AKP’li Vekiller nasıl bir çocukluk yaşadı?

   Neymiş efendim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Belediye kolonlarını gökkuşağı rengine boyatmış ve bununla da yetinmemiş, güya çocuklara dağıtılan süt paketlerinin üzerine de aynı rengi koydurmuş. Ve bu renk LGBT’yi çağrıştırıyormuş.

   Bu LGBT ayrıştırması da ayrı bir facia. Sormak gerekir;

   Onlar bu toplumun bir parçası değiller mi?

   Yoksa onlar Marstan mı geldiler?!

   Toplumu bölmek ve kutuplaştırmak bunlarda neredeyse meslek haline geldi. Çünkü siyasi açıdan beslendikleri tek alan bu kaldı ellerinde. Böl, parçala ve yönet. Ama nereye kadar?

   Hem Gökkuşağı sadece LGBT’ye aitte bir renk değildir. Tabiat ananın doğaya sunduğu en anlamlı renktir. Sormak gerekir, çocukken gökyüzünde Gökkuşağı çıkarken hiç mi izlemediniz?

   Onu da geçtik. İlkokul dönemlerinizde resim defterlerine hiç mi gökkuşağı çizmediniz?

   Sahi, nasıl bir çocukluk yaşadınız siz?

   Evet, AKP’li İzmirli Vekiller ülkenin gerçek sorun ve sıkıntılarını bir kenara bırakmış, şu aralar bu gibi absürt işlerle uğraşıyorlar. Amaç belli. CHP’li Belediyeye vuralım da nerden vurduğumuz önemli değil.

   Öyle ya nasıl olsa tüm medya ellerinde. Pireyi deve yapmak, olmayanı olmuş gibi göstermek kolay!

   Ama artık toplum bu gibi yapay polemikleri de yemiyor. Yandaş medyanın yalanları aç ve açıkta olan toplumun büyük kesiminin karnını doyurmuyor. Özellikle ekonomik açıdan, sayelerinde ülke öyle bir çıkmaza sürüklendi ki, ne yapsalar artık fayda etmiyor.

   Bu gibi durumlarda, insan ister istemez sorguluyor. Yani ülkede her şey halloldu da sıra renk düşmanlığına kadar mı geldi diye. Tamam şu zor süreçlerde salt Belediye kolonlarını boyamak için 200 bin lira verilmesi belki tartışılabilir ama renklerle ne alıp veremediğiniz var be kardeşim!

   AKP’li muktedirler illa ki memleket hayrına ve insanlık adına bir şeyler yapmak istiyorlarsa, dönüp kayyum atanan belediye bütçelerinin nasıl iç edildiğine baksınlar. Milyonlarca liraya makam odası yenileyenler, makam odasına jakuzi yaptıranlar. Hangi birini sayalım maşallah ne ararsan var.

   Nedense renk körlüğü yaşayanlar, har vurup harman savrulan yeşil dolarları görmezden gelmeyi de kendilerine huy edinmişler. Çünkü sorun kendilerinden kaynaklı olduğu için işlerine gelmez.

   Bizler insanlar aç diyoruz, bunlar renklerle uğraşıyor. Bizler insanlar çocuklarına ekmek götüremediği için intihar ediyor diyoruz, bunların derdi netflix. Ve bizler hak, hukuk ve adalet dedikçe, bunların faşizan duyguları daha çok kabarıyor. Hani tam olamıyorsunuz ama birazcık olsa da insan olmak bu kadar mı zor?

   Ayrıca merak etmiyor da değilim, o kolonlar sade yeşile boyansaydı acaba yine itiraz ederler miydi?

  Malum bu muhteremler doğanın yeşili hariç, doların yeşili dahil olmak üzere yeşili de pek çok çok severler…