- “Öz’e Dönüş” konseptiyle 13. Alaçatı Ot Festivali büyük bir coşkuyla başladı
- Prof. Dr. Naci Görür'den Tokat depremine ilişkin ilk açıklama: 6 Şubatı ne çabuk unuttunuz?
- Türkiye ile Tanzanya arasında 6 anlaşma imzalandı
- AFAD duyurdu: Tokat'ta 5.6 büyüklüğünde deprem!
- Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ankara'da
Alaattin Yüksel boş konuşuyor…
07 Ekim, 2016CHP’nin bir önceki İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel EGE TV’ye dün akşam istifasıyla ve 2014 yerel seçimleriyle ilgili kendi kendisiyle çelişen açıklamalar yapmış. Yüksel’in bu açıklamalarına baktığımızda, sorumluluktan kaçan ve kendi yaptığı hataları görmeyip başkalarına yüklemeye çalışan bir çaba içerisinde olduğu anlaşılıyor.
Diyor ki; İzmir’de düzenlenen bir takım etkinliklerden Genel Merkez bizi direkt değil, Partili olmayan birileri tarafından haberdar ediyor.
Öyle ya İzmir’de uzunca bir dönemdir CHP içerisinde ERK sahibi olan Yüksel ve ekibini nasıl haberdar etmezsin ey Genel Merkez?
Bir diğer şikayeti ise, yine parti ile ilgili düzenlenen bir etkinlikten kendisinin değil Seferihisar Belediye Başkanının doğrudan muhatap olduğu ve bu durumun belli ki kendisini çok üzdüğü yönünde.
Yıllarca Yüksel-Kocaoğlu ve ekibi İzmir’de Genel Merkezin tek muhatabı konumundaydı.
Peki ne oldu?
Parti emekçileri partiye küstü. Çünkü bulundukları konum onları kendilerini dev aynasında görmeye itti. Birçok partili değil Yüksel’e ulaşmak, tozunu bile göremedi. Belirli bir zümreyi etrafında toplayan, örgüt emekçilerinden kaçan bir İl Başkanlığı koltuğunu meşgul etti. Kusura bakmasın ama bunu ben değil, bu partinin gerçek sahibi olan emekçileri söylüyor.
Bakın en çok takıldığım nokta, Yüksel’in kaybedilen 8 ilçe hakkında yaptığı açıklama oldu. Yine diyor ki;
“Belediye başkanı adaylarının belirleme süreci doğru yönetilemedi. İktidar elindeki güçlerle Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kendi kararlarına aykırı olarak ‘isteyen istediği yerden aday olabilir’ serbestliği getirince sonuç bu oldu. Aday olamayan mevcut belediye başkanları bile başka partiden aday olmuştu. Yani böldüler CHP’yi… CHP aslında oy olarak geriye düşmüş değil, kendi içindeki kariyer hırsları ne yazık ki 8 ilçeyi kaybetmemize neden oldu. Objektif koşullar yoktu. Fakat arkadaşların bu kararı vermesinde genel merkezin parti yönetiminde aday belirleme sürecini doğru yönetmemesidir”
Yeri gelmişken şu boş konuşmanın içeriğini bir kez daha doğru biçimde dolduralım. Ve Sayın Yüksel’e birkaç kelam edelim.
Şu cümlesinde, “Belediye Başkanı adaylarını belirleme süreci iyi yönetilmedi” diyor?
Sanki o süreci başkaları yönetmiş gibi topu taca atıyor. Halbuki o süreci yönetenlerden birisi kendisi, diğeri de siyaset ortağı Kocaoğlu’nun bizatihi kendisiydi.
Söz konusu o yanlış belirlemenin ardından, o zamanki mevcut Belediye Başkanlarından “Sizi aday yapmıyoruz. Partimize verdiğiniz emek için teşekkür ediyoruz. Yine partimiz için hep birlikte mücadeleye etmeliyiz” gibi sözleri bile esirgeyerek, o insanlara vebalı gibi yaklaşan, gururlarını kıran Alaattin ve Aziz bey değil de Sarı çizmeli Mehmet ağamıydı?
O insanlar dönüp “Siz misiniz kendi siyasi çıkarlarınız için İzmir’i dizayn etmeye çalışan” diyerek partinin değil Yüksel ve Kocaoğlu’nun karşısına aday olarak çıktı. Evet o yarışı belki kendileri de kaybetti, ama asıl kaybeden Yüksel ve Kocaoğlu’nun sayesinde CHP oldu.
Bakınız çok yakın takip ettiğim için, kaybedilen bu 8 ilçenin en net örneklerinden birisi Menderes’tir. Mevcut Belediye Başkanı Ergun Özgün başarısızlığından dolayı değil, Kocaoğlu’nun kişisel takıntısı yüzünden aday yapılmadı. Özgün kalktı tek başına bağımsız olarak seçime girdi. Orada yüzde 13 oy aldı ve CHP yıllarca iktidar olduğu bir yeri, Kocaoğlu’nun kişisel hırsları yüzünden AKP’ye kaptırdı. Yüksel buna yalan diyebilir mi?
Kendisi bu gerçekleri inkâr etse de, emin olun partililer ondan çok daha gerçekçi ve her şeyi yakından izliyor. Artık klasikleşen “Biz kaybetmedik. Başkaları böldü. Biz başarılıydık” gibi algı yönetimini kolay kolay kimse yemiyor. Çünkü bu anlayışın nasıl bir kent ve parti yönettiğini cümle alem gayet iyi biliyor.
O nedenle Alaattin bey veya Aziz beyin bundan sonra CHP’ye karşı yapacağı sitem veya eleştirilerin hiçbir hükmü yoktur. Çünkü CHP hak etmedikleri halde, her iki kişiye de makamlar verip onure etti. Onlar ise bu makamın değerini, başkalarının üzerinden kendi siyasi çıkarları için kullandı. Bundan sonra yapmaları gereken en hayırlı iş, bir köşeye çekilip seçimden seçime gidip partilerine oy vermeleridir…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay başarılı mı, başarısız mı?
- Cemil Tugay “acemilik” yapmaya devam ediyor
- Sözüm CHP’li mevcut Başkanlara; Sizin parti aidiyetiniz bu kadar mı?
- Cemil Kaptan hızlı başladı
- Cemil Tugay ile yeni bir sayfa
- Başarısız Belediye Başkanına yeniden şans değil, yol verilmeli..
- Değişim devam edecek. Sırada Belediye Başkanları var..
- Abdül Başkan’ın 2. Dönem yol haritası hazır...
- Başkanlık koltuğu için; Kimler kalmaya yakın. Kimler nereye göz kırpıyor-1?
- Ali Engin’e soralım; Siz, işçi dostu değil miydiniz?
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
İbrahim Tatlıses oğluna ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı
Oğlu Ahmet Tatlıses ve torunu Mert Tatlıses ile davalık olmasıyla gündeme gelen İbrahim Tatlıses miras açıklaması yaptı. İbrahim Tatlıses ‘Aramızda Kalmasın’ isimli magazin programına gön...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Uzmanı uyarı: Grip deyip geçmeyin
Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, "Grip deyip geçmemek gerek. Hafif de olsa altta yatan, eşlik eden hastalığı olan kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurması ve gerekli önlemeleri zamanında alması gerekiyor" dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, ilkbahar gelinceye kadar sonbahar ve kış aylarında en çok influenza vakalarıyla karşılaşıldığını söyledi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.