Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Politikacı; güvenilmez ve seviyesiz meslek sahibi!..

12 Mayıs, 2018

   Siyasete seviye kazandırmayan milletten saygı görür mü?

   Siyaset ve siyasetçiler neden dışlanır?

   Liderlerin tutum ve davranışları ile partilerin uyguladıkları siyaset halk tarafından dışlanmalarına etkendir. Ve sayelerinde yaşamımızın tadı tuzu kaçtı…

   80 milyonluk ülkeyi idare etmek için iktidarda olan ve iktidara talip olanların konuşmaları insanı çileden çıkarmaya yetiyor. Günün yorgunluğunu kafanızın zonklamasına neden olan siyasilerin itici sesleri dolduruyor.

   Siyaset son gelişmeler ve meydanlardaki konuşmalarla hala seviyesiz bir şekilde yürütülmeye çalışılmaktadır. Siyasetçilerden beklenen bel altı vurmalarla meydanlarda boy göstermeleri değil halkın sorunlarını, ülkenin sorunlarını konuşup nasıl çözümler bulacaklarını açıklamalarıdır.

   Türkiye'de 'çaresiz ve çapsız' politikalar sonucu yakın dönemin en ağır ekonomik başta olmak üzere her alanda bunalımlarının sancılarını derinden yaşamaya başladık. Tamamen göz boyamaya, vicdanların istismarına, başarısızlığa bahaneler üretmeye ve rezaletleri sineye çekmeye dayalı ilkel, seviyesiz ve teslimiyetçi bir siyasetin içine gömüldük.

   Siyaset hakaret, öfke üslubu ve davranışla yürütülemez. Ülke meselelerine bu şekilde çözüm bulunamaz. Ülkeye birlik ve beraberlik getirilemez. Gençlere ve çocuklara örnek olunamaz. Bu liderlerin yetiştirdiği ve örnek olduğu gençlik sağlıklı büyüyemez, gelişemez.

   Siyasete seviye kazandırınız ki,  milletten saygı göresiniz. Politikacılara güvenilmez ve seviyesiz meslek sahibi olarak bakılmasını istemezsiniz değil mi?

   O zaman bu bakışı düzeltiniz!

   Yaşı müsait olanlar bilirler. 70’li ve 80’li yılların liderleri olan Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ve Alpaslan Türkeş o kadar sert politika uygulamalarına, ortak bir noktada buluşamamalarına ve ülkeyi darbeye maruz bırakmalarına rağmen ağızlarından hiçbir zaman böyle küfür ve hakaretler duyulmazdı? Politikayı esprili, nükteli ve iğneleyici söylem ve eylemlerle süslerlerdi.

   Ülke için çok başarılı işler yaptıklarını söyleyemesem de akıllı ve ahlaklı insanın birbirine davranışı böyle olmalı değil mi?

   Seviyesiz siyasetten bıktık, sıkıldık ve yorulduk!

   Türkiye’de tarihin karanlıklarına gömülen siyasi seviyesizliği yeniden hortladı…

   Siyasetçilerden halkın sorunlarını, ülkenin sorunlarını konuşup nasıl çözümler bulacaklarını açıklamaları beklerken, siyasetçilerin bel altı vurmalarla meydanlarda boy göstermelerinden de, ayrıştırıcı, kaba, kalitesiz, sığ ve seviyesiz siyaset dilinden de, niteliksiz, kibir ve kin dolu politikalarından da artık içimiz karardı.

   Siyasi kurumlar saygınlığını yitirdi! Saygınlığını yitiren kurumlar başkaları tarafından vesayet altına alınmaya, terbiye ve te‘dib edilmeye mahkûmdurlar. Normalleşmemiş bir siyasal atmosferin birincil sorumlusu siyasetçidir.

   Siyaset kurumunun ağırlığını, güvenilirliğini sağlamak zorunda olan siyasetçilerimizin öncelikli görevi "Milli Sükûneti" sağlamak değil mi?

   Siyaset kurumu milletin emanetidir. Kurumun ağırlığına ve ciddiyetine uygun hareket etmeyen siyasetçi, uzlaşma, nezaket, hoşgörü, dürüstlük, siyasi ahlak fazileti ve kalitesinden yoksundur. Siyasi bozulma ve kokuşma başlamışsa, sebebi yine siyasetçidir!

   İdeolojik takıntılar, gerçekçi olmayan, sadece polemik düzeyinde sataşmalarla, gereksiz çıkışlar ve öfke dolu restleşmelerle, medyanın gerçek dışı, tahrik edici yönlendirmeleri ile, sözlü şiddeti tırmandırarak, "Millî Sükunet"  sağlamak mümkün olur mu?

   Siyasetçiler kişisel öfke ve şahsi mülahazalarının ön planda olduğu düşünce ve davranışlarını memleket meselelerine alet ediyor.

   Milletvekilliğinin ağırlığına yakışmayacak davranış, konuşma ve dinleme adabından yoksun, tahrik ve provakasyonlara artık yeter diyorum.

   Çocuklar, gençler nefret söylemleri ile büyüyor!.. Böyle mi olmalı? Çocuklarımızın geleceğini karartmak değil göreviniz… Ayağınıza kurşun sıkıyorsunuz.

   Milletin emaneti kurumlar iftira, bencillik, yalan, manipülasyon, hile, karalama ve komplo üzerine kurulan siyasetle başarılı olamaz. Kurumsal kimlikleri hem de tüzel manevi kişilikleri zedelemek halkın devlete olan güven yapısına zarar verir.

   Hepimiz bu vatanın insanlarıyız. Bu seviyesiz işleri bırakın da kardeşçe yaşayalım. Mahalle kabadayısı gibi siyaset yapan politikacılar istemiyorum.

   Siz ister misiniz?

   Sürekli tedirgin ve huzursuz yaşamak kim ister?

   Siyaset yapacağız diye iyice çirkefleşen insanlar istemiyorum... Hangi partinin savunucusu olursa olsun karşı diye nitelendirdiği taraf için16 yıldır hep aynı ciddiyetsizlik, seviyesiz siyaset devam ediyor.

   Sokak ağzıyla konuşmalar,  milleti enayi yerine koymalar,  hırsızlık, yalan dolanlar,  kadın, çocuk, hayvan tecavüzleri, şiddet, yoksulluk,  yolsuzluklar vs vs vs fazlası var eksiği yok yaşadıklarımızın…

   Ulusun ruhunu çürüten, her türlü kötülük hastalığını bulaştıranlarla bir ulusun yaşam gücü olur mu?

   Milletin temsilcileri kendi aralarında kavga ederlerse bu ülkede barış ve konsensus nasıl sağlanacak?

   Akılsız insan terbiyesizdir! Çünkü zekâsının yetmediği yerde ilkel beyninin komutu ile saldırıya geçer!

   Annem derki; “İlkesiz insanlardan, vicdansızdan, çalışmadan zengin olandan, karaktersizlerden, ahlak yoksunundan, sevgisiz kalpten, Atasını, tarihini saymayandan, ülkesini sevmeyenden, insana saygı duymayandan, hak hukuk tanımazdan, bilgisiz bilmiş cahilden, arif olmayandan, ikrarını bilmezden, sonradan görme olandan, kıymet bilmeyenden, adaletsiz olandan, yediği kaba pisleyenden, toplumu bozandan uzak dur evladım...”

   Gözü, gönlü tok, görgülü insanları seçmek gerek!..

   "Dünya tükenir, yalan tükenmez" der büyüklerimiz!

   "Kuyruklu Yalanlar" siyasette halka karşı kullanıldığında siyaset kurumuna ve makama saygı kalmaz!.. Siyaset kurumuna ve makama saygıyı yitirmemek gerek.

   Tatlı su uyanıklarıyla siyaset yapılmaz.  Devletin anahtarı aklı sadece yalana çalışan siyasetçilere teslim edilemez.

   Meclisin sükûnetini sağlamak ve meseleleri ağırbaşlılıkla halletmek yolunu seçen siyasetçi bence vatandaş nezdinde daha fazla puan toplar.

   Siyaset kurumunun güvenilirliğini ve seviyesini ayağa düşürmemek adına vatandaşın da gerekli uyarıyı çeşitli yollarla yapması gerekiyor. Sadece seçimlerden seçimlere yapılan siyasi denetleme ve yoklama yeterli değildir. Yanlış gidişata tamam demek gerekiyor.

   Ülkemizin ihtiyacı olan normalleşmiş bir siyasi atmosferde ülkenin birlik ve beraberliğinin, huzurunun ve insanca yaşam konforunun sağlanmasıdır.

   Bu da saygı ve hoşgörüyle, iyi ahlak, edep ve usulle, kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden adil seçim süreci ve güvenli seçim sonucuna ulaşmak ile mümkündür.

Annem derdi ki; “Çocuğun olunca anlarsın!”

 Anladım Annem, iyi ki her günüm de varsın / varsınız…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin'

Ünlü oyuncu Aslı Enver ile eşi Berkin Gökbudak tatile çıktı. Bir mekanda çekildiği kareleri sosyal medyadan paylaşan Aslı Enver, pozuna "Hayat kısa, daha çok Belçika çikolatası yiyin" not...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Doğada vakit geçirmek cilde olumlu etki ediyor

Araştırmacılar, doğada vakit geçirmenin bağırsak ve cilt sağlığı ile yakından ilişkisini inceleyerek, yeşil alanların insan mikrobiyotasını artırdığı sonucuna ulaştı."Environmental International" isimli dergide yayımlanan makalede, araştırmacılar, ABD ve Avrupa'da kaleme alınan 20 çalışmayı inceleyerek doğa ile insan sağlığı arasındaki yakın bağı ele aldı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR