Yukarı
2

Fecri Polat

Acıların kaynağı olan savaşların evrimi

03 Haziran, 2016

Yirminci yüzyılda gerçekleşen savaşlar tarih boyunca devam eden savaşların binlerce yıl önceki halinden oldukça farklıdır. Eskiden savaşlar sadece bölgesel olarak gerçekleşirken yirminci yüzyılda tüm dünyayı kaplayan savaşlara dönüşmüştür. Kabul etmek gerekirse, savaşların değişimi tamamen silahların gelişimi ile alakalı bir durumdur. Temelde, barutun keşfinden önceki savaşlarda bir farklılık görülmemektedir.Fakat MÖ 1000 yıllarına yaklasırken atın savaşlarda kullanılmaya başlanması temelde savaşta bir çığır olarak değerlendirilebilir. 1450'de Çinlilerden alınan barut sayesinde mancınığın yerini top almış, fakat bu okun yerini tüfeğin almasından daha kolay olmamıştır. Fatih'in İstanbul'un fethinde topu kullanması hem savaşları hemde tarihin akışını değiştirmiştir. 17. yüzyılda halen tüfek mızrak ile beraber kullanılıyordu. Ancak tüfeğin ucuna takılan süngü ile birlikte mızrak da tarihteki yerini almıştır. 17. yüzyılın ortalarından itibaren 18. yüzyılın sonuna kadar savaş, komutanlar ile krallar arasında devam eden bir oyun niteliği kazanmıştır. Bu dönemde savaş profesyonelleşmeye başlamış, orduların yaptıkları manevralar önem kazanmaya başlamış, artık savaş toplumun geri kalanını ilgilendirmeyen bur oyun haline gelmiştir. Amerikan ve Fransız Devrim savaşları ile Napolyon savaşları sonrasında artık yönetme erki krallardan topluma geçmiştir. Bundan sonra ordular artık kralların değil toplumun olmuştur. Bu dönemden sonra da toplum savaşlarla yakından ilgilenmeye başlamıştır. 1815'ten sonra savaşlar büyüyerek devam etmiştir. Devketler artık sahip oldukları ulusların tüm imkanlarıyla savunulmalıydı. Uluslaşmanın yanında Sanayi Devrimleri ile birlikte meydana gelen teknolojik yenilikler Amerikan iç savaşı ile birlikte savaş alanlarına taşınmış ve söz konusu savaştan alınan derslerle 20. yüzyılın başındaki büyük savaşta ulusların tüm imkânları savaş alanına yansıtılmıştır. Artık savaşlar sınırsız olarak desteklenmeye başlanmış ve topyekün hale gelmiştir. Artık sivillerle savaşanların ayrımı ortadan kalkmış ve savaş alanları ulusların sahip oldukları ülkeler haline gelmiştir.

Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının her ikisi Avrupa'da başlamış ve tüm dünyaya yayılmıştır. Avrupa'nın savaşı dünyaya yaydığı gerçeği barış istenen yirminci yüzyılın ikinci yarısında göz önünde bulundurulmuştur. Bunun sonucu olarak İkinci Dünya Savaşı esnasında temeli atılan uluslararası düzende Soğuk Savaş boyunca Avrupa'da hiç savaş yaşanmamıştır. Soğuk savaş yılları boyunca Avrupa'da çatışmaya kadar gidebilecek Berlin Buhranı, Prag olayları gibi olaylar yaşansa da söz konusu vakaların hiçbiri bölgesel çatışma durumuna gelmemiştir. Ancak Avrupa'nın barışı bile dünyanın geri kalanını savaşa götürmüştür.

Avrupa'da çatışma yaşanmamasının mevcudiyetinin ötesinde bir anlamı vardır. Savaş tarihinin belli başlı dönüm noktaları vardır. Modern döneme kadar at ve barutun teşkil ettiği dönüm noktaları, modern dönemde Otuz yıl savaşlarının sonrasında Westfalia Barışı ile kurulan modern devlet sistemi sayesinde profesyonel sürekli orduların ortaya çıkması ile yeni bir boyut kazanmıştır. Bu birinci dönüm noktasıdır. İkinci dönüm noktası ise Fransız İhtilâli sonrası ortaya çıkan vatandas-ordu kavramıdır. Üçüncü dönüm noktası ise, Sanayi Devrimi ve gelişen teknolojinin savaş alanına yansıması ile savaşın sınırsız olarak desteklenmesidir. Dördüncü önemli nokta ise İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan atom bombasıdır. Yeni ortaya çıkan dehşet kapasitedeki silahlar sayesinde artık hasımlar arasında meydana gelmesi muhtemel bir savaşın maliyeti yıkım derecesine varmıştır. Bu maliyetin göze alınamaması ise ironik olarak barışı getirmiştir. Bu silah yığınak durumundan dolayı Avrupa'da hiç savaş yaşanmamıştır.

Savaşlarda meydana gelen diğer dönüm noktası ise, Almanyaların birleşmesi sonrasında Avrupa'nın tarihsel anlamda en hassas bölgelerinden birinde yani Yugoslavya'da meydana gelen çatışmalarla yaşanmıştı. Soğuk savaşın sonu ile birlikte gelen değişikliklerin sonucunda savaş artık kuralları ve standartları olan taktikler ve stratejiler çerçevesinde gerçekleştirilen bir eylem olmak yerine intifada, terörizm ve gerilla savaşları ile barışı koruma mudahalelerinin olduğu bir hal almış, artık günümüzde pek organize olmuş gruplar arasında gerçekleşen geleneksel savaş kalmamıştır.

Soğuk Savaş sonrası yasanan değişimlere bir sonraki yazıda değinilecektir.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR