Yukarı
298006

Baskı uygulayana hayranlık: Stockholm sendromu

25 Eylül 2020 18:04

Stockholm sendromu, ilk defa psikiyatr Nils Bejerot tarafından tanımlanmıştır. Peki Stockholm sendromu ne anlama geliyor? Belirtileri nelerdir? Kişiyi nasıl etkiliyor? Uzman Klinik Psikolog Merve Savaşkan, Stockholm sendromunu anlatıyor.

Kişiyi kaçıran, baskı kuran, rehin alan kişilere karşı kurduğu duygusal bağ olarak adlandırılan Stockholm sendromunu sıklıkla dizilerde ve gerçek yaşantılarda görüyoruz. İnsan nasıl olur da kendine zarar riski olan bir kişiye hayran olabilir denilen bu nokta aslında psikolojik olarak kişinin savunma sisteminin bir parçası. İlk defa psikiyatr Nils Bejerot tarafından tanımlanan Stockholm sendromu, kendilerine baskı uygulayan kişilere karşı anlayış, sadakat beslemekle oluşan psikolojik bir durum olarak açıklamıştır. Stockholm sendromu ilk olarak 1973 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşanan bir olay sonucu ismini almıştır. Olay, bir banka soyguncusu ve rehinesi arasında geçmiştir. Banka soyguncusu 6 gün bir kadını rehin alır. Rehine bu süreçte duygusal olarak rehin alan suçluya bağlanmıştır.

İç dünyada ki eksikler, yaşanan travmalar bu durumu destekler. Normalde suçlu kişiye karşı korku, endişe duyguları ve kaçınma davranışları yerine sempati, aşk, hayranlık gibi duygular duyulmaya başlar. Bu psikolojik bağdan sonra kendisini kurtarmak ve yardım etmek isteyen kişilere ise olumsuz duygular duyulur. Bu psikolojik bir bağ oluşturarak uzun süre sürebilir.

Stockholm sendromunun belirtileri nelerdir?

Genellikle 3 ana belirti vardır:

• Kurban, kendini rehin tutan ya da taciz eden kişiye karşı olumlu duygular beslemeye başlar.

• Kurban; polise, otoriteye ya da kendisini bu durumdan kurtarmak isteyen diğer kişilere karşı olumsuz duygular beslemeye başlar. Hatta bazı durumlarda rehin tutan kişiye karşı işbirliği yapmayı reddederler.

• Kurban, rehin alan kişinin insani yönünü görmeye ve her iki tarafın da ortak amaçları ve değerleri paylaştığına inanmaya başlar.

Kişiyi nasıl etkiler?

Kurban kişiler suçluya karşı hayatta kalmak için kendini muhtaç görür ve bir güven duygusu geliştirir. Suçlunun kurbana iyi davranması ise bu sendromu geliştirir. Kurbanın geçmişinde yaşadığı stresli olaylar ve travmalar bu duruma zemin hazırlar. Sadece kaçırılma ve rehin alınma durumlarında değil taciz ve istismar gibi olayların sonucunda da bu sendrom gelişebilir. Genellikle çocuklardan ziyade yetişkinlerde ve erkeklerden çok kadınlarda görülen Stockholm sendromu tedavisi için psikoterapi desteği alınmalıdır. Tedavi sürecinde yanlış inançlar çalışılmalı ve savunma mekanizmaları ele alınır.

HÜRRİYET



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental Intern...

Uzmanı uyarı: Grip deyip geçmeyin

Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "Grip deyip geçmemek gerek. Hafif de olsa altta yatan, eşlik eden hastalığı olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli önlemeleri zamanında alması...


Ağız kanseri teşhisinde lolipop yöntemi

Araştırmacılar lolipopun ağız kanseri teşhisini hızlandırabileceğini, hatta sigara içen veya çok miktarda alkol tüketen kişiler gibi en fazla risk altında olan kişilerde tümör taraması iç...

Gece açlığının faydaları..

‘’Akşamları geç yemek yiyor hatta uyuyana kadar atıştırıyorsanız bu alışkanlığınızdan bir an önce vazgeçin’’ tavsiyesinde bulunan Buket Ertaş Sefer, gece boş mideyle yatağa girmenin sağlı...


Beyninize yapabileceğiniz 12 iyilik...

Unutkanlık çağın yaygın sorunlarından biri… Masum bir nedenden kaynaklanabileceği gibi demans yani bunama işareti de olabiliyor. Prof. Dr. Uludüz, işte bu riske karşı beyni her daim çalış...

Kadınlar daha çok uykusuzluk yaşıyor...

Yapılan bir araştırma, kadınların erkeklerden daha kötü uyuduğunu gösterirken bilim insanları da bunun, vücut saatlerinin yaklaşık altı dakika daha hızlı çalışmasından kaynaklandığını düş...


Bağırsaklardaki gizli tehlike...

‘’Kan testlerinizin temiz, bağırsak alışkanlığınızın düzenli olması bağırsaklarınızın sağlıklı olduğunu göstermez. Çünkü polipler belirti vermez’’ diyen Prof. Dr. Meltem Ergün, kolon kans...

Gözden kaçan unutkanlık

Son yıllarda aktör Bruce Willis’in hastalığı olarak gündeme gelen Frontotemporal Demans’ın erken yaşlarda fark edilmediğini ve ileri yaşlarda ise Alzheimer ile karıştırıldığını belirten P...


Alzheimer için yeni umut

İngiltere'de, Alzheimer'ın daha ucuz ve hızlı teşhis edilmesini sağlamak amacıyla kan testi deneyleri yapılacağı açıklandı. University Collage London (UCL) ve Oxford Üniversitesinden eki...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'60 günde 20 kilo verdi' dendi, ünlü oyuncu isyan etti

Oyuncu Ezgi Mola'nın 60 günde 20 kilo verdiği iddia edildi. Mola hakkında çıkan habere tepki gösterdi. Ezgi Mola işletmeci Mustafa Aksallı ile 8 Mayıs 2023'te sade bir törenle dünyaevine ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR