Kocaoğlu ve adam olmak...

   Aziz Kocaoğlu CHP’nin en büyük talihsizliklerinden birisidir diye yıllarca yazdık. Gezi olaylarındaki ilkesiz davranışlarından tutun, parti içerisindeki kavgalarına ve  AKP’liler önünde secde etmesine kadar birçok tutarsızlığına tanık olduğumuz için yazdık. Ama değişen hiçbir şey olmadı. Ders çıkarıp, bana mısın demedi. Demez de..

   Çünkü hazretleri narsisizmin doruklarında. Her şeyi ben bilirim, ben olmasam CHP batar, İzmir biter havasında. Hani Nazım der ya, “kabahatin çoğu senin be canım kardeşim” diye. İşte burada kabahatin çoğu da bunu CHP’nin ve İzmir’in başına bela eden Baykal ve Kılıçdaroğlu’nun…

   Gelelim asıl konuya.

   Partilileriyle kavga etmeyi alışkanlık haline getiren Kocaoğlu bu kez Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’e çatmış.  Kavga, Kuş Cenneti Protokolünün yenilenmesi toplantısı sırasında yaşanmış. Şahin ilçesi adına yararlı olmayacağı nedeniyle bu protokole şerh koymuş. Vay sen misin bunu yapan!

   Beyefendinin isteği yerine gelmediği için açmış ağzını yummuş gözünü. Tahir Şahin’in ne başkanlığı kalmış ne de adamlığı. Menemen ve kuş cenneti deltasını asıl koruması gerekenin kendisi olduğunu unutan Kocaoğlu işi “Senin nasıl adam gibi durduğunu gördüm”e kadar getirmiş.

   İşte bu söz beni çileden çıkardı. Kocaoğlu’nu tanıyanlar iyi bilir, başı sıkıştığında mutlaka karşısındakinin adamlığına laf eder.

   Mesela, CHP’nin Bornova İlçe Başkanlığı seçimlerinde partilisine “Adam mısın şalgam mı?” demiştir.

   Bir başka olayda, CHP eski Milletvekili Mehmet Ali Susam ile yaptığı kavgada,  yine “Adam mısın lan sen” sözleri gündeme damga vurmuştur.  Bir benzer tartışma, CHP’li eski menderes Belediye Başkanı Ergun Özgün ile yaşanmıştı. Yine bir toplantı sırasında tıkanan Kocaoğlu adamlıktan başlayıp ağza alınmayacak hakaretler savurmuştu. Son demeyelim, yeni kurban da Tahir Şahin oldu.

   Şimdi asıl merak ettiğim, Kocaoğlu’nun kendi adamlığını sorgulamadan neden başkalarının adamlığına söz etmesidir.

   Örneğin CHP’de “Büyük Başkan” konumundayken, partilileriyle durmaksızın kavga etmek midir adam olmak?

   Gezi olaylarında TOMA’lara su verip, kendi seçmenine o suyu sıktırmak mı ve Gezi gençlerini dava etmek mi adamlıktır?

   Ya da dönemin gözdeleri Fethullahçı işadamlarıyla iş tutmak mı, Fethullah’ın organizasyonu olan Türkçe Olimpiyatlarını övmek midir adam olmak?

   Nedir adamlığın tarifi?

   AKP iktidarının temsilcileri önünde iki büklüm eğilip, kendi Genel Başkanını iplememek midir adamlık?

   Veya her seçim öncesi CHP’de kaos çıkartıp, partinin ayağına sıkmak mıdır adam olmak?

   Eğer bunları yapan biri adam olarak geçiniyorsa, bizim adamlığımızda bir sorun var demektir…