. Cumhurbaşkanından hükümetine, YÖK’ünden yandaş medyasına tehditleri unutmadık. Arkadaşlarımızın odalarının kapılarına asılan tehdit mesajlarını unutmadık. Haklarında açılan soruşturmaları, davaları unutmadık. ‘Kanlarınızı oluk oluk akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız’ diyenleri ve bu sözleri düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirenleri unutmadık ve hiçbir zaman unutmayacağız. Akademik nitelik o binalarınızdan ibaret değildir. O binaları üniversite, akademi yapanlar bizim arkadaşlarımızdır. Onlar; adalet, barış, eşitlik, özgürlük dedi. Biz, geçmişte olduğu gibi bugün de el ele, yan yana, omuz omuzayız. Sizler, koltuklarınızı korumak için, yeni koltuklar ve makamlar kazanmak için muhbirlik yapanlar, Adnan Kasmanlar, sizler tek başınasınız. Yanınızda bugün de bir kişi bile yok. Bizler inadına daha çok yan yana, daha çok ele ele, daha çok omuz omuza umudu örgütleyeceğiz!”

“HUKUKU HERKES İÇİN İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

İTO Merkez konseyi başkanı Sinan Adıyaman:

“DEÜ’deki ve diğer üniversitelerdeki ihraçlar ülkemizde dün itibariyle yürürlüğe giren rejimin turnusol kâğıdıdır. Hiçbir idari ya da cezai bir yargılamanın sonucuna bakılmadan, haklarında bir hüküm kurulmadan üniversiteden ihraç uygulaması bu ülkede yaşayan 80 milyonun kaygılanmasını gerektiren bir durumdur. Daha önce de defalarca söylendiği gibi farklı düşünce ve eleştirinin odağı olması gereken üniversitelerde barış fikrini soruşturmaya tabii tutup cezalandırırsanız tarih önünde komik duruma düşersiniz. Şimdiki gibi keyfi, gerekçe bile sunmadan sırf düşünceleri size aykırı diye akademisyenleri ihraç ederseniz bir trajedinin parçası olursunuz. Sadece biz değil herkes biliyor ki arkadaşlarımız ülkemizin yüz akı bilim insanlarıdır. Türk Tabipleri Birliği; özerk, bilimsel, demokratik üniversite talebinde ısrar etmeye, değerli hekimleri uzaklaştırarak topluma verdiğiniz zararı hatırlatmaya devam edecektir. Hukuku herkes için istemeye devam edeceğiz. Tüm uyarılara rağmen hukuku işletmeyen eski rektörün de ihraç edilmesi hukuk ve adaletin herkes için lazım olacağı açık bir biçimde göstermektedir.”

“BARIŞ AKADEMİSYENLERİ, KORUMAK İSTEDİKLERİ REJİMİN KARŞISINDA BİR TEHDİTTİR”

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen:

“Bugün kabine açıklandı. Bu kabinede eğitim sisteminin bu hale gelmesine neden olan 4+4+4 sisteminin sorumlusu olan, kız çocuklarının erken yaşta evliliklere mecbur bırakıldığı, herkesin çocuk yaşta işçileştirilmeye çalışıldığı eğitim sisteminin mimarı olan bir isim Milli eğitim Bakanı yapıldı. Görünen o ki piyasalaştırma, özelleştirme, kamusal hizmetlerin özelleştirilmesi, kamu kurumlarının sermayedarlara peşkeş çekilmesi hız kesmeden devam edecek. Bu sorumlular yayınladıkları KHK’de gerekçe bölümünü unuttular. 701 sayılı KHK dostlarımızın ihraç edilmesinin yanı sıra işte bu gerekçe bölümü ile tarihe bir not olarak düşüldü. Biz, her fırsatta söylüyorduk, kurum amirlerinin keyfi durumlarına göre kendilerine muhalefet edenleri keyfi bir şekilde listelere yazdırdıklarını, hiçbir somut gerekçe ve delile dayanılmadığını, tamamen keyfi uygulamalar olduğunu ve emekçilerin kaderinin bir kişinin iki dudağının arasına terk edildiğini söylüyorduk. İşte bu KHK bir kez daha bunu somutladı. Akademi çölleştirildi, kamu kurumlarının, eğitim kurumlarının içi boşaltıldı. Bu ihbar mekanizması işte bugün kurdukları, kurumsallaştırdıkları yeni rejimin mikro ağlarına kadar bu ihbarcılarla dolduruldu ki bu rejim yaşayabilsin diye. İhbarcılar ödüllendirildi. Bu ihbarcılara hiçbir soruşturma dahi yapılmadı. Bu ihbarcılık mekanizması Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde birçok bilim emekçisinin ölümüyle bir katliamla sonuçlandı. İhbarcılar hiçbir şekilde cezalandırılmadığı gibi onların tesis ettiği işlemlerin hiçbiri de iptal edilmedi. Çünkü yetiştirmek istedikleri kindar, dindar, sorgulamayan, eleştirmeyen, biat eden nesil için eleştirel düşünceyi kendisine şiar edinmiş, eleştirel düşünceyi öğrencilerine öğretmeye çalışan, soran, sorgulayan, içinde yaşadığı dünyanın sorunlarına çare olmaya çalışan akademisyenler, korumak istedikleri rejimin karşısında bir tehdittir”  



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Kırkpınar: Kalbinizin sesini dinleyin Bayraklı kazansın!

Cumhur İttifakı Bayraklı Belediye Başkan Adayı Bilal Kırkpınar, ilçe sakinlerine 31 Mart çağrısında bulunarak, "Kalbinizin sesi size doğru yolu gösterecektir. O sesi tercih edin. Unutma, ...

AK Parti Konak Adayı Çankırı taksi şoförü oldu

AK Parti Konak Belediye Başkan Adayı Ceyda Bölünmez Çankırı, taksi şoförü oldu, yolcular gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Seyir halinde yol boyunca yolcularla sohbet e...


Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi, “4. faz” ile gücüne güç katacak

İzmir’in en önemli atık su arıtma yatırımlarından birisi olan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin 4. faz inşaat çalışmalarında sona yaklaşıldı. Avrupa Birliği standartlarında hizmet veren tesi...

Akdeniz’den sandık mesajları

Menderes Belediye Başkan Adayı Sinan Akdeniz; hemşehrilerini sandığa çağırarak; bir tek oyun bile çok değerli olduğunu vurguladı. İlçelerinin 5 yılda kaybettiği zamana dikkat çeken Akdeni...


Tunç’tan emeklilere bayram müjdesi

AK Parti Karabağlar Belediye Başkan Adayı Mehmet Sadık Tunç’tan emeklilere müjde. Tunç, bayramda ilçede yaşayan emeklilere ayrım gözetmeksizin 10.000 TL’lik ikramiyesi ödeneceğinin taahhü...

CHP'li Sevda Erdan Kılıç'tan seçmene çağrı

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 31 Mart yerel seçimleri için seçmenlere “Bu pazar tüm vatandaşlarımızı mücadelemizi büyütmeye, Cumhuriyet’in savunucusu, demokrasinin teminatı Cu...


1 Nisan'da yeni döneme merhaba

Efes Selçuk'un geleceğine dair umut dolu bir heyecanla seçim kampanyasını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Başkan Adayı Filiz Ceritoğlu Sengel, bugün gerçekleştirilecek olan büyü...

CHP Aliağa: "Belediye işçileri yalnız değildir"

CHP Aliağa’dan yapılan açıklamada: “10 yıllık Serkan Acar yönetiminde bu kentte yaşayan insanların sosyal hayatlarına dokunacak hayatlarını kolaylaştıracak, kent yoksulluğu ile mücadele e...


“Hemşehrilerimizin adaletine güveniyorum”

Menemen Belediyesi, Ramazan ayı boyunca her akşam farklı bir mahallede iftar programları düzenledi. 15 Mahallede yaklaşık 70 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen iftarlarda vatandaşla...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Pelin Karahan: Kadınlar eşime çıplak fotoğraflarını attı

Oyuncu Pelin Karahan konuk olduğu bir programda "Bir ara kadınlar sosyal medyadan eşime çıplak fotoğraflarını gönderiyordu. Ama ben takılmam öyle şeylere, hiç kıskanç değilimdir" ifadeler...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor

Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR