Yukarı
27

Sabahattin İzcioğlu

Sorun gerçek ve doğru politika üretmede!

14 Temmuz, 2016

          Son yıllarda dünyada özellikle bölgemizdeki ülkelerin ve insanların çok büyük çoğunluğu mutsuz, tedirgin, endişeli, güvensiz ve yılgın. Dünya insanlığı ve toplumlar daha önce ki yüzyılda olduğu gibi gerici, ırkçı, milliyetçi bir hastalığa yakalanmanın eşiğinde. Bu ülkeler ekonomik, politik bunalıma girdikçe bu hastalık daha da ilerliyor.  Sonuç da bu yöne doğru gidiyor, ama nedeni yine insanlık. Yalnız, sadece sonuca bakarak politik çözüm üretmeye kalkılırsa büyük yanlışlar yapılacağı gibi yılgınlığa karamsarlığa da düşülebilir. İnsanlık için bu durum yeni değil, birinci ve ikinci dünya savaşlarında yani daha açıkçası paylaşım savaşları öncesi bunları daha farklı biçim ve eylemlerde yaşadı.

            İşte tam bu durumda gerçek ve doğru politikalar üretmek tek çaredir.  İktidarıyla muhalefetiyle ve halkıyla birlikte bu yapılmaz ise sonucun hiç de iç acıcı olmayacağı aşikardır.   Ülkemizde de yanlış, ırkçı, şoven, gerici politikaların ilk paylaşım savaşlarında  olduğu gibi, gerçek ve doğru politikalar üretemeyen  ittihatçı paşaların  entrika, darbe, komplo ile iktidarı ele geçirip paylaşımdan pay kapma uğruna 600 yıllık koskoca Osmanlı imparatorluğunu savaşa sokup aptalca paylaşılmasına neden olup, peynir ekmek gibi yenmesine sebep olmadı mı?

            Gerçek ve doğru politika üretmenin en temel ilkesi, hayatın her alanında eşitlikçi, özgürlükçü bir anlayışla yerelde genelde katılımı sağlamak, yaratıcılığı geliştirmek,  tehdide, şiddete, baskıya, teröre, ayrıştırmalara, ötelemelere karşı çıkmak, devletin ekonomideki rolünü hak, hukuk adalet çerçevesinde uygulamasını sağlamak, halkının refahını yükseltmek olmalıdır. Gerçek bir demokrasi kültürü bu temel ilkeler üzerine kurularak insanlık bu hastalıktan ancak böyle kurtulur. Ancak kamu olanakları halkın çıkarına gerçek demokraside işler. Ancak kul kültürü anlayışı, ırkçılık böyle yok olabilir. Ancak, soyut olan demokrasi,  laiklik gibi olgu ve algılar kişilerin bilincinde bir yaşam biçimi olarak adalet, eşitlik, hak, hukuk algısına böyle dönüşür.

            Hala dünyada insanlık demokrasinin, adaletin, hukukun, eşitliğin, barışın arayışı içinde ise ve bunların yokluğu eksikliği nedeni ile kitle kıyımları, terör, savaşlar oluyorsa ve de sonuçların kendiliğinden yok olacağına inanıyorsa büyük bir yanılgı içinde demektir. Evet doğrudur sistem yani, sermayenin, dünyada ekonominin, politikanın ve bunun yandaşları olan iktidarların çok küçük bir azınlığın elinde bulunan sistem tüm dünyada ki olanları körüklese, ortam yaratsa da insan olma, insanlık onuru daima barıştan, kardeşlikten adaletten yana olmalıdır.     

          Maalesef en azından bizim ülkemizde demokrasi, adalet, hak, hukuk yüz yıldır hep kağıt üzerinde kalmış, her iktidar döneminde gerçek bir demokratik muhalefetin oluşmasına bile müsaade edilmedi. Otoriter cumhuriyetin ilk yıllarından bugüne dek her iktidar ve muktedirler biçimsel olarak farklı da olsa özünde demokrasiyi halka indirgemek isteyenlere karşı yeni baskı, yıldırma yöntemleri bulmuşlar buda yetmemiş darbelerle daha da ezme, yok etme yöntemleri uygulamışlardır.  Ne yazık ki geçmişte demokrasi güçlerine karşı çıkanlar bugün kendileri, içinde bulundukları durumdan yakınmaktadırlar. Demek ki zamanında atılmayan adımların, alınmayan kararların, uygulanmayan doğru politikaların bedeli ağır oluyor. Acı olanda hala kendine demokrat, ilerici, laik diyen ve muhalefette olanların hala çok büyük yanlışlar yapmaları gerçek ve doğru politikayı üretememeleri olmasıdır.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Kızıl Goncalar'ın yönetmeninden eleştirilere yanıt

Yönetmen Ömür Atay, 'Kızıl Goncalar’daki seküler genç kız karakterin ramazan kavramını bilmediği sahnenin gündem olmasıyla ilgili konuştu, eleştirilere de yanıt verdi. Gold Yapım imzalı '...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor

Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR