Yukarı
2

Fecri Polat

Ressamın Gözündeki Işıktan Tuvale Yansıyan Gölgeler ''Hakan Yeleş''

06 Haziran, 2014

Bizler, yani sadece yolda yürüyenler, belki de iyi gözlem yapan bir ressamın gözünden yansıyan onca rengin bir araya geldiği bir tablonun oyuncularıyızdır. Belki de ömrümüzün sonuna kadar, yani ressam fırçasını elinden bırakana kadar farklı renklerin ışıltısında hayat bulacağız. Siyah, matem; beyaz ölüm; kırmızı, aşk...

Eğer ben bir tablonun karakteriysem, iyi bir dost, iyi bir aile babası ve çok iyi bir ressam olarak gördüğüm Ressam Hakan Yeleş’in tablosunda yer almak isterim.

Neden mi?

Çünkü o tablo da sadece sevgi vardır, duygusallık vardır, uyum vardır, dostluk vardır ve en önemlisi özel insana-insanın gerçek özüne dayanan bir canlı sevgisi vardır.

Çanakkale’de yaşayan ressam, Çanakkaleli sanatseverlerin tanıdığı bir isim…

Nasıl bir ressam diye sorarsanız?

Yaşamındaki renkleri resimlerine sızdıran bir ressam olarak tanımlarım.

Bunu neye dayanarak söylüyorsun derseniz?

Hayatı boyunca fazla sergi görmemiş biriyim. Bunun, yaşayıp büyüdüğüm güzel memleketimde hiçbir zaman bir sergi salonu olmamasından ve ekmek kavgasının sanatın önünü kesmesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum! Bu yüzdendir ki benim de ailemin de sanata ve sanatçıya karşı bir ilgisi hiç olmadı. Sergilerle tanışmam Çanakkale’deki yaşantımla birlikte başladı ve şimdilerde iyi bir düzeyde devam ediyor.

Sayın Yeleş’e ait duvarımda duran bir resim dahi var. Salonumda duran ve iyi bir gözlemle çizmiş olduğu Doğu Anadolu’nun bir köyünü yansıtan resmine bakarak bu yazıyı yazıyorum ve bunları söylüyorum. İlk kez gittiği memleketimi öylesine güzel resmetmiş ki, her baktığımda kendimi küçüklüğümde ki düz damlı evimizin damında bir yer yatağının içinde yıldızları seyrederken buluyorum.

Resimleri hangi teknikle çizmiş, fırçasını ne kadar iyi kullanmış bilmiyorum. Çünkü bu konuda ne bir uzmanlığım ne de bir bilgim var. Ancak bana bu duyguları yaşatan biri, resmi yaşayarak çizmiştir diye düşünüyorum.

Sanat da hayattaki diğer her şey gibi bir neden ile var olur. Bu neden ise hissettirmektir, insanların içlerinde hapsolmuş duyguları ortaya çıkarmaktır. Ve ben bu ressamın resimlerine baktığımda içimde hapsolan çocukluğum ortaya çıkıyor.

Zaten, sanatta önemli olan hissetmek, hissettirmek değil midir? Önemli olan bir sanat eserinin içimizde uyandırdığı duygular değil midir?

Bu ressamın da farkı bu diye düşünüyorum. Çanakkale’de her an bir köşe başında kenti, sessizce ve gizli gizli yaşayarak resmeden bu ressamın resimlerinde; biraz önce üzerinden geçtiğiniz bir köprüyü ya da ilk sevgilinizden ayrılırken vapurun arkasından el salladığınız iskeleyi görebilirsiniz. Şimdilerde Çanakkale’nin Bozcaada ilçesindeki “Bozcaada Sanat Galerisi”inde bir sergisi var. Sanatseverlere duyurulur.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Kızıl Goncalar'ın yönetmeninden eleştirilere yanıt

Yönetmen Ömür Atay, 'Kızıl Goncalar’daki seküler genç kız karakterin ramazan kavramını bilmediği sahnenin gündem olmasıyla ilgili konuştu, eleştirilere de yanıt verdi. Gold Yapım imzalı '...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor

Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR