Yukarı
382246

Depremzede kadınlar hayata ‘bebekle’ sarılmak istiyor

31 Mayıs 2023 09:12

Deprem bölgesinde görev yapan hekimler; evlatlarını kaybeden ya da düşük yapan kadınların; çadırda da yaşasa ileri yaşta da olsa yeniden çocuk yapmaya çabaladığına dikkat çekti ve “Bu onlar için hayata tutunma sebebi’’ yorumunu yaptı.

Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden yaklaşık 4 ay geçti. Depremzedeler yaralarını sarmaya çalışırken; bölgedeki kadın öyküleri KKTC'de düzenlenen 20'nci Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Kongresi'ne de yansıdı. Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman ve Hatay'da görev yapan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimler ölüm ile doğum arasında yaşadıkları gelgitleri ve ailelerin hayata tutunma çabalarını anlattı. İşte onlar arasında yer alan üç hekim ve açıklamaları…

Zor koşullara rağmen anne olmak istiyorlar

1999 yılında İstanbul, 2011'de de Van depremlerini yaşadığını ancak 6 Şubat'takinin hepsinden şiddetli olduğunu belirten Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları-Doğum Uzmanı ve TJOD Kahramanmaraş Şube Başkanı Prof. Dr. Murat Bakacak, deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını şöyle dile getirdi: ‘‘Deprem sırasında bir yandan ailemi kurtarmaya çalışıp; bir yandan da işimi, o gün yapacağım ameliyatları düşünürken, bir süre sonra depremin acı boyutlarını öğrendim. Depremden bir saat sonra hastanedeki görevimin başındaydım. Kadın doğum hekimiyim ama depremzedelere yardım için oradaydım. Bir süre sonra hekim arkadaşlarımızı kaybettiğimizi duydum. Hastalarımdan da kayıplar oldu. 10 yıllık evlat hasretinin ardından üçüz sahibi olan hastamı ve bebeklerini kaybettik. Yine 20 yıl sonra ikiz bebekleri olan ve 1 yaşına gelen hastamın bebekleri ve eşi hayatını kaybetti. 17 yıldır evlat sahibi olamayan bir hastam ise depremde 7 aylık hamileydi. Enkazdan kurtarıldı ve 1 ay önce doğum yaptı. Bu arada depremden 1 gün sonra bir masayı ameliyat masasına çevirdik. Strelizasyon olmadan telefon ışığı altında sezaryenle doğum yaptırdım. Bu arada insanlar normalleşmek adına zor koşullara rağmen yoğun şekilde çocuk sahibi olmaya çalışıyor. Ev yok, çoğu aile akrabalarının yanında kalıyor, bir çadırda 3-5 aile kalıyor. Yine de çadırda da yaşasa, ileri yaşta da olsa kadınlar hayata tutunmak için çocuk istiyor. 3 çocuğu olan ama dördüncü, beşinci çocuğu yapmaya çalışan hastalarımız da var.”

Çocuklarını kaybeden ileri yaştaki kadınlar tüp bebek tedavisine başvuruyor

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da deprem bölgesinde anne olmak isteyen kadın sayısındaki artışın 1999 İstanbul depreminden sonra da yaşandığını belirterek, şu tespiti yaptı: “Örneğin Kocaeli'de tüp bebek servislerine başvuru oranının arttığı görülmüştü. Bunda depreme direnme, varoluşlarını sürdürme ve çocuklarını kaybedenlerin çocuk yapma arzularının rolü büyüktü. 6 Şubat depreminden sağ kurtulan çiftler de hayatla bağlantılarını koparmamak, kaybettikleri yakınlarının yerine koyabilmek için çocuk sahibi olmak istiyor: Depremde evlatlarını kaybeden ileri yaştaki kadınlar da tüp bebek tedavisi için bize başvuruyor. Deprem öncesi tüplerini bağlatanlar bile yeniden gebelik düşünüyor.”

Anne adayları ve doğum yapanlar mutlu

Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Talip Karaçor, yaşadıklarını anlatırken o anları adeta yeniden yaşadı. Zaman zaman gözleri doldu. Depremin şiddetiyle uyandığında evinin toz duman içinde kaldığını belirten Karaçor, sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Komşu dairelerle aramızdaki duvarlar bile yıkılmıştı. Herkes anne, baba, yavrum diye feryat ediyordu. Her yerimiz kesikler içindeydi. Hava aşırı soğuk, her yer zifiri karanlıktı. Evden güçlükle çıktık. Ertesi gün gördüklerimiz Piyanist filminin hafızalara kazınan acı sahnesini andırıyordu. Çalıştığım hastane kullanılamaz durumdaydı. Acil hastalara ameliyat yapamadık. Şimdi esnek çalışıyor ve sadece sezaryen doğumları yaptırabiliyoruz. Deprem zamanı strese bağlı çok sayıda da düşük oldu. Ancak 6 Şubat sonrasında çocuklarını dünyaya getirenler mutlu. Çünkü bunu neslin devamı gibi düşünüyor, acılarını böyle hafifletiyorlar. Bir de ölenlerin, kayıpların adını böyle yaşatmaya çalışıyorlar.”

Doğum sevinci ile ölüm acısını aynı anda yaşadım

Depreme üniversite lojmanında yakalandığını belirten Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ercan Yılmaz, yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘‘Çok uzun bir depremdi. Şimdi bitecek desek de arkasından yeni bir deprem dalgası geldi. Sonra güçlükle dışarı çıktık. Depremin olduğu gece bir sezaryene girdim. Yan taraftaki ameliyathanede ampütasyon yapılan bir kadın vardı. Hayatını kaybetti. Bir yanda doğum, bir yanda ölüm vardı. İkisini aynı anda yaşadım. İki uç arasında gidip, geldik.''

Sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

E-sigara pıhtılaşmaya neden oluyor

Özellikle gençler arasında yaygınlaşan elektronik sigaraların normal sigara kadar tehlikeli olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr...

Sigara bunamaya yol açar mı?

Demansın (bunama) çağın yaygın sorunlarından biri olduğunu belirten uzmanlar, bu durumun genetik gibi bazı değiştirilemez faktörlerden kaynaklanabildiğini belirtiyor. Ancak bunama riskini...


Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental Intern...

Uzmanı uyarı: Grip deyip geçmeyin

Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "Grip deyip geçmemek gerek. Hafif de olsa altta yatan, eşlik eden hastalığı olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli önlemeleri zamanında alması...


Ağız kanseri teşhisinde lolipop yöntemi

Araştırmacılar lolipopun ağız kanseri teşhisini hızlandırabileceğini, hatta sigara içen veya çok miktarda alkol tüketen kişiler gibi en fazla risk altında olan kişilerde tümör taraması iç...

Gece açlığının faydaları..

‘’Akşamları geç yemek yiyor hatta uyuyana kadar atıştırıyorsanız bu alışkanlığınızdan bir an önce vazgeçin’’ tavsiyesinde bulunan Buket Ertaş Sefer, gece boş mideyle yatağa girmenin sağlı...


Beyninize yapabileceğiniz 12 iyilik...

Unutkanlık çağın yaygın sorunlarından biri… Masum bir nedenden kaynaklanabileceği gibi demans yani bunama işareti de olabiliyor. Prof. Dr. Uludüz, işte bu riske karşı beyni her daim çalış...

Kadınlar daha çok uykusuzluk yaşıyor...

Yapılan bir araştırma, kadınların erkeklerden daha kötü uyuduğunu gösterirken bilim insanları da bunun, vücut saatlerinin yaklaşık altı dakika daha hızlı çalışmasından kaynaklandığını düş...


Bağırsaklardaki gizli tehlike...

‘’Kan testlerinizin temiz, bağırsak alışkanlığınızın düzenli olması bağırsaklarınızın sağlıklı olduğunu göstermez. Çünkü polipler belirti vermez’’ diyen Prof. Dr. Meltem Ergün, kolon kans...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

O gün hayatım değişti

“Bir gün sinemada, film öncesi yayınlanan reklamlarda Utku’yu gördüm. ‘Ne kadar yakışıklı bir kemancı’ dedim. Aradan 3 ay geçti. Orkestrama kemancı arıyorken Utku’nun adı geldi ama ne gel...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

E-sigara pıhtılaşmaya neden oluyor

Özellikle gençler arasında yaygınlaşan elektronik sigaraların normal sigara kadar tehlikeli olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Seyhan Us Dülger "Bu cihazlar kalpte ritim bozukluğundan pıhtılaşmaya kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açıyor" dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR