'Türkiye’nin adımları tehlikeye yol açıyor'

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dışişleri bakanları, Doğu Akdeniz’deki Türkiye-Yunanistan arasındaki gerilime ilişkin toplandı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell başkanlığındaki toplantıda, Türkiye'nin adımlarının tehlikeli olaylara yol açma riskinin bulunduğu ifade edilerek, derhal tansiyonun düşürülmesi çağrısı yapıldı.

Video konferans yöntemi ile yapılan toplantı sonrasındaki yazılı açıklamada, bakanların Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile tam dayanışma içinde olduğu vurgulanarak, AB üyesi devletlerin egemenlik haklarına saygı duyulması gerektiğinin altı çizildi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki son faaliyetlerinin soruna çözüm getirmeyeceğine işaret edilerek, tam aksine “uzlaşmazlık ve güvensizlik” yarattığı öne sürüldü. Bu faaliyetlerin “tehlikeli olaylara” yol açma riskinin bulunduğu ifade edilerek, Türkiye’ye derhal tansiyonu düşürmesinin önemi vurgulandı.

Toplantı video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi.

Türkiye ile ilişkilerin önemine de vurgu yapılan açıklamada, diyalog çağrısı yinelendi. Ayrıca Doğu Akdeniz konusunun Ağustos ayı sonunda yapılacak AB Dışişleri Bakanları toplantısında daha ayrıntılı bir şekilde ele alınacağı ifade edildi.

TATİLİNİ YARIDA KESMİŞTİ

DW Türkçe’nin aktardığına göre AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, dışişleri bakanları toplantısının “iyi ve yapıcı” geçtiğini dile getirdi. Söz konusu toplantı, aralarında Belarus'taki gelişmeler ve Türkiye-Yunanistan gerginliğinin de bulunduğu bazı önemli konuların değerlendirilmesi amacıyla, tatilini yarıda kesen Josep Borrell'in çağrısı sonucu organize edilmişti.

‘VAZGEÇMELERİNİ BEKLİYORUZ’

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn'un da, dışişleri bakanları toplantısında, Doğu Akdeniz'deki gelişmelerden duyduğu endişeyi dile getirdiği ve şu an yaşanan olumsuz döngünün hemen son bulması gerektiğini ifade ettiği bildirildi. Asselborn'un, bölgede yaşanan gerginliğin azalması için asıl sorumluluğun Türkiye'de olduğunu belirttiği ve “Türkiye'nin durumu daha da kötüleştirecek tüm faaliyetlerinden vazgeçmesini bekliyoruz” dediği aktarıldı.