Bekaroğlu tutarlı ama bir vaka!

     Yaşasın! Yeni CHP kadrolarında, kadın kotasından, parti tüzüğünün arkasından dolanarak PMye girip, MYK üyesi ve Milletvekili olan, özden Milli Görüşcü bir Misafir Milletvekilimiz daha bizlere 6 ok ve sosyaldemokrasi dersi veriyor, ahkâm kesiyor, aklımızla dalga geçiyor, kökümüz, sevdamız partimize ayar veriyor.

     İşin aslı bu gibi davranan misafir şöhretli profesyonel siyasetçilere kızmamalıyız, gölgeyle uğraşmayıp, esas ve doğrudan muhattap bizzat Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu almalıyız.

     CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu "Tarihi dönüm noktasında CHP" başlıklı bir rapor yayınlamış. Bu yazımda, o raporun içeriğine değinmeyeceğim. Zira henüz raporun baskı kopyalarını sadece PM üyeleri ile Milletvekillerine dağıtmış.

     Elime Pazartesi geçince içerik açısından da bir Milli Görüşçünün CHP ve sola dair yorumunu eleştireceğim. Ama bugün Bekaroğlu vakasına değineceğim.

     Mehmet Bekaroğlu da ‘CHP’li olmayan bir diğer CHP Milletvekili’. Buna kızmayacaksınız, Sayın Genel Başkanın Yeni CHP’si böyle.

Kişilerin CHP’de sıfat ve görev sahibi olması CHP üyeliği yada CHPlilik gerektirmiyor, Genel Başkanın takdiri yeterli.

     Süreci Hatırlayalım;

     Bekaroğlu partiye üye kaydedilirken örgütte gelişen infial görülünce, ortaya hemen bir yem atıldı “durun yav Rize’li o, Rize’den üye oluyor, oradan aday olacak, zaten çıkaramadığımız Milletvekilliğini kazandırırsa kendini çıkarsın geldin” dendi. Sayın Bekaroğlu’nun verdiği röportajında belirttiği üzere kendi kızı bile CHP üyesi olmasına çok kızdı.

     Ama gelin görün ki Milletvekili aday listeleri belirlenirken “ne Rize’si kardeşim ben aslen Üsküdar’lıyım“ dedi ve oturduğu MYK üyeliği avantajı ile kendi kendini İstanbul Milletvekili adayı yazıverdi.

     Yani onu Rize’den üye yazıp İstanbul’dan Milletvekili yapan Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’dur.

     Benim de PM üyesi olduğum dönem, övünerek ama parti kurullarında ve temsilinde KADIN sayısını arttırmak için PM’de önerdiğimiz ve kurultayda kabul edilerek tüzüğe giren “cinsiyet kotası”ndan yararlandırılarak Parti Meclisi üyesi seçtirildi.

     Sayın Genel Başkan öyle bir taktik izledi ki, adayları ve adaylar içinden seçilmesini önerdiklerine dair anahtar listeyi kendisi belirleme yetkisine sahip olduğu için Bilim Yönetim ve Kültür Platformu’ndan sadece 3 erkek aday yazdı ve Bekaroğlu çok düşük oy almasına rağmen kotadan yararlanıp otomatikman PM üyesi oluverdi. Hatta bu nedenle partililer arasında kendisini espriyle “Mehmet Abla” diye ananlar vardır.

    Yani kendisi Sayın Genel Başkanın himayesindedir ve Bekaroğlu eleştirilerinizde muhatabınız tüzük ihlal etme pahasına onu PM üyesi yapan Sayın Genel Başkandır.

     Büyük tartışmalarla Parti Meclisi üyesi olduktan sonra Partinin Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı oldu.

     Yani Milli Görüş kökenli sağcı olduğunu ifade eden ve zaten öyle bilinen Sayın Bekaroğlu, hayatı boyunca felsefesi karşısında siyasi mücadele verdiği CHP’nin tanıtımından ve halkla ilişkilerinden sorumlu atandı.

     Kim tarafından atandı?

     Bizzat ve özenle Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından.

     Kendisi ne zaman partinin kurumsal kimliği, özü, kurucusu Atatürk’ü eleştiren, CHPlilik gururumuza dokunan sözler etse, partilileri rahatsız etse, hemen bizzat Sayın Genel Başkan devreye girmiş bastırmıştır.

     Anlaşılan o ki, Sayın Bekaroğlu 2006 yılı sonlarında Ertuğrul Günay ile çalıştığı “Müslüman sol” partileşme sürecinden kalan notlarını, biraz da mutfağına, kalbine, MYKsına girdiği CHPnin mahrem bilgilerine erişmiş olmakla ısıtmış, sos eklemiş ve yine piyasaya sürüyor "Tarihi dönüm noktasında CHP" raporuyla.

    Mezhepçi Sünni anlayışı, hangi sıfat, görevde ve ne olursa olsun bilinç altından hiç yok olmayan ve dünyayı bu gözle gören bir siyasiden laiklik, din ve mezhep dersi alacak değiliz! Ama ona da kızacak değiliz, hamisi, sponsoru, muhattabımız; Sayın Genel Başkan.

     Sayın Genel Başkanın doku uyuşmazlığına bakmaksızın ve sadece meşhurların transferi ile partiye sağ seçmen çekeceği yanılgısı bir kez daha ispatlanmıştır. Meşhur, profesyonel, misafir siyasiler partiden alacağını tahsil ettikten sonra yuvamıza vurarak ayrılırlar. Ve o ayrılış sırasında da profesyonel, pazarlanabilir gerekçeler yaratırlar ki gittikleri yerlerde yeni pozisyonlar, fırsatlar, kapılar açılsın, siyasi kariyer sürsün. Bu raporun amacı partiye hizmet ve yeni açılım sağlamak değil dışarıya mesaj vermektir!

     En iyimser hali ile bile, CHP’de kalacaksa da kendi yerini sağlama almak için yazmıştır. Yani Sayın Genel Başkana dolaylı olarak demektedir ki, bir daha Milletvekili adayı yapmazsan, bu mezhepçi yapı beni Milletvekili yapmadı der dururum ortalıkta.

     Ama şunu da demeden bu yazıyı tamamlayamam. Mehmet Bey, kendi siyasi çizgisi açısından tutarlıdır. Ona hangi partide ne sıfat verirsen ver kendi siyasi Milli Görüşçü damarını korumakta ve tutarlı gözükmektedir. Davasına sahip çıkıyor, CHP kini hiç bitmiyor CHPde en tepe 4-5 kişiden biri olsa dahi.

     Sakın örgütler Bekaroğlu’nu dışlayıcı tavır almasınlar, gölgeyle dövüşmesinler, zayıf olana çullanmasınlar, bizzat Sayın Genel Başkandır eleştirilerinin muhatabı.

     Şunu da bilelim ki bu rapordan Sayın Genel Başkan tabii ki haberdar ve korkarım ki memnundur, örgüte bir açıklama, izahat gereklidir. Sadece Bekaroğlu’nun raporu için değil, bu süren ve artan siyasi söylem bulanıklığının hesabı verilmelidir.