Yukarı
290030

İnsan ruhunun mühendisleri

10 Temmuz 2020 08:47

Pera Müzesi’nde açılan “Bir Rüyanın İnşası: Arnavutluk Sanatında Toplumcu Gerçekçilik” başlıklı sergi 15 Kasım’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.

“Covid-19 salgını sırasında fiziken açtığımız ilk sergimiz oluyor bu” diyerek söz başlayan Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol “Bildiğim kadarıyla böyle bir açılış yapan başka bir özel kurum da yok. Zannediyorum biz bu dönemin fiziken ilk etkinliğini gerçekleştiriyoruz” diyor Pera Müzesi’nde açılan “Bir Rüyanın İnşası: Arnavutluk Sanatında Toplumcu Gerçekçilik” başlıklı sergi için düzenlenen basın buluşmasında.

Cumhuriyet'ten Emrah Kolukısa'nın haberine göre; Çeşitli basın kuruluşlarından her biri de maskeli yaklaşık 15-20 kişilik bir grup halinde Pera Müzesi’nin üçüncü katındayız ve bir yandan Özalp Birol’u dinliyor, bir yandan da etraftaki göz alıcı işlere bakıyoruz. Birol sergiyi tanıtmaya 1932 yılında Josef Satlin’in söylediği bir sözü alıntılayarak başlıyor: “Ruhların üretimi tank üretiminden daha önemlidir. Bu yüzden kadehimi sizlere, yazarlara kaldırıyorum. İnsan ruhunun mühendislerine.”

"Bayrak Muhafızı" - Robert Permeti (1986)

SOSYALİZMİN RUHUNA UYGUN İNSAN PROFİLİ

Gerçekten de Stalin’in işaret ettiği ve kısa sürede rejimin resmi sanat politikası haline gelen bu şiar doğrudan doğruya toplumcu gerçekçilik akımında hayat bulacaktı. Sanıyorum Pera Müzesi’nin son sergisini gezerken bunu akıldan çıkarmamakta yarar var. Birol’un da altını çizdiği gibi “Stalin’in ruh mühendisleri dediği sanatçılar sosyalizmin ruhuna uygun insan profilini şekillendirmek için çalışmalara başlamışlardı.”

Anlaşılacağı üzere serginin başlığındaki “Rüya” doğrudan doğruya sosyalizm idealini tanımlıyor ve sergi de bu rüyanın inşası için çalışan sanatçıların eserlerini içeriyor. 'Devletin ideolojik aygıtlarından biri olarak sanat' akla tam da Althusser’in tezlerini getirecek bir önermeye benziyor. Çok da uzak bir düşünce değil aslında. Serginin kataloğu için bir yazı kaleme alan Tiran Güzel sanatlar Akademisi öğretim üyesi Ermir Hoxha, 1934 yılında yapılan Birinci Sovyet Yazarlar Birliği Kongresi’nde sanatçılardan üretmeleri talep edilen içeriklerin şöye sıralandığını aktarıyor:

1. Proleter: İşçilerin hayatlarına temas eden ve onlar için anlaşılır olan,

2. Tipik: Halkın gündelik yaşantısından sahneler yansıtan,

3. Gerçekçi: İmgeye sadık temsiller üreten,

4. Partizan: Devletin ve partinin hedeflerini destekleyen bir sanat

Bu kadar talimatın olduğu ve bu denli sanatçıyı kısıtlayan bir ortamda çok da nitelikli bir sanat üretimi çıkmayacağı gibi bir sonuca gitmek neredeyse işin doğal akışı gibi duruyor. Ama Pera Müzesi’ndeki sergiyi gezdiğinizde pek de öyle olmadığını göreceksiniz.

"Ben Bir Askerim" - Koço Vogli (1983)

Evet, 1940’lı yıllardan 1980’lerin sonlarına dek (SSCB'nin bittiği, Doğu Bloku'unun çözüldüğü yıllarla birlikte bitiyor bu dönem) yapılmış eserlerin dönemin hakim sanat akımlarıyla çok da haşır neşir olmadığını, en hafif tabiriyle eski moda olduğunu düşünebilirsiniz, yanlış da olmaz. Bir çoğunda Arnavutluk’un kurucu lideri Enver Hoca’nın resmedildiği tabloların propaganda sanatının bir uzantısı gibi duran tarzda yapıldığını görmek çok zor değil. Yine de sanatsal kaliteleri tartışılmayacak denli yüksek ve çarpıcı.

 

Robert Përmeti’nin 1984 tarihli "Kazanmak Zorundayız" adlı resminde ise, Libraş Stadyumu'nda maç yapan bir grup sporcu genç kız görülür. Arnavut spor tarihinin en önemli anlarından birini konu alan resim, kadın voleybol oyuncularının takım ruhu ve kazanma arzusuna dikkat çeker. Resim, o dönem kadınların özgürleşmesini önemseyen Arnavutluk'ta çok ilgi çekmiş ve beğenilmişti. Arnavutluk görsel sanatlarında o zamana dek çıplak figürler kabul edilemez, sistem tarafından kınanır, sosyal ahlaka aykırı olarak değerlendirilirdi. Oldukça yankı yaratan resim Arnavutluk hükümetinin düzenlediği ulusal sanat yarışmasına kabul edildi. Bu yenilikçi yaklaşım, Arnavut kadınının artık askeri giysilerle değil, daha sivil bir biçimde imgelenmesine yönelik bir çabaydı. Eser, sosyalist rejim döneminde toplumdaki cinsiyet eşitliğini vurgulaması bakımından önemlidir. (Artan Shabani - Küratör)

Özellikle 1970’li ve 80’li yıllarda sanat üretiminde bulunan asker kökenli ressam Robert Permeti’nin büyük boyutlu tabloları neredeyse bir fotoğraf karesi ya da film sahnesi gibi ele alınmış ve her birinde tarihi bazı olayların anlatıldığı hikâyeler tuvale aktarılmış. Enver Hoca’nın (ki onu resmedebilmek sadece bu ustalığa erişmiş az sayıda sanatçıya verilen bir izinle oluyordu Arnavutluk’ta) yer aldığı tablolarda lider kültünün de etkisiyle neredeyse ikonik tasvirleri akla getiren kompozisyonlar görmek mümkün.

 

Pëllumb Bylyku’nun, 80’lerin sonunda yaptığı "Tiran Radyosu’ndan İlk Partizan Şarkı" (1989) adlı eser tarihsel bir ana adanmıştır. Arnavutluk’ta 1938’den beri radyo tarihinin temelini oluşturan ve bu tarihi inşa eden ilk radyo olan Tiran Radyosu, İtalya’nın Arnavutluk’u işgalinden beş ay önce, 28 Kasım 1938’de yayın yapmaya başladı. Tiran’da Arnavutluk müziğinin konuşulduğu ve yayınlandığı bir radyonun açılması büyük coşkuyla karşılandı. Radyo fikri Arnavut toplumunda özgürlükçü bir ruhun yayılması için en önemli olanaklar arasındaydı. Alman işgali sırasında 17 Kasım 1943 tarihinde tüm radyo personeli, Gestapo’nun düzenlediği ve aslında tuzak olan bir toplantıya çağrıldı ve bu sırada radyo Almanların eline geçti; Tiran’ı kurtarmak ve radyolarına yeniden kavuşmak için halk kurtuluş gecesini (17 Kasım 1944) beklemeliydi. Bylyku’nun bu geceden ilham alan çalışması tam olarak zamanın atmosferini yansıtırken bir yandan da başkentin önemli noktalarında yer alan hoparlörleri ve onları dinleyen insan kalabalığını gösteriyor. (Artan Shabani - Küratör)

SERGİDEKİ SANATÇILAR

Serginin sanatçıları arasında, Arnavutluk Güzel Sanatlar Akademisi’nin kurucularından, toplumcu gerçekçilik döneminde sanatçılara verilen en yüksek unvan olan “Halk Ressamı” unvanına sahip Guri Madhi; dönemin propagandasına hizmet eden posterleriyle Arnavutluk görsel sanatının en önemli grafik sanatçılarından olan Safo Marko, Pandi Mele ve Pëllumb Bylyku; asker ve sporcu tablolarıyla Robert Përmeti; “yeni insan”ların yeni bir Arnavutluk inşa etme coşkusunu betimleyen çalışmalarıyla Agim Faja, Zef Shoshi, Dhimitër Theodhori, Skënder Kamberi, Ramazan Memishi; etkileyici karakalem portreleriyle Kristofor Naslazi ve Lumturi Blloshmi; kent ve kır manzaralarıyla Sami Roçi, Lec Shkreli, Guri Madhi, Ilija Rota; film afişleriyle Myrteza Fushekati, Shyqyri Sako, Namik Prizreni, Aziz Karalliu, Bujar Zajmi, Kleo Nini, Astrit Tota gibi isimler yer alıyor.

"Stadyuma Gitmediğimiz Zaman" - Guri Mahdi (1986)

“Bir Rüyanın İnşası: Arnavutluk Sanatında Toplumcu Gerçekçilik” sergisi, 15 Kasım 2020 tarihine kadar Pera Müzesi’nin 3. kat sergi salonunda izlenebilir. 

Pera Müzesi Salı’dan Cumartesi’ye 11:00 - 18:00 saatleri arasında, Pazar günleri ise 12:00 - 18:00 saatleri arasında gezilebilir. Müze Cuma günleri 16:00 – 18:00 arası tüm ziyaretçilere, Çarşamba günleriyse “Genç Çarşamba” kapsamında tüm öğrencilere ücretsiz! 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

64 sanatçıdan 1 Mayıs çağrısı

64 sanatçı 1 Mayıs'ta kutlamaların tarihi adresi olan Taksim Meydanı'na konulan yasağın kaldırılmasıyla ilgili bir açıklama yayınladı. "Taksim Meydanı 1 Mayıs alanıdır. Hiçbir yasak bu ge...

TRT dizisi setindeki taciz için karar!

Geçen 31 Ağustos’ta TRT’nin Gönül Dağı dizisinin ekibinin arasında iki çalışan arasında yaşanan taciz davası karara bağlandı. Gönül Dağı dizisi setinde saç asistanı Zeynep Çetinkaya'yı ta...


Denizin ‘uzaylılarına’ yakından bakış

Oscar Ödüllü yapımcı ve yönetmen James Cameron imzalı yeni belgesel serisi “Ahtapotların Gizemli Dünyası”nın 22 Nisan Dünya Günü’nde National Geographic WILD’de üç bölümü birden yayımlanm...

ODTÜ'lüler geleneklerine sahip çıkıyor

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) kayyum rektörü Verşan Kök'ün, 30 yıldan uzun zamandır öğrenci toplulukları tarafından düzenlenen bahar şenliğinin hem süresini kısalttı hem de şen...


Rami Kütüphanesi’nde 23 Nisan coşkusu

İp atlama, çuval yarışı,  müzikli eğlenceler, tiyatro gösterileriyle beraber çocukların mutlu olması için yüz boyaması yapıldı, balon, bayrak, pamuk şeker, macun ve kekler dağıtıldı. Bunu...

BİDEV’den çocuklara 23 Nisan hediyesi

BİDEV, bağımsızlık mücadelemizin sembolü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 104. Kuruluş yıl dönümü ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Eg...


Prof. Dr. İlber Ortaylı İZKİTAP Fest’e konuk oldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl Kültürpark’ta açık alanda düzenlenen İZKİTAP Fest - İzmir Kitap Fuarı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda büyük bir coşk...

Netflix'in popüler dizisi Wednesday'den yeni detaylar geldi

Netflix'in en çok izlenen dizilerinden biri olan Wednesday, ikinci sezonu için çalışmalara devam ederken oyuncu kadrosuna bir ismin daha katıldığı haberi geldi. 2022 yılında Netflix'te il...


23 Nisan’da Konak’ın müzeleri doldu taştı

Konak Belediyesi’nin Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi başta olmak üzere, kentin işlek noktalarındaki butik müzeleri 23 Nisan’da da kapılarını çocuklar için açık tuttu. Bayramlarını kü...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Tuvana Türkay hastanelik oldu

Oyuncu Tuvana Türkay hastane odasından fotoğraf paylaşarak takipçilerini sağlıkları konusunda uyardı. 'Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi' adlı dizide oynayan Tuvana Türkay hastaneye kaldırıl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Bilimsel araştırma: Aspirinin kolon kanserini nasıl önlediği belirlendi

Her gün aspirin kullanmanın kolon kanserini önlediği biliniyor ancak nedeni şu ana kadar belirsizdi. Yeni bir çalışma, artık aspirinin kolon kanserine karşı nasıl etki ettiğinin anlaşıldığını ortaya koyuyor. Cancer dergisinde 22 Nisan'da yayınlanan bulgulara göre, aspirinin vücudun kanser hücrelerine karşı bağışıklık tepkisini artırdığı görülüyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR