Yukarı
28

Özgür Halıcı

7 Haziran Öncesi Ve Sonrasi (4) CHP

06 Haziran, 2015

Seçimlere bir gün kaldı. Yarın Türkiye‘nin nasıl bir yönetimle devam edeceğini oylayacagız. Korkarım ki ülkemizin başına kabus gibi çöken AKP yönetimi ile beraber  yaratılan bu korku ve zulüm düzeni devam edecek.

Öncelikle dün (05 / 06 / 2015 ) Diyarbakır`da yapılan HDP mitinginde patlayan bombaları yerleştirenleri lanetliyorum. Her koşulda AKP`nin işine yarayacak bu onursuz planı degerlendirirken “bu şekilde mağduriyet yaratılarak HDP`nin ekmeğine yağ sürüldüğünü“  düşünmek sadece sığ bir bakış açısı değildir, aynı zamanda nefret dilinin bir katliam da dahi dışa vurumudur. Oysa takılan at gözlüğünün biraz dışından bakılsa bu olayın her koşulda HDP`ye zarar verdiği görülür. Eğer bu patlamadan sonra ortaya çıkan gerginlik çatışmaya donuşse idi HDP ve şiddet algılaması pekişecek ve HDP`nin  gerçek yüzü bu denecekti. Evet bu başarılamadı ama, HDP ve şiddet algısı tekrardan piyasaya sürülmüş oldu. Son tahlilde bu durum kararsız seçmen üzerinde olumsuz bir algı yaratmaya zemin hazırladı. Bu saldırıyı tekrar lanetliyor ve kınıyorum. Ben, geçmişiyle yüzleşerek, yaşanan acıları algılayıp bütün halkların kardeşçe ve eşit şartlarda, dilini, dinini özgurce yaşayabilecegi bir ülke hayal ediyorum. Ermeni`si, Rum`u, Kürt`ü, Türk`ü, Laz`ı, Çerkez`i ve diger kadim Anadolu Halkları ile, her Halkın eşit şartlarda ve kardeşçe yaşadığı  bir ülkenin yeniden inşası için sandığa gidip oyumu kullanacağim.

GELELİM CHP‘YE…

CHP görülüyor ki bu seçim kampanyasına iyi çalışmış. Daha dün tek propaganda aracı olarak AKP ve Tayyip karşıtlıgını kendine ilke olarak koymuş bir CHP vardı, ama birden projeler üreten, polemiklerden görece uzak, gerçekçi ve somut politikalar üzerinden hareket etmeye çalışan bir CHP ortaya çıktı. Bu durum halk nezdinde bir heyecan ve ilgi oluştursa da, ne yazık ki istenen etki yaratılamadı. Yani kısaca, CHP’nin % 30’u geçtik, 35’lere gidiyoruz propagandası gerçekle uyuşmuyor.

Taşımacılığın develerle yapıldığı zamanlarda devecilik işi yapan birisi Kayseri`ye gider. Kayseri`li zengin ve ileri gelenlerin olduğu bir yere misafir olur. Laf lafı açar, bir çok konu konuşulur. Tabi bu arada herkes hem birbirine üstünlük kurmaya çalışır, hem de dışarıdan gelen Deveciye üstünlük kurmaya çalışılır. Konu yemeye içmeye mala mülke gelir. Kayseri‘li zenginin biri der ki; “bizim evde yılda 1.000 okka et yenir.“ (bir okka 1.283 gramdır) Bir diğeri 1.500 okka. Bir diğeri 2.000 okka derken sıra Deveciye gelir. O da der ki; “Benim develerin sonu Ali Dağda iken, başı Sarımsaklıdan su içer“  (Ali Daği Sarımsaklı arası yaklaşık 4 km`dir) olurdu olmazdı derken Kayseri‘li ağalardan biri; “Bak deveci emmi“ der, “sen deveyi düze indir, biz de okkayı 100 e indirelim.“

Ben de diyorum ki; “Bakın sayın CHP hükümdarları, siz oy oranını % 26 – 27 lere indirin, bu halk da AKP`yi % 40 ların altına indirsin“ Ortada bir paradoks varmış gibi görünüyor, yani AKP oyları düşmeli ki CHP oyları yükselsin gibi, ancak öyle değil.

Birincisi; ne oldu da on yıllardır bütün politikalarını soyut kavramlar ve karşıtlık üzerine kuran bir parti birden ağız değiştirip somut projeler ve olumluluk üzerine politikalar üretmeye başladı. Ne değişti. Yine aynı kişiler, yine aynı düşünce yapısı. Ne olacak şimdi Zekeriya Temizel’i aday yaparak ekonomi işini çözdüğünüzü mü sanıyorsunuz.  Bu durum, bu halka güven vermedi.

İkincisi; ne oldu da daha dün birbirlerini yiyen, parti içi iktidarı icin karşı karşıya gelen insanlar birden tek vücut oldu. Ne değişti. Seçimlerden sonra yine parti içi sorunlarla uğraşılmayacağı ne malum. Kendi sorunlarını çözememiş bir partinin ülkeyi yönetemeyeceği algısı da değişmedi.

Kısaca, yaratılamayan güven ve oluşturulamayan yönetebilirlik erki, CHP’nin bu seçimlerde de ciddi bir oy artışı sağlamasının önündeki en büyük engeldir.

Paradoks ise şudur; On yıllardır hiç bir şey yapmayan CHP’nin birden söylem değiştirmesi aynı zamanda bir korku da yaratmıştır. CHP sanıyor ki söylemimizi de değişirdik artık gelsin oylar. Oysa bu derece olumsuzluklar üzerine güven inşa etmek zaman işidir, sebat işidir. İşte budur paradoks. CHP projeleri ile % 30 ların üzerinde oy alacağını, buna mukabil de AKP’nin % 40 ların altına ineceğini söyleyerek, yıllarca CHP’yi sırtında taşımış seçmen kitlesine ihanet ediyor. Yarın % 26 – 27 oy alınca nasıl açıklayacaksınız bu durumu seçmen kitlenize.  Bu kadar umut yaratıp beklenti oluşturup, söyledikleriniz olmayınca nasıl bakacaksınız tekrar seçmeninizin yüzüne. İşte rakamları yükselterek algı oluşturmaya çalışmak, karşıtarafın daha çok kenetlenmesine ve konsolide olmasına neden oluyor.

Peki nasıl olmalıydı; Elbette ki bir parti, hele ki anamuhalefet partisi iktidarı hedefler ve seçmeninin inancını devam ettirmek ister. Ancak bu durum  “Biz somut projeler sunduk halk da bize oy verir“ gibi bir bakış açısıyla har vurup harman savurulmaz. Kendi içindeki kavgaları, beceriksiz ve çapsız Belediye Başkanları, ya tepeden inen, ya da Medya desteği ile ön seçimden çıkan milletvekilleri ile bu parti hala bazı kişilerin bekası ve yönlendirmesi altındadır.  CHP bu seçimde çok iyi bir çıkış yaptı, ancak menzil konusunda yanlış düşünüp, elindekini heba etti.  CHP bu söylemlerini daha da geliştirerek, sözlerinin arkasında durarak, savunduklarının takipcisi olarak ve en önemlisi öncelikle kendi içinden başlayarak belediyelerini düzelterek bir noktaya gelebilir. Bu da zaman ve sebat gerektirir. CHP için bu seçimler değil, bir sonraki seçimler bir sınavdır. Bu seçimlerde bu kadar yüksek beklenti yaratmış olması, hayal kırıklığının da o kadar yüksek olmasını doğuracak.

İşin en kötü tarafı, bunları yazan birinin nasıl suçlanacağıdır. Bunları yazmak, ihanetle, inançsızlıkla, taraf olmakla özdeşleştirilir. Hani birisi de çıksın; “yahu arkadaş, biz CHP’nin % 30 ları geçtiğini savunurken sen çıktın % 26 – 27 dedin. Bunu neden dedin, nasıl düşündün, bizim göremeyip de senin gördüğün neydi“ desin. Bu denmez işte. Bahaneler hazır, oy hırsızlığı, iktidarın elindeki imkanlar vs vs.

Oysa sorun CHP’nin içinde, Partiyi yöneten Belediye Başkanlarında, düşünce yapısında.

Benim bakış açımla yarın olacaklar bunlar…  



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Demet Akalın'ın başı kiracısıyla dertte

Ünlü şarkıcı Demet Akalın, evinde 5 bin TL kiraya oturan kiracısıyla yaşadığı sorun nedeniyle isyan etti. Akalın, kiracısının 'Programda benden bahsetti, zam yapacaktım vazgeçtim' demesin...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Siyah nokta neden olur, temizleme nasıl yapılır?

Siyah nokta, cilt foliküllerinin tıkanması sonucu oluşuyor. Kötü bir görünümün yanı sıra temizlikten uzak bir görüntüye neden olan siyah noktaları temizlemek için cildini günde en az iki kez temizleyerek gözeneklerini açık tutabilir, cildin yağ ve kirlerden arınmış olması siyah noktaların oluşumunu azaltabilirsiniz.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR