Çocuklarımızı yakmayın efendiler!..

Geleceğimiz yanıyor!

Bu ülkenin çocuklarının geleceğine, çocuklarımızın haklarına kim sahip çıkacak?

Çocuk Süleymancıklarla mı olacak bu işler?

“Çocuk Süleymancıklar” yandı onları yaktılar!!..
Adana Belediye Başkanı;
"Süleymancıların Kredi Yurtlar Kurumu ile yarışacak yurtları var bunu da ifade etmek gerek!" dedi!
Tabloya bak, geleceğini gör!.. Cemaatlere  övgü yağıyor!..
Adana'da hayatlarını kaybeden çocukların ölümlerinin önünde ve arkasında işte bu kafalar/zihniyetler var!..
Bir Süleyman var, etrafında toplanan Süleymancılar var bir de diğerleri var...
Bir de bu bilinmezliğin yolunda ölen "Çocuk Süleymancıklar!" var.
Türkiye'nin çeşitli yerlerinde örgütlü olan "Süleymancılar Tarikatı'na" ait olduğu bilgisiyle gündeme gelen Adana'nın Aladağ ilçesinde yurtta çıkan yangın faciasında 10 öğrenci, 1 çocuk ile 1 yurt görevlisi hayatını kaybetti. Yurdun adı. ‘Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu.’

11 çocuğu neden kaybettik? 
Elektrik panosunun eski olmasında mı, geceleri çocukların yattığı odanın kapısını kilitleyen,  kapının tokmağını çıkaran kafalar yüzünden mi?

Kilitli kapıların önünde canhıraş yanan çocukların “kara bahtını” çizenler yüzünden mi?..

Bu acı tablo “Allahın yazdığı takdire” sığınanların, yönetenlerin zihniyetinde “kör talih” diye yılana sarıldığı gerçeklerinden kaçışın sonucudur…

Sonuç; Çocuklarımızın sorumluğunu taşıyamayan devletin sorunudur!

Evlerinin yakınında okul olmadığı için kaçak yurtlara mahkûm edilen kilitli kapıları aşamayan yangınlarda can veren çocukları koruyamayan büyüklerin günahıdır…

Köyüne okul servisi olmadığı için çocuklarını çürük yurtlara yollayan, cemaatlerin ellerine teslim etmek zorunda bırakılan ailelerin derin acısıdır.

Maddi manevi kaynaklardan yoksun, ailesinin bakamadığı, istismar edilen işte bu çocuklardır!..

“Orda bir köy var uzakta” diyerek elini vicdanına koymayanların suçudur!..

Asıl yangın 30 yıldır ders almadığımız acı bilançolarımızdır.
Gerçek; Kız çocuklarımızın üstüne vurulan "Kilit üstüne kilit gerçeğidir."
Konya’da 2008’de yine Süleymancılarla bağlantılı bir yurtta tüp gaz patlaması sonucunda 18 öğrenci hayatını kaybetmişti. Konya'da da yaşanan yangından o vahim olaydan bugüne geldiğimizde özel yurtlarla ilgili düzenlemeler yapılmadı. Denetlemeler sıfır!?
Kim bu Tarikatlar/Cemaatler?

Ülkenin eğitim görevi onlara mı düştü?
 5661 sayılı yasa, 652 sayılı kanun hükmünde kararnameye göre tüzel kişiler ve şahıslar, ilkokul ve ortaokul seviyesinde yurt açamazlar. Kuralsızlık had safhada ve standartları denetleyemiyoruz.
Devlet yurtlarını yaygınlaştırıp geliştirmeli. Denetimden uzak, cemaat yurt ve evlerine öğrencileri mecbur bırakmamalı.
Yangın da yurdun önüne gelen ve çocuğunun kayıp olduğunu belirten bir baba, devlet yurdunun yıkıldığını söyleyerek, “burası Süleymancıların yurdu. Yurdu yıktılar, bizim çocuklarımızı buraya yerleştirdiler” dedi.

Devlet eğitimle ilgili eksiklikleri kendi koşullarında gidermek zorunda değil mi? Dini eğitimin devletin denetimi ve gözetimi altında yapılması gerekmiyor mu? "Eşit, parasız, laik ve bilimsel eğitim ve çocuklarımızın eğitim süreçlerinde barınma hakkı sosyal devletin sorumluluğundadır, hiçbir özel kuruma, cemaatlere, tarikatlara vb. yapılanmalara bırakılmamalıdır…"   

Çocuklarımıza, gençliğimize 30 yıldır milli bir proje yapamadık, sahip çıkamadık! Büyüklerin günahlarıyla çocuklarımız iyi /kötü ayrıştı. Çocukları kötü yola sürükleyen büyüklerle gelecek altyapısı inşa edilebilir mi?

Doğuda görev yapan arkadaşım “bizim burada aileleri tarafından DAEŞ’e katılması sağlanan 14-15 yaşında çocuklar var. Bu çocuklar Suriye’de savaşa götürülüyor ve sayıları 100’ü bulan ölen çocuklar burada sessiz sedasız gömülüyor…

Çocuklarımızla ilgili kaygılanmalı mıyız, evet! Çünkü çocuklarımızı koruyamıyoruz acımız ve üzüntülerimiz artıyor…

Köy okullarının son yıllarda ve özellikle 4+4+4 yasası ile birlikte daha da artarak kapatılması çocuklarımızı ve ailelerini cemaat, tarikat yurtlarına mecbur bıraktı. Cemaat de neymiş, tarikat da neymiş" diyen yok!

Şu anda memleketin her yerinde yüzlerce hatta binlerce yurt adı altında yapılanmalara göz yumulmakta, yasalar göz göre göre çiğnenmeye devam etmektedir.