Kocaoğlu yoksa 'EVET' mi diyecek?

   Ülke diken üstünde. Bir kesimde saltanatımı nasıl daha güçlü bir şekilde devam ettirebilirim telaşı varken, ikinci kesim de demokrasi, özgürlükler, Atatürk ve Cumhuriyet değerleri gidecek kaygısı var. Pek tabiî ki ikinci kesimle aynı kaygıları taşıyanlardan birisiyim.

   AKP ile MHP’nin (tabanı ayrı tutuyorum) kol kola verip halka dayattığı rejim değişikliği şuan birinci gündemimiz. Milyonlarca insan bu paketin referandumdan geçmemesi için dişini tırnağına takmış, gelecek adına mücadele veriyor. Aziz Kocaoğlu dışında..!

   Ben, “Nerede bu adam? Neden çıkıp güçlü biçimde “Hayır” diyerek partisine ve seçmenine destek olmuyor” derken, hay demez olaydım. Çünkü yine yarar değil zarar verdi.

   AKP’li Belediye Başkanları akla hayale girmeyen yöntemlerle partisine oy taşımak için her türlü organizasyona girerken, CHP’nin tek Büyükşehir Belediye Başkanı olan Aziz Kocaoğlu da bırakın kendi partisine yardım etmeyi, takındığı tuhaf tavırlarla AKP’nin değirmenine su taşımaya devam ediyor.

   Son açıklaması aynen şöyle;

   “Referandumda ne çıkarsa çıksın ülkenin sonu olmaması gerektiğini ifade eden Başkan Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayır diyenlerin de, evet diyenlerin de yoğun bir şekilde çalışıp düşüncesini özgürce sandığa yansıtması gerek. Bu bir referandum... Herkesin makul ölçüde, aklıselimle ve pozitif davranarak; ülkenin, vatanın, milletin ve bayrağın yararını, menfaatini her şeyin üstünde tutarak davranması ve bu şekilde karar vermesi gerek. Ülke varsa, vatan varsa, millet varsa, biz biz oluyoruz; onlar yoksa biz neyiz ki? Referandumdan sonra ‘Vah yandım bittim, kül oldum’ diye bir şey olmamalı! Çünkü hayat devam edecek. Bizim bu süreçte en çok pozitif enerjiye ihtiyacımız var. Paradan puldan daha önemli olan birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Para bulunur. Gelir, gider… Bugün olmaz, yarın olur... Referandum sürecinde en büyük dileğim, toplumun ‘evetçiler’ ve ‘hayırcılar’ ile ayrışmaması, kutuplaşmaması...”

   Allah aşkına nerede yaşıyor bu adam? Yoksa referanduma 'EVET' demeyi mi düşünüyor?

   Atı alan Üsküdar’ı geçmeye çalışırken ve ülke dipsiz bir kuyuya doğru sürüklenirken, böyle bir açıklama nasıl ve hangi mantığın ürünüdür?

   Böyle konuşacaksan, hiç konuşma sus daha iyi be adam.

   Senin Genel Başkanın bile “Rejim, Laiklik ve Demokrasi elden gidiyor” diye bas bas bağırırken, böylesine kritik bir süreci romantizm üzerinden manipüle etmenin altında ne yatıyor acaba?

   CHP’liler Kocaoğlu’ndan ciddi kaygı duyuyor. AKP ile işbirliği mi yapıyor bile diyenler var.

   Haksız da değiller.

   Bilenler bilir, Kocaoğlu’nun kırılma süreci kendisine açılan davalarla başladı. Gezi sürecinde solculara karşı AKP’nin yanında olan tutumu bu işin başlangıcıydı. Daha sonra seçime 2 gün kala, partilisi olan bir milletvekiline  bütün kameralar önünde küfretmesi, CHP’nin ayağına sıkılan kurşun olmuştu.

   Aziz Bey, “Referandumda ne çıkarsa çıksın dünyanın sonu değildir” dese de, eşeğini sağlam kazığa bağladığından dolayı, onun açısından bir son olmayabilir. Ama kendisine oy verip üçüncü kez o koltuğa oturtanlar için (ki bunlardan birisi de benim) bu referandum bir haysiyet meselesidir. Bir ülke sorunu, bir varoluş ve yok oluş kavgasıdır.

   Tarih ülkeyi bu hale getirenleri yazacak, yanı sıra bu ülkeyi bu hale getirenlere payanda olanları da elbette yazacak. Benden söylemesi…