Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Toprak Ana ve Ben…

31 Ekim, 2016

Çitçimizin/Üreticimizin emeğine bir kez daha saygı duydum!
Son bir yıldır evdeki saksılarıma fide, tohum ekip, dikmek yerine küçük de olsa boyu 7 metre eni 3 metre olan bir toprak alan edindim. 
"Hobi Bahçeleri" olarak kullanılan bu alanda 36 adet Hobi Komşumla, ekip-biçmenin, hasat paylaşmanın, tohum takası yapmanın, arada bir bahçeme gidip toprağımı havalandırmanın, molalarda çayla birlikte bahçe komşularımla yaptığımız sohbetlerin, terapi tadındaki keyfi ve huzuruna sahip oldum.
Ufacık bir toprak alanın bile her mevsimin sebzesine göre işlem görmesi başlı başına bir iş!
Toprağı işlemek, onun dilinden anlamak biz kent soylular için uzak meseleler!

“Ahh keşke anamın/babamın bir köyü olsaymış” demişimdir. Yine de kent soylu bir ailenin küçük bahçeli evinde doğma şansına sahip oldum. Ve babamın görevi nedeniyle lojmanlarda geçen çocukluğum sayesinde ağaçlara çıktım, toprakla oynadım…

Bir önceki mevsimde ekilenleri sökmek, toprağı taştan, ayrık otlarından temizlemek, toprağı bellemeye hazırlamak için bir gün önceden sulamak, ertesi gün toprağı bellemek ve havalanan toprağı dinlenmeye bırakmak ve dikim zamanında fideleri, tohumları tek tek itina ile dikmek, toprağın kalbine gömmek!
Öyle beş dakikada olmuyor anlayacağınız bu işler “emek, zaman ve sevgi gerek…
Fidelerimiz büyümeye başladığında, tohumlarımız topraktan minik yeşillerini uzattığı zaman nasıl sevgi dolu anlar yaşıyorsunuz anlatamam. Sadece kendi alanımla ilgili sevinçler yaşamıyorum. Komşularımın bahçelerine de baktıkça hepsi resim gibi görünüyor bana. 
Nasıl zevkli ve keyifli tavsiye ederim...

Saksı+toprak+fide buluşsun sevginizle, haydi dikmeye…
*****
Topraktan markete, aradaki kimin cebine?

Pazardaki tezgâhların sahiplerinin çoğu halden gelen ürünleri satıyor.
Çiftçiden üç kuruşa değerinin altında alınan ürünler aracılar vasıtasıyla hallere geliyor ve pazarda üstüne koya koya pahallı dediğimiz ürünler çiftçiden çıkıyor tezgâha-market raflarına geline kadar fahiş fiyatıyla vatandaşa satılıyor.
Çiftçinin emeğini gasp edenler aklıma geldi. ... 
Ben şuncadır, şuncacık toprağımı kürekle, tırpanla işlerken ara vere vere dinlenerek yaptım. Benimki sadece Hobi!
Toprağı bellerken, bende bellendim! 

Ya ekmek parası için bu işi yapanlar!
Çiftçimizin dönüm dönüm, ucu bucağı görünmeyen tarlalarına nasıl emek verdiklerini, nasıl iki büklüm hasat için mücadele ettiklerini, çocuğunun geleceğini, evinin rızkını kazanmak için gece gündüz gık demeden nasıl çalıştıklarını düşündüm.
Sonrada adamın birinin gelip, bu emekçi insanların emeğini nasıl bedava paralara gasp ettiklerini düşündüm.
"Beni şuncacık toprak burnumdan solutuyor" dedim... 
Ürünlerimi koparmaya kıyamıyorum. 
Kimsenin emeğine dokunamıyorum. 
Her zaman söylerim "Emeğin pazarlığı olmaz" diye...
Lütfen sizlerde emekçi insanlarımıza daha saygılı davranın. 
Pazarlık yapmayın!
İşinize gelmiyorsa almazsınız. 
Üretici kendi emeğinin değerinden fedakârlık yaparsa yapar!
Biz tüketiciler olarak üreticilerimizin emeklerine "değer koyma" konusunda asla söz sahibi değiliz/olamayız da...
*****
Tarım, insanlığın tarihi kadar eskidir.

Bildiğiniz gibi canlıların beslenmesinin büyük kısmı, tarım ürünlerinden elde ediliyor. Çiftçiler, alın teriyle en güzel sebzeyi, meyveyi, tahılı, kuru bakliyatı üretmek için büyük çaba gösteriyor.


Çiftçilik, 12 bin yıl önce verimli Ortadoğu topraklarında başlamıştır.
Çiftçiler, dünyanın her yerinde üretim yaparak, insanoğlunun ve diğer canlıların ihtiyaç duyduğu pirinci, bakliyatı, tahılı, sebzeyi, meyveyi üretmek için fedakarca çalışmaya devam ediyorlar. Gıda, hayatın devamı için olmazsa olmaz ihtiyaç maddesidir. Çiftçiler, toprağı işleyerek gıdaya çevirirken, ülke ekonomisine de değer kazandırıyorlar. 
Lütfen bir damla suyun, bir dilim ekmeğin kıymetini bilelim. 

Günümüz dünyasında giderek artan nüfus, daralan ekim alanları ve kuraklık gibi ciddi sorunlar ile karşı karşıyayız. 
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2015 yılı raporuna göre, dünyadaki aç insan sayısı 800 milyonu geçmiştir. 
2015 yılında 7 milyar 391 milyon olan dünya nüfusunun, 2050 yılında 9 milyar 100 milyon olacağı tahmin edilmektedir. Uluslararası kuruluşlar, açlık tehlikesinin ne denli büyük bir tehdit olduğunu ve olmaya devam edeceğini her platformda vurgulayarak, önlem alınmasına ve çözüm üretilmesine dikkat çekmektedir. 
‘Küresel gıda krizi’ yaşanabileceği endişelerinin olduğu bir ortamda, her ülkenin kendi iç tüketimini karşılayacak ve gıda üretimini kalıcı bir şekilde arttıracak şekilde önlemlerini alması gerekiyor. 


Hiçbir ülke beslenmek gibi yaşamsal bir konuyu ‘-nasıl olsa ithal ederim’ diyerek, başka bir ülkeye ihale edemez. 
Her ülkenin, kendi topraklarında iç tüketimini karşılayacak kadar tarım üretimini yapması zorunludur. 
Olumsuz koşullara rağmen, çiftçilerimiz yaz-kış demeden, insanoğlunun aşı ve ekmeği için çalışmaya devam ediyor. Çiftçilerimizin alın terinin karşılığını alabilmeleri gerektiğini bildiğimiz halde gasp edilmesine göz yumuyoruz!
Emeğe ve emekçiye saygılı olalım!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Demet Akalın'ın başı kiracısıyla dertte

Ünlü şarkıcı Demet Akalın, evinde 5 bin TL kiraya oturan kiracısıyla yaşadığı sorun nedeniyle isyan etti. Akalın, kiracısının 'Programda benden bahsetti, zam yapacaktım vazgeçtim' demesin...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Siyah nokta neden olur, temizleme nasıl yapılır?

Siyah nokta, cilt foliküllerinin tıkanması sonucu oluşuyor. Kötü bir görünümün yanı sıra temizlikten uzak bir görüntüye neden olan siyah noktaları temizlemek için cildini günde en az iki kez temizleyerek gözeneklerini açık tutabilir, cildin yağ ve kirlerden arınmış olması siyah noktaların oluşumunu azaltabilirsiniz.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR