İzmir bu rezillikleri hak etmiyor..

   Ne acıdır ki, Türkiye birkaç haftadır İzmir üzerinden CHP’yi tartışıyor. Partisini ve Kentini düşünmeyip, cebini düşünen birkaç kendini bilmez Belediye Başkanı yüzünden, bu kentin yaşayanları olarak rezil olduk desek yeridir.

   Çıkara dayalı aldıkları gayri etik kararlar yüzünden tartışmaların kaynağı olan Başkanlara, ne yazık ki CHP Genel Merkezi de kayıtsız kaldı. İş işten geçtikten sonra ancak devreye girebildiler.

   Oysa haftalar önce Karaburun ile bu tartışma başladı. Genel Merkez o gün gerekli iradeyi ortaya koyup, diğerlerine de ibret olsun diye Karaburun Belediye Başkanını ihraç etme kararı almış olsaydı, belki de gerekli ders çıkarılmış olurdu. Ama nerede o irade?

   Nerede dedim. Çünkü bu Başkanlara değil ceza vermek aksine onları koruyan irade var Genel Merkezde. Örneğin Karaburun’un arkasında Malatya Milletvekili Veli Ağbababa’nın olduğu gibi.

    Duymuşsunuzdur Ağbaba’nın Güzelbahçe’deki aday ataması sırasında da belirleyici olduğu konuşulmuştu. Ayrıca bu atama sırasında "çanta işleri" döndüğüne dair iddialar da gündeme gelmişti. Öte yandan Güzelbahçe'deki iddiaları eleştiren bir başka isim de CHP’li Milletvekili Tacettin Bayır olmuştu.

   Bir diğer yer Torbalı’ya gelirsek.

   Belediye Başkanının oğlunu Belediye Şirketine ataması affedilir gibi değil. Üstelik buna da “Güveneceğim kimse yok” diye kılıf bulması da, bu tür yanlışları nasıl içselleştirdiğinin yansımasıdır. Torbalı’da bu Başkanın aday olarak belirlenmesinde ise CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız ve dolaylı olarak da Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu’nun etkili olduğu iddia ediliyor.

   Menderes’te olanlar..

   Menderes Belediye Başkanının, İlçe Başkanını Belediye Şirketinin başına getirmesi siyasi etik açısından son derece yanlıştır. Kendisi ile bu durumu telefonda konuştum ancak gördüğüm ikimizin de etik anlayışının farklı olduğuydu. Başkana göre ücret ödenmiyorsa bu gayet etik bir durum. Sanırım Kemal Kılıçdaroğlu’nun deklare ettiği temel ilkelerin 7. Maddesinden bihaberdi.

   Ayrıca bu Başkanın danışma Kurulu toplantısında, önceki Belediye Başkanı Bülent Soylu’dan Belediyeye 10 ton akaryakıt bağış aldığını söylemesi de ayrı bir tartışma konusu. Çünkü durup dururken kimse babasının hayrına “al sana 10 ton akaryakıt hediye ediyorum” demez, diyemez. Neyse bu konuyu sanırım ileriki günlerde yine tartışacağız. Bakalım altından neler çıkacak?

   Tartışmaların odağında olan bir diğer yer ise Menemen.

   Menemen ile ilgili akraba atamaları yapılıyor iddiaları var. Ancak Başkan Serdar Aksoy dün yaptığı açıklamada bunları “iftira” olarak nitelendirdi. Burasıyla ilgili şu ana kadar sağlam bir bilgi tarafıma gelmiş değil. Kurum içi bazı hatırlı atamaların olduğu aşikâr ama bu maalesef her kurumda olabiliyor. Ama burada aslolan liyakata önem verilmesidir. Yani bir şoförü alıpta bilmem nerenin müdürü yapmakta elbette liyakat değildir.

   Malumunuz önceki başkan Tahir Şahin Menemen Belediyesini resmen aile çiftliğine çevirmişti. Ve o günlerde aile listesini yazan da yine bendim. Umarım Tahir Şahin olayı, yeni Başkana da kötü bir örnek teşkil eder.

   Selçuk Belediyesi için birkaç söz söyleyelim.

   Şu anda İzmir’de en çalışkan ve şaibesiz Belediyelerden birisinin bu belediye olduğunu belirtmesek haksızlık etmiş oluruz. Bu Belediyenin tartışılan belediyelerle birlikte aynı torbaya konulması da ayrı bir soru işareti. Çünkü “kuzenini kendisine sekreter atadı” haberi doğru değil.

   Aslında kuzen denilen kişiyle Başkanın akrabalığı var ama bu kişi zaten 16 yıldır o belediyenin çalışanı. Yani dışarıdan bir alım söz konusu değil. Dolayısıyla bu işin içerisinde birilerinin parmağı da olabilir. Bakalım yakında kokusu çıkar.

   Sözün özü

   Ne işi var Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın ve Selvi Kılıçdaroğlu’nun Torbalı’da. Ne işi var Veli Ağbaba’nın Karabağlar, Karaburun ile Güzelbahçe’de ve kendi ilinde bile hüsrana uğrayan Seyit Torun’un ne işi var Buca ve Karabağlar’da. Ayrıca örgütün hiçbir alt kademesinde yer almadan ve emek vermeden gelen Tuncay Özkan nasıl olur da İzmir’i dizayn etmeye kalkışır diye, CHP’lilerin oturup bir sorgulama yapması gerekir.

   Ama bunu yapmadan önce çuvaldız İzmir’deki bazı etkisiz Vekiller ve Örgüt Başkanlarına batırılmalı. Malatyalı Vekil oradan gelip burayı dizayn etmeye kalkışıyorsa, burada en büyük hata şüphesiz ki onlarındır. Şimdi önümüzde kongreler dönemi başlıyor. Bakalım örgüt bu yaşananlardan bir ders çıkaracak mı?

   Son olarak;

   Geçen yine bir yerlerde söyledim. CHP’de bir temizlik olacaksa bu yukarıdan, yani Genel Merkezden aşağıya doğru başlamalı. Aksi halde aynı tas aynı hamam devam eder gider. Değişen hiçbir şey olmaz. Benden söylemesi..