Yukarı
35

Alpay Kandemir

Siyaset ve yalakalık

12 Haziran, 2017

   Bugünkü yazımın konusunu, siyasetin içinde her daim var olan asalaklara, parazitlere ve virüslere yer vererek oluşturacağım.

   Bu asalaklar, bizlere her ne kadar doğru gelmese de, politik bünyemizin kabul ettiği ve siyasi hayatın içinde onlar ile yaşamaya alıştığımız virüslerdir.

   Yalakalık öyle bir virüstür ki; erklerin dengesini bozan, raydan çıkarıp deviren, politikacıların genleri ile oynayıp kimyasını değiştiren, onlara yaptırdıkları hatalar ile siyasi intihara kadar sürükleyen ASALAKLARDIR.

   Dost görünümlü, bu düşmanlar, bir araya geldiği zaman, YALAKALAR TAYFASININ kadrosunu kurmuş olurlar. Kendi menfaatleri ve işlerini yaptırabilmek adına, davranışlarının dozunu ve seviyesini, şaklabanlığa varacak kadar,  düşürmekten asla kaçınmazlar.

   İşin ilginç yanı ise, bu şarlatanların siyaset dünyasında kendilerine her zaman yer bulmaları, ilgi görmeleri, iş yapabilmeleridir.

   Anlamadığım ve çözemediğim konu ise, özellikle politikacıların, bu yalaka tayfalarına olan ilgisi ve onlardan vazgeçememeleridir.

   Liderler bu kadar mı pohpohlanmaktan, havaya sokulmak için yapılan yalan iltifattan, abartılı saygıdan, yıkama ve yağlamadan hoşlanırlar?

    Bu yağdanlık takımı siyasetçilerin etrafını sarar ve onların doğruları görmesine engel olur ve zehirlemeye başlar. Liderlerin en büyük düşmanları bunlardır. Çünkü onlar doğruları söylemez, sizlerin doğru veya yanlış yapmanız ile de ilgilenmezler, dikkate aldıkları tek şey sizin görev süreniz içinde kendi istediklerini yaptırabilmektir.

   Bu uğurda abartılı hürmet, süslü davranışlar, fiyakalı sözler ile gözlerinizi boyar, kimyalarınızı bozarlar.

   Bu parıltılı, aşırı ilgili, itibarlı yaşantı ile ruh haliniz değişir ve EGO patlamasıyla birlikte hatalar başlar ve yaptığınız hataların Farkında bile olmazsınız; “Keşke olabilseniz”

  Oysaki sizler de insansınız ve her zaman hata yapma lüksünüz vardır. Bu yalakalar size öyle bir hava verirler ki, “Küçük dünyaları ben yarattım.” hissine kapılırsınız.

  Bunların ilişkileri hiçbir zaman samimi değildir. Siz erk olduğunuz sürece, bu riyakârlık oyununa devam ederler; onlar iyi gün dostlarıdır… Bu sahte dostlukları da, ayaklarına basıncaya kadar sürer.

   Bu YALAKALAR TAYFASI, ipi kopmuş uçurtmalar gibidirler. Kıvrılarak, kıvırarak etrafınızda dolanır dururlar. Lavaboya gitmek için bile sizlerden müsaade isteyen bu tayfalardan, sizlere ne dost olur ne de post!...

   GEMİ su almaya görsün, ilk terk edecek olanlar bu yalakalardır!... BU FARELERDİR.

   Yalaka tayfası, her zaman namus ve ahlak şövalyeliği yapar. Bilmelisiniz ki, asıl namussuz olan onlardır.

   Liderlik, işte böylesine durumlarda ortaya çıkar. Kim dost kim düşman, anlamak ve bilmek zorundasınız. Liderim demekle lider olunmuyor. Öncelikle, çevrenizdeki insanlar, sizi lider olarak kabul etmelidir.

   Aynı yolda yürüdüğünüz yalaka insanları, gideceğiniz hedefe kadar taşır ve onlara eşlik ederseniz; kendi sonunuzu hazırlarsınız daha sonra, iyi günlerinize aldanıp, dostlarım var sanırsınız! Gerçek dostlarınızı ise ancak kötü günlerinizde görür ve tanırsınız.

   Lider kendini vazgeçilmez sanmaya başladığında, bütün kerameti kendinde görür. Herkes hatalı, kendi haklıdır.

   Yaptıkları ile küçülmeye başlar. Sonra ise laflarıyla büyümeye çalışsa da, yolun sonuna gelmiştir.

    Herkes gibi, sizin için de siyaset bir gün bitecek, sudan çıkmış balık misali sokağa sade vatandaş olarak çıktığınızda, sizlere kimlerin selam verdiğine bakmak lazım. Eğer geride hoş bir seda bırakabilirseniz ne mutlu sizlere.

   Başarı, çok yalnız ve uzun bir yoldur. Bu yolda yanınızda birkaç arkadaş dışında dost göremeyeceksiniz. Sadece arkadaş kılıklı gölgeler göreceksiniz. Her başarı, doğru ekip ve yol arkadaşları ile ileri gider. Aksi halde ileri değil geri gider.

   Doğru insanlardan, kurulmuş kadrolar; liderleri daima başarıya taşıyacaktır. Onun için acil olarak panzehiri bulmanız lazım.

   Erk gider, makam gider, zaman geçer, siyaset biter, iş işten geçer. Bunların hepsinden önce bu yağdanlık tayfası gider.

   Arkaya baktığınızda ise sadece kırdığınız, döktüğünüz, küskünler ordusunun kaldığını göreceksiniz.  Sonra da oturup ben nerede hata yaptım diye düşünüp hayıflanacaksınız…

   O halde, siyasette kırdığınız insan sayısı, kazandığınız insan sayısından her zaman az olmak zorundadır.

   Mühim olan; ‘’KRALIN ADAMI OLMAK’’ değil, ‘’ADAMIN KRALI’’ olabilmektir.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR