'Ben gidersem…'

"… 'Tayyip Erdoğan gitsin' demek, bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir"  buyurmuşsun, 'atma Recep din kardeşiyiz' diyeceğim ama, benim inandığım dinde bu kibrin yeri yok ki:

- "Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez. (Nisa / 36)"

- "Hem insanlara karşı avurdunu şişirme (kibirlenme) ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez. (Lokman / 18)"

Bugünlerde "Millet, Vatan, Bayrak, Devlet" kelimeleri dilinizden düşmez oldu.  Sanırsınız ki; T.C.'yi kaldıran, 'Andımız'ı yasaklatan, 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazılarını kaldırtan, 'Türk milliyetçiliği dahil, her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyorum' diyen, Milli Bayramlarda hastalanan, Atatürk anıtlarına çelenk konmasını yasaklatan siz değilsiniz. O zaman Erdoğan neden böyle konuşmaya başladı?

Bence, resme biraz daha başka açıdan bakmak gerekir:

Kuzey Irak'taki Kandil Dağları'nda Times muhabiri Anthony Loyd'un sorularını yanıtlayan Cemil Bayık denen terörist, gelinen noktada bir "ölüm kalım" mücadelesi verdiklerini belirtmiş:

"Erdoğan (Türkiye değil!) bizi yenerse, Türkiye'de demokrasi isteyen herkesi mağlup edebilir. Onun rüyalarının gerçeğe dönüşmesinin önündeki en büyük engel biziz. Eğer Erdoğan bizi saf dışı bırakırsa, kazanır... Erdoğan'ı ve AKP'yi devirmek istiyoruz. Erdoğan ve AKP devrilmedikçe, Türkiye asla demokratik bir ülke olamaz."

Buyur buradan yak; meğerse terörist başı, ülkemizi demokratik bir ülke yapmak istiyormuş! Yani Erdoğan'ı istememek PKK ile aynı düşünmek anlamına geliyormuş.

….

ABD Başkanı Obama, 8 sene sonra tam da giderayak bir dergiye verdiği mülakatta, Erdoğan'ı “beceriksiz ve otoriter” olarak nitelendirmiş. Ayrıca ABD'nin iki eski Türkiye Büyükelçisi Morton Abramowitz ve Eric Edelman, “Erdoğan ya reform yapmalı ya da istifa etmeli” çağrısında bulunmuşlar.

Ne oldu bunlara?

Aslında bir şey olduğu yok ama hesap başka. Türk milletini çok iyi tanıyorlar ve biliyorlar. Biz milletçe hep kimi tutarız, kimden yanayızdır: MAZLUMDAN. Yani son gelişmeler,  istemesek de hepimizin Erdoğancı olmasını sağlayacak yeni bir oyunun başlangıcı gibi. Çünkü ABD, ne isterse veren Erdoğan'ın gitmesini neden istesin ki? Hem gerçekten istese bunu ilan etmez, gereğini yapar.

Amacı Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak olan terörist, 40 sene sonra niye söylem değiştirsin ki? Sanki PKK Erdoğan'la mücadele etmek için kurulmuş gibi konuşsun ki?

ABD ve PKK, 'Erdoğan gitsin' derse, ulusalcılar, milliyetçiler, laikler ve AKP'ye oy vermemiş muhafazakârlar istemeseler de, nerede birleşir:

Tabii ki, Başkan Erdoğan'ın etrafında!

Peki, Erdoğan Başkan olursa kim kazanır? Kim Başkan olmasını istiyorsa, kumpası kim kuruyorsa o kazanır!

Sayın Erdoğan, Şehit ailelerine ve Gazilere hitaben bugün yaptığı konuşmada; "Geçtiğimiz temmuz ayından bu yana 300’ün üzerinde asker ve polisimizi  şehit verdik. Ama ne kazandık biliyor musunuz? Bu toprakların vatanımız olduğunu dosta düşmana bir kez daha göstermiş olduk. Bu önemliydi. Bu kazanç öyle bir kazançtır ki ancak Çanakkale ile Kurtuluş Savaşı ile mukayese edebiliriz"   şeklinde konuşmuş.

Kendilerinin cv'sinde Libya cephesi (Trablusgarp) vardı, Suriye cephesi var, şimdi de Çanakkale ve Kurtuluş savaşı da oldu. Böylece liste tamamlandı. Geriye Meclis'in yetkilerinin bir daha geri verilmemek üzere kendisine devredilmesi, Mareşal ve Gazi ilan edilmesi kalıyor. Aziz ABD ve PKK, pardon milletimiz sayesinde onlarında olması yakındır!

Yalnız, Usta sana bir şey hatırlatayım: Kendince öykündüğün, ama adını bile anamadığın o sarı saçlı mavi gözlü kahraman var ya, O tüm cephelerde emperyalistlerle beraber değil, onlara karşı savaşmıştı.

…

"Ben gidersem…" demişsin, yolun açık olsun, bizi cezalandır ve kendinden mahrum bırak Usta!