Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Şeytanla el sıkışanlar!

13 Şubat, 2017

“İnsanın yolculuğu, şeytanla birlikte başlar. Şeytanı yok ediniz, orada yol sona erer!  Şeytan şah damarından daha yakındır insana” derler…

Aslında hayrın da şerrin de hakkını verdiğinde sıhhat bulur insan…

Geçmişimizle sürekli kavgalıyız, geleceğimize şimdiden yazılıyor büyük kavgalar!

Çelişkiler içinde yürüyor ne yazık ki bu ülkenin talihi.

Bir türlü üstesinden gelemediğimiz nefretlerle doluyuz.

Bu çelişkiler hep varlık sebebimiz oldu.

Yüzeydeki çatışmalara bakıp ülkenin derin katmanlarında oluşan uzlaşım alanlarını görmezden gelemeyiz.

Bu çatışmalar sebebiyle ülke kamplara ayrılmış durumda...

Köpüren sular, kabaran gürültülü dalgalar…

Kibir üreten bir iktidarla irfan yan yana olur mu?

Aklıma her şey takılır oldu!

Cevapsız kalan sorular öylesine asılı duruyor ki boşlukta.

Cevabını bulamadığımız, haberdar olamadığımız evrenin başıboş bekçileriyiz.

Biri çıkıyor fırçasıyla dokunup temiz suyu bulanıklaştırıyor.

Her izi zihnimizde fırça darbesinin bıraktığı gelgitlere dönüşüyor!

Türkiye’nin yaşam geleneğinin derinliğini keşfedemedik!

Müdahale edemedik, boş bıraktık ortalığı cahil, cühela takımına!

Suçluyuz!

Huzursuz ve mutsuz bir toplumuz artık…

Bu durum birazda bizim ahmaklığımızın alametleri…

Kayıplarımız idrak eksikliğimizden de kaynaklanıyor.

Gözü kapalı yaşamışız meğerse(!) bunca zaman…

Ters giden bir şeylerin önemli şeyler olduğunu kavrayamadan bön bön bakınıp durmuşuz!

Kaybettiklerinin bilincinde olmayan insanın içini sızlatan çirkinlikleri bile umursamadan es geçip yıllarımızı tüketmişiz.

Çok şey kaybettik çook!

Kaybedenleriz ve kayboluyoruz…

Dostoyevski’nin dediği gibi, o takdirde her şey mubah mı bize!

Biri olmalı, biri bizi bulmalı bizi, gözyaşlarımıza kayıtsız kalmayacak biri…

Çaresizliğimize kayıtsız kalmayacak, sabrettiğimiz umutlarımıza huzur verecek biri…

Aramakla bulunur mu?

Ya çatışmalar ve çelişkiler içinde yaşam geçer mi?

Hep gürültü, kan ve ölüm huzur mu bırakır insanda?

Hadi artık gözümüzü açsak diyorum, kulak kabartsak, çığlıkları duysak, acılara, iniltilere kaygısız kalmasak…

Sinemizi yoklasak da derin sızıları hemen fark etsek…

Nasıl bir bedduadır bu bize yazılan?

Nasıl bir sığınmadır sürekli Tanrı’ya kaçarak…

Istıraplarımızı zevk haline dönüştürenler kadar aklımız yok mu?

Oysa biz bu yaşamı seçmedik, ona maruz kaldık.

Ve şimdi biri önümüze düşsün de düşmanlarımızı tepelesin diye bekliyoruz.

Kirlendi dünya azizim insanlık kirlendi…

Zulüm bile tebessüme layık…
'Neşe bir tek çocuklara ve delilere yakışır' der Tarkovsky.

Ne çocuk kaldı ne deli, neşemiz de bir hayli kirli!

Sadakat tarih oldu, yaşasın haz odaklı insanlık…

Aklımızla kurguladığımız dünya sayesinde yaşamsal güdüler çok ciddi ölçüde zarar gördü.

At izi it izine karışınca şeytan diyor ki; şeytanla el sıkışma, şeytanın bacağını kır gitsin!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

O gün hayatım değişti

“Bir gün sinemada, film öncesi yayınlanan reklamlarda Utku’yu gördüm. ‘Ne kadar yakışıklı bir kemancı’ dedim. Aradan 3 ay geçti. Orkestrama kemancı arıyorken Utku’nun adı geldi ama ne gel...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

E-sigara pıhtılaşmaya neden oluyor

Özellikle gençler arasında yaygınlaşan elektronik sigaraların normal sigara kadar tehlikeli olduğunu belirten Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Seyhan Us Dülger "Bu cihazlar kalpte ritim bozukluğundan pıhtılaşmaya kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açıyor" dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR