CHP’li yöneticilere çağrı; Üç maymunu oynamayın...

   Aliağa’da belediyeye ait olan 597 bin metrekarelik arazi aynı parselde 13 bin metrekarelik hissesi bulunan şahsa belediye tarafından satılmasıyla ilgili CHP Aliağa İlçe Başkanı Özcan Durmaz, CHP İzmir Milletvekillerinden Musa Çam, Mustafa Balbay ve Atilla Sertel, CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven ve İl Eğitim Sekreteri Yücel Özen ile birlikte basın açıklamasında bulunmuştu.

   İddialara göre Aliağa Belediyesi, Çaltılıdere Mahallesi’nde bulunan 597 bin metrekarelik, denize sıfır arsa, arazi aynı parselde 13 bin metrekarelik hissesi bulunan İstanbullu iş adamı Murat Gülibrahimoğlu’na sattı. Bunun üzerine CHP Aliağa İlçe Balkanı Özcan Durmaz bir açıklama yaptı. Durmaz, “Aliağa’nın ve Aliağa halkının çıkarlarını korumakla görevlendirilen Belediye Başkanı, şehir emanet edilen şehri emin, emanete ihanet etmiştir. Belediyenin kasasındaki parayı kitabına uydurarak cebine atmakla, belediyenin tapusunu kitabına uydurarak devretmek arasında hiçbir fark yoktur” dedi.

   Buraya kadar herşey normal. Yani olması gereken bir tepki ortaya konulmuş pekte iyi olmuş. Çünkü her ne pahasına olursa olsun kamu malına sahip çıkılmış. Bu açıdan tebrik ederiz sevgili CHP’liler..

   Ancak anormal olan bir başka durum var. Aliağa’da yapılan “peşkeş”in bir başka benzeri, hatta çok daha büyüğü önceki yıl Dikili’de yapıldı. CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Tosun, Belediyenin paha biçilemeyen 165 dönümlük arsasını, adı sanı bilinmeyen ANKA Teknolojileri Üniversitesi diye bir yere verdi. Bu sözde Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı kim diye soruşturduğumuzda, karşımıza Atatürk, Cumhuriyet ve CHP düşmanı birileri çıkmıştı. Belediye Meclisindeki bazı CHP’li Meclis Üyeleri bu satışa karşı çıkmış ve Dikili Halkı bu satşın iptal edilmesini istemişti. Bir süre sonra bu olay yargıya taşınmış ayrıca İçişleri Bakanlığı da “Usulsüzlük” yapıldığı gerekçesiyle soruşturma izni vermişti.

   Son aldığım bilgiye göre Belediye Başkanının yetkisiz biçimde görevine devam ettiği, yetki ve birçok işin mülki amir denetiminde sürdürüldüğü yönünde. Yani kadük bırakılmış bir Belediye yönetimi şuan Dikili’yi güya yönetmeye çalışıyor. Böyle bir durumda yarın neler olabileceğini tahmin etmek hiçte sürpriz olmasın.

Peki bu rezaletin sorumluları kimler?

Hemen söyleyeyim.

   Dikili Halkına ait olan arsanın hukuksuz biçimde devrini yapan “CHP’li” Belediye Başkanı Mustafa Tosun.

   Haberleri olmasına rağmen olayı kulak üstü yapan dönemin İl Başkanları Bedri Serter, Alaattin Yüksel, şuan İl Başkanlığı koltuğunda oturan Asuman Ali Güven, CHP Dikili İlçe Başkanı İsmail Hakkı Şener, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP’li Yönetici Yücel Özen.

   Aynı biçimde sessiz kalan CHP İzmir Milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu, Kamil Okyay Sındır, Aytun Çıray, Mustafa Balbay, Musa Çam, Tacettin Bayır, Tuncay Özkan, Murat Bakan, Atilla Sertel ve Ali Yiğit..

   Ege’nin Sesi olarak bu olayın üzerine baya bir gittik ve deyim yerindeyse, rezaletin tüm boyutlarını belgeleriyle birlikte ortaya çıkardık. Ancak yukarıda isimlerini saydığım beyefendileri ne hikmetse bir türlü harekete geçiremedik. Sağolsunlar, CHP’nin İzmirdeki kalesi konumundaki Dikili’yi el birliğiyle bu hale getirdiler.

Sözün özü:

   MHP’li Aliağa Belediye Başkanının yaptıklarına haklı yere tepki gösteren CHP’liler, CHP’li olup olmadığı bile tartışılan ama kağıt üzerinde CHP’li gözüken Belediye Başkanı söz konusu olunca üç maymunu oynuyor. Bu durum adil olmadığı gibi Halk içerisinde güven kaybına neden oluyor.

   Daha önceleri de uyardım ve son bir kez daha uyarayım. Başta Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır ve yukarıda isimlerini saydığım Vekiller olmak üzere, CHP yönetimi acilen Dikili’de olan biteni gidip “dürüst” biçimde yerinde araştırmalı ve Genel Merkeze rapor etmelidir. Aksi halde olası bütün olumsuzlukların sorumlusu kendileri de olacaktır. Benden söylemesi...