Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Bencil

13 Ocak, 2018

   Ve hala susuyorsak nedendir?

   Ve hala çözüm yoksa sebebi bizdendir…

   Ve hala üstümüze biniyorlarsa,

   Eşeğin sırtı genişmiş!

   Ve hala nefes alıyorsak, sabrımız olmuş kayış!

   Vur beline, beline,

   Günah vergisinin…

   ****

   Bencil ve defolusunuz!

   Bencillik batağına girmiş, milletin beklentisine cevap veremeyen sizler,

   Bencil tavırlarınızla milletin vicdanında yaralar açtınız…

   Bencilliğiniz kendi insanınızın mağduriyetini görmezden geldi.

   Bencillik itibarınızı yükseltince, tasarruf ziyan oldu…

   Bu hastalıklı hayata bakış; kendi çıkarlarını herkesten üstün tutmak, hodbin, hodkam, egoist duygular…

   Bencil çıkarlarınız için esas siz milli ve ortak değerleri rafa kaldırdınız.

   Ne saygı, ne hoşgörü, ne tevazu gösterdiniz.

   Dirildiğiniz toprakları ezdiniz!..

   Milletin birliğini bencil duygularınızla ayrıştırmacı beslediniz…

   Bencilliğini kutsayan doktrininizi tek adamcılığa tutundurdunuz.

   Gönüllerimiz daraldı artık,

   Ufkumuz karardı,

   İnsanlığımız yalnızlaştı

   Şatafat ve itibar tutkunu

   Gösterişlerinizde, eşyaya taptınız…

   Tasarrufa düşman oldunuz!..

   Bir bencilliktir gidiyor ya hadi hayırlısı!..

   Tahammül yok,

   Sevgi ve hoşgörünün kimyası bozuldu.

   Tabiat desen insanlıktan çıktı

   Merkezde kimse kalmayınca, insan çöp oldu!..

   Ülke zararda kardeşim…

   Kamuoyunun kafası bi dünya…

   Dümeni istediği yöne çeviren bencileyinler!

   Çocuklar utandı siz utanmadınız.

   Kadınlar öldürüldü gık çıkarmadınız…

   Açlık sınırında olan insanları, şükretmeye bağladınız…

   Eğitimde fena ıskaladınız!

   Hiç mi vicdan yapmadınız?

   ****

   İnsan, doğarken inançsız ve kimliksizdir…
   İnanç, kimlik, içinde yaşadığı toplum tarafından dayatılan kimliklerdir. 
   İnsan olmak istiyorsak, bütün inançları, kimlikleri bir kenara bırakıp, dünyayı ve tarihi yeniden güncellemeliyiz.
   Deneyimlerimiz, yaşatılanlar bizim inançlarımızın şekillenmesinde en önemli temel olacaktır.

   Türkiye, son yıllarda "bencil" çıkarlar için "ortak değerlerin" nasıl rafa kaldırıldığını çok iyi biliyor.

   Bencilliği ve saldırganlığı tetikleyen genlerimiz değil, ekonomideki eşitsiz dağılımdır.
   Bugün insanların bencilliğe ve saldırganlığa yatkın olduğu açık bir gerçektir.

   Savaş provokasyonlarının had safhada olduğu zamanlardayız!

   Eşitsizlikten doğan sorunların çözümü milliyetçilik ve dinsel ayrışmalarda aranıyor.

   Çocukların silahlarla ve çatışmalı dijital oyunlar oynayarak büyüdüğü dünyamızda bu sonuç çok doğaldır.

   Bizler, iktidar kurmayı da, iktidar ilişkilerini de nihai olarak doğadan öğrendik. Doğadan doğduk; doğayı bilincimizle ve emeğimizle değiştirene dek onun “nesnesi” olarak yaşadık.

   Doğayı kendi isteğimiz doğrultusunda değiştirirken özne-nesne ikiliğini keşfettik.

   Doğadan doğduğumuz ve ondan kopamayacağımız için nihai anlamda doğanın (ve hareketin yasalarının) “nesnesi” olmaktan kurtulamayacağız.

   İnsanın benliğinin, bir başka ifadeyle varlığının, denetim ve eğitimle biçimlendirilmesi gereken bencillik niteliğiyle özdeşleştirilmesidir.

   Çünkü insanın bencil damarı denetim altında tutulmazsa, eğitilmezse, önce bağlı olduğu benliği, daha fazlasıyla da hemcinslerinden başlayarak toplumu, devleti, uyarlığı, insanlığı, doğayı tahrip ve tefessühe uğratan bir güce dönüşmesi kaçınılmazdır.

   İnsanın Tanrıyı tanıyarak bağlanması benliğinin mahiyetinin doğal bir sonucudur. Şeytanın bencillik temelli hareket etmesi, benliğinin mahiyetinin dönüştürülmesi, bir anlamda inkâr edilmesidir.

   Bu noktada, önemli olan insanın seçimidir…

   İnsan olma yönünde mi kullanacak, insan olmayı ret yönünde de mi?

   Seçimini insan olma yönünde kullanan insan, bencilliğe yol açan iktidar istemini, öncelikle ve mutlaka denetim altına almak ve eğitmek yükümündedir.

   Yani istek ve tutkularının denetimsiz bırakılmaması gerekiyor. İstek ve tutkuların denetimsizliği, insanı doyumsuzluğa, saldırganlığa ve bozgunculuğa yöneltir.

   Sonuç olarak bencilliğinin, nefsinin bir oyuncağı haline gelmiş, istek ve tutkuların mahkûmu olmuş bir insan, nesneleşmiş bir varlığa dönüşür!

 

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR