Yukarı
2

Fecri Polat

Siyaset Din İkilemi ve Gerçekler

08 Mayıs, 2015

   Bediüzaman, günümüzde yapılan din siyasetinin nedenini on yıllarca evvel açıklamıştı. Üstad şu sözlerle dinin Kürt toplumu üzerindeki etkisini anlatmaktadır.

   “Bu millet-i İslâm'ın cemaatleri, her ne kadar bir cemaat namazsız kalsa, hattâ fâsık da olsa, yine başlarındakini mütedeyyin görmek ister. Hattâ umum Kürdistan'da, umum memurlara dair en evvel sordukları sual bu imiş: Acaba namaz kılıyorlar mı? derler, namaz kılarsa mutlak emniyet ederler; kılmazsa, ne kadar muktedir olsa nazarlarında müttehemdir.
Bir zaman Beytüşşebab aşairinde isyan vardı. Ben gittim sordum: "Sebeb nedir?"
Dediler ki: "Kaymakamımız namaz kılmıyordu; öyle dinsizlere nasıl itaat edeceğiz?" Halbuki bu sözü söyliyenler de namazsız, hem de eşkiya idiler”(Tarihçe-i Hayat – 140).

   İşte işin özü budur. Gerçekten de Kürtler, dini vecibelerini dört dörtlük yerine getirmeseler de başlarında her zaman dindar insanlar isterler. Zaten onları felakete götüren de bu olmuştur.

   Zamanında, bölgedeki Şeyhler ile anlaşma yapan bazı akıllı siyasetçiler, kendilerine Şeyh tarafından verilen cennet tapularına karşı oy toplamayı başarmışlardır. Bunun adı her ne kadar cehalet olsa da bunu yapanın müslümanlıkla alakası olmadığı kesindir.

   Bu siyaset anlayışı bir asırdan beri sürmektedir. Aslında bugün hain olarak ilan edilen, Türk Tarihi(!) sayfalarında yerini alan Kürt isyancıları da bu nedenle isyan etmişlerdir. Her zaman dinlerine bağlı olan Kürtler, kimi zaman dine karşı yapılan yeniliklere karşı çıkıp vatan haini olmuş, kimi zaman da benim dindar kardeşim denilip din istismarıyla oyları ellerinden alınmış ve sonrasında bir köşeye itilmişlerdir.

   Kısacası din adına kapı komşuları olan, aynı sofraya oturdukları Ermenilerin üzerine saldırtılan Kürtler, aynı din kullanılarak oyu elindenden alınan ve başka bir hak talep etmeden sömürülen topluluğun adı olmuştur.

   Düşünebiliyor musunuz? Darbe döneminde halkın elindeki silahları toplamak için islami duyguları hiç de yüce olmayan ordu dahi Kuran'ı araç olarak kullanmış ve silahı olup olmadığına dair insanların Kuran'a el koyarak yemin etmeye zorlamıştır.

   Yani toplum üzerinde hakimiyet kurma zamanı geldiğinde, devlet, her zaman Kuran'ı almış ve halkın önüne sürmüştür.

   Yani anlayacağınız gerçekten içinde büyük bir Allah ve Kuran sevgisi bulunan Kürtlerin en zayıf ve aynı zamanda en güçlü yanı dindir.

   Şimdi özgürlüklerin konuşulduğu 21. yüzyılda halen insanlara lütufkarane bir şekilde dinini özgürce yaşamayı vaat etmek ne kadar doğrudur? İlk önce bunu sorgulamak gerekir.

   Bence artık Kürtler de bu tür toplara girmeyeceklerdir. Anadolu topraklarnda en çok istismar edilen, asimilasyona uğrayan ve hor görülen toplum olan Kürtler, müslümanlığın ve dinin kendileri ile Allah arasında olduğunu anlamaya başladılar. Bu yüzdendir ki; meydanlarda Kuran sallamayı onları ikna etmenin yolu olarak değil, Kuran'a bir hakaret ve saygısızlık olarak görmektedirler, görmelidirler.

   Aksi taktirde din siyaseti Kürtleri asırlarca geri bıraktığı gibi, geri bırakmaya devam edecektir.

   Çatışma kültürü toplumumuzun başlıca sorunudur ve bu dini heyecanlarla da birleşinde işi bağnazlığa kadar götürüyor.

   Bu seçim döneminde ise, belki de Sıffin savaşında Kuran sayfalarının mızrakların ucuna takılmasından bu yana, hiç olmadığı kadar Kuran siyasete alet edilmektedir.

   Bence artık bundan vazgeçilmelidir.

   Dini siyasetin elinden kurtaracak topluluk olarak Kürtleri görmekteyim. Eğer Kürtler tercihlerini kendilerini varetme yönünde kullanırlarsa, bir daha ne CHP oy toplamak için dindar bir Cumhurbaşkanı adayını çıkaracak, ne de diğer partiler kendilerini dindar kesimin güvencesi olarak lanse edip oy toplamaya çalışacaklardır.

   Günün sözü:

   Siyaset halk için, ibadet Allah için yapılmalıdır.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR