Yukarı
231009

Avrupa’da kriz büyüyor…

13 Aralık 2018 14:16

AB'nin önde gelen liderleri Theresa May, Angela Merkel, Emmanuel Macron ve Charles Michel'in ülkelerinde aynı dönemde ortaya çıkan siyasi istikrarsızlıkla boğuşması dikkat çekiyor.

Geleneksel olarak Avrupa’nın “istikrar” kaynağı olarak görülen ve kıtanın genel politikalarına yön verme kapasitesi bulunan bu ülke liderlerinin karşılaştığı siyasi karmaşa, birlik genelinde sıkıntılara yol açma ihtimalini de beraberinde getiriyor.

Avrupa’nın “4M”si May, Merkel, Macron ve Michel’in ülkelerinde tekrar güçlü pozisyonlara gelip gelemeyeceği merak konusu…

Theresa May

İngiltere ile AB arasında geçen ay sağlanan Brexit anlaşması, referandum sonrasında David Cameron’ın yerini alan İngiltere Başbakanı Theresa May’in koltuğunu sallayan en önemli etken oldu.

Temmuz ayında açıkladığı yeni Brexit yaklaşımının ardından kabinesinde yaşanan istifalarla gücü azalan May’e, Brexit anlaşmasında AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti ile İngiltere’nin parçası olan Kuzey İrlanda arasında Brexit sonrasında fiziki sınır oluşmasını engellemeyi amaçlayan “tedbir maddesi” önemli darbe vurdu.

May, güven oylamasının arıdndan böyle görüntülendi.

May, güven oylamasının ardından böyle görüntülendi.

Ülke genelinde ciddi muhalefetle karşılaşan anlaşmayı İngiliz parlamentosunun onayına sunmayı erteleyen May’e karşı lideri olduğu Muhafazakar Parti içindeki muhaliflerin güven oylamasına gidilmesi için gereken imza sayısına ulaşmasıyla dün akşam oylama gerçekleşti. Başbakan May, parti içi güven oylamasını 117’ye karşı 200 oyla kazandı.

May gelecek bir yıl boyunca benzer bir oylamaya tabi tutulamayacak ve bu nedenle zaman kazanmış olacak ancak May’in mevcut koşullarda AB ile sağladığı Brexit anlaşmasını İngiliz parlamentosuna onaylatmasının zor bir ihtimal olması, başbakanın geleceğini sorguya açıyor.

Angela Merkel

Sadece Avrupa değil, dünya genelinde “en güçlü kadın lider” imajına sahip Angela Merkel’in gücünü kaybetmeye başlamasını 2015’te kapılarını göçmenlere açma kararına kadar geriye götürmek mümkün görünüyor.

Ülke genelinde yoğun eleştiri sebebi olan göçmen politikası, yakın zamanda koalisyon ortakları Hristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) arasında krize yol açarak hükümeti dağıtma noktasına getirmişti.

Bu krizden kısa bir süre sonra Merkel 2000 yılından beri yürüttüğü CDU partisinin liderliğini bırakma ve başbakanlıkta görev süresi dolduktan sonra 2021 yılında yeniden yarışmamama kararı aldı.

Merkel geçtiğimiz günlerde yapılan kongrede partisinin genel başkanlığına veda etti.

Merkel geçtiğimiz günlerde yapılan kongrede partisinin genel başkanlığına veda etti.

CDU’nun yeni genel başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer oldu. Uluslararası basın kısaca AKK olarak hitap ettiği Karrenbauer’i “mini-Merkel” olarak tanımlasa da Merkel ve AKK arasında görüş ayrılığı oluşması durumunda, Merkel’in 2021’e kadar başbakanlık görevini sürdürme isteği tehlikeye girebilir.

Diğer yandan, Merkel’in liderliğinde CDU, CSU ve Sosyal Demokrat Partisinden (SPD) oluşan koalisyonun oldukça kırılgan olduğu değerlendiriliyor.

Almanya’da eylül ayında düzenlenen genel seçimlerde koalisyon partilerinin oy kaybına uğraması ve aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin yüzde 13.2 oy oranı alarak Federal Meclise girmeyi başarması siyasi istikrarı zorluyor.

Öyle ki İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük seçim hezimetini yaşayan SPD’nin bazı üyeleri koalisyondan ayrılma seçeneğini sıklıkla gündeme getiriyor.

AfD’nin gelecek yıl düzenlenecek eyalet seçimlerinde, özellikle Saksonya’da başarı sağlaması halinde, CDU’nun daha fazla kan kaybetmemek için Merkel’in görevini daha erken sonlandırma isteğinin gündeme gelebileceğini göz ardı etmemek gerekiyor.

Bu ihtimaller ülkeyi erken seçime götürme riskini beraberinde getirmenin yanı sıra Merkel’in 2021’e kadar görevde kalma isteğini tehlikeye atabilecek unsurlar olarak ön plana çıkıyor.

Emmanuel Macron

Avrupa’da liderlik rolünü Almanya Başbakanı Merkel’den devralma ihtimali en yüksek kişi Fransa’nın yaklaşık 1.5 yıllık Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron olmuştu.

Ancak Avrupa’da ve ülkesinde önemli reform gündemiyle dikkat çeken Macron’un şöhreti uzun ömürlü olmadı.

Fransa genelinde akaryakıt zamları ve genel ekonomik koşulları protesto eden ‘sarı yelekliler’in sokağa dökülmesi ve şiddet içeriği yoğunlaşan protestolar nedeniyle Macron görev süresi boyunca karşılaştığı en ciddi siyasi krizle başa çıkmaya çalışıyor.

Sarı Yelekliler kasım ayından bu yana gösteriler düzenliyor.

Sarı Yelekliler kasım ayından bu yana gösteriler düzenliyor.

“Macron istifa” sloganında birleşen ve beşinci kez tekrar sokağa çıkması beklenen protestoculara Fransa genelinde destek yüzde 80’i geçerken, Macron’un popülaritesinin yüzde 18’lere kadar gerilediği görülüyor.

Diğer yandan, muhalefetteki sol partilerin Macron hükümetine karşı meclise gensoru önergesi sunma hazırlığında olduğu belirtiliyor.

Fransa’da bir sonraki genel seçimlerin 2022’de yapılması öngörülüyor ancak Macron’un açıklamalarını ve attığı adımları yetersiz bulan ‘sarı yeleklile’rin protestolarının daha fazla devam etmesi, ülkenin ciddi bir kriz ortamına sürüklenme ve Macron’un cumhurbaşkanlığını ciddi riske atma ihtimalini artırıyor.

Charles Michel

Geleneksel olarak Fransa ve Almanya’nın birlik politikalarına yakın duran Belçika’da ise Başbakan Charles Michel hükümetini Birleşmiş Milletler (BM) Küresel Göç Mutabakatı’na verilen destek tehlikeye sokmuş durumda.

Michel’in göç mutabakatını imzalayacağını duyurmasının ardından üç partili koalisyonun milliyetçi ortağı Yeni Flaman İttifakı (N-VA) koalisyondan çekildi.

Michel, Belçika Kralı Philippe’in onayıyla istifa eden N-VA’lı bakanların yerine koalisyon ortağı partilerinin üyelerinden atamalar yaparak azınlık hükümetini sürdüreceğini açıkladı.

Ancak N-VA ve muhalefet partileri Yeşiller ile Flaman Sosyalist Parti (SP.A) azınlık hükümetine karşı güvenoyuna gidilmesi konusunda ısrarcı. Başbakan Michel ise hükümeti güvenoyunu almakta zorlanacağı için karşı çıkıyor.

Michel’in yasal olarak güvenoyu talebini kabul etme zorunluluğu bulunmuyor ancak siyasi olarak kabul etmemesi, halihazırda mecliste muhalefet partilerinin 96 sandalyesine karşı 52 sandalye bulundurabilen Michel’in liderliğindeki koalisyonun, gelecek yıl düzenlecek seçimlere kadar iktidarda kalıp kalamayacağı konusunu yoğun tartışmaya açıyor.

AB’yi yıpratma potansiyeli

AB’nin önde gelen ülkelerindeki siyasi istikrarsızlığın tüm birliği etkileme potansiyeli bulunuyor.

Birlik, bir yandan kıta genelinde yükselen aşırı sağcı akımla boğuşurken, diğer yandan Brexit sürecinin yarattığı belirsizlik ve sıkıntıyla başa çıkmaya çalışıyor.

Verimli bir mücadele için hala somut bir politika üretilemeyen yasa dışı göçmenler konusu ise üye ülkeler arasındaki bölünmüşlüğü perçinlemeye devam ediyor.

Ekonomik alanda reform sürecinde yaşanan tıkanıklık ve Brüksel’deki ağır bürokratik yapının getirdiği hantallığı aşma kapasitesi bulunan liderlerin yaşadığı sıkıntılar da göz önünde bulundurulduğunda, birliğin önde gelen ülkelerindeki siyasi krizlerin AB’yi de genel anlamda olumsuz etkileyeceği değerlendiriliyor.

SÖZCÜ



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Yunanistan'da şiddetli deprem

Yunanistan'ın güneybatısında 6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. İyon Denizi'nde Zakintos Adası'nın 72 kilometre güneydoğusunda yaşanan deprem bölgede geniş bir alanda hissedildi. ABD Je...

Kazada 57 kişi ölmüştü... Miçotakis'e güvenoyu sınavı

Yunanistan'da, Kiryakos Miçotakis'in başkanlığındaki hükümet, muhalefetin geçen yıl Larisa kenti yakınlarındaki Tempi bölgesinde yaşanan ve 57 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren kazasına il...


İsrail, Suriye'yi vurdu: Çok sayıda ölü ve yaralı var

İsrail'in Halep Havalimanı'na ve kentin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırısında onlarca Suriye askeri ve sivil öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Kaynaklar, ölenler arasında Hizbu...

Trump'ın dükkanında yok yok: 'Güç kokan' parfüm, köpek oyuncağı, İncil

Oyunculuktan ABD Başkanlığına kadar birçok alanda kendini gösteren Trump'ın kendi adını taşıyan markası "Trumpstore.com" internet sitesinde, çeşitli kategorilerde ürünler sunuyor. Sitede ...


Moskova'yı kana bulayan saldırıda endişe yaratan detay: 'Çok sayıda kişi kayıp'

Rusya'nın başkenti Moskova'da geçen cuma yaşanan terör saldırısında can kaybının açıklanandan çok daha fazla olduğu iddia edildi. Rus güvenlik kurumlarıyla bağlantılı Telegram hesabı Baza...

Rus istihbarat başkanı Kuzey Kore'ye gitti

Rusya Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin başkanlığındaki Rus heyetinin Kuzey Kore'yi ziyaret ettiği bildirildi.  Kuzey Kore Merkezi Haber Ajansının (KCNA) haberine göre, Narış...


Rusya lideri Putin'den F-16 uyarısı: 'Vururuz'

Rusya lideri Putin, "Ukrayna F-16’ları üçüncü ülkelerin havaalanlarında meşru hedefimiz olacak” dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya verilecek F-16 savaş uçaklarının, Rus...

BBC, Bloomberg, AP'den seçim analizleri: Erdoğan, İmamoğlu, Kurum...

Yerel seçim atmosferinde sona yaklaşılırken uluslararası medya kuruluşları da kapsamlı analizlerle süreci dünyaya aktarıyor... İngiliz kamu kuruluşu BBC, milyonlarca seçmenin pazar günü s...


Milei'nin "katil terörist" sözü kriz çıkardı... Tüm diplomatları sınır dışı ediyorlar

Arjantin lideri Javier Milei'nin Kolombiyalı mevkidaşı Gustavo Petro için "katil terörist" demesi iki Latin Amerika ülkesi arasında kriz çıkardı. Kolombiya, tüm Arjantinli diplomatların s...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Pelin Karahan: Kadınlar eşime çıplak fotoğraflarını attı

Oyuncu Pelin Karahan konuk olduğu bir programda "Bir ara kadınlar sosyal medyadan eşime çıplak fotoğraflarını gönderiyordu. Ama ben takılmam öyle şeylere, hiç kıskanç değilimdir" ifadeler...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor

Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR