Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

“Sabahattin Ali”

03 Haziran, 2018

   Türkiye çelişkiler ve endişeler ülkesi!

   Dönemin konjonktüründen kaynaklanan aykırı düşünceleri yüzünden en verimli yaşında ve çağında bu hayattan koparılmış; değeri, kabiliyeti, başarısı aradan geçen onlarca yıldan sonra keşfedilmiş büyük bir yazar ve aydındır.

   Sabahattin Ali, devletimizin genlerine işlemiş olan özgür düşünceye karşı paranoyası sebebiyle hayatı bitirilen ya da karartılan ne ilk, ne de son kurbandır.  Ülkesi için dürüstçe yazdı, yazdıkça hapislerde süründü. Anadolu’ya ve sorunlarına daha önce kimsenin bakmadığı gibi baktı, vatan hainliğiyle suçlandı.

   Planlanan ve karartılan bütün cinayetlerde Sabahattin Ali’nin katillerinin parmak izi var!..

   70 yıl önce katledilen ve bugün hâlâ Türkiye’nin vicdanında kanayan bir yara olmaya devam eden Sabahattin Ali’nin gencecik yaşında katledilmesi, devlet tarafından yok edilmesi, feci biçimde, hunharca, izinin dahi bırakılmaması dünya çapında bir trajedidir.

   20. Yüzyıl Türk edebiyatının yükselen değeri, Sabahattin Ali’nin vefatının 70.yılı anısına İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği programda usta şair ve yazarın hüzünlü yolculuğuna kızı Filiz Ali ile eşlik ettik.

   Nebil Özgentürk’ün, kızı Filiz Ali ile beraber Sabahattin Ali’nin Istranca dağlarında katledilişinin izini sürdüğü ‘Kayıp Kemiklerin İzinde’ belgeseli hepimize duygusal anlar yaşattı.

   1948 yılında faili meçhul bir cinayete giden Sabahattin Ali’nin kaybının üstünden tam 70 yıl geçti. Belgesel Sabahattin Ali’nin bir başka dünyasını ve hunharca işlenen cinayetten 70 yıl sonra Filiz Ali’nin babasının zalimce öldürüldüğü ormanın derinliklerindeki ‘olay yerine’ gidişini anlatıyor. Kızı Filiz Ali’den hüzünlü öykülerini dinledik. Aysun-Ali Kocatepe de Sabahattin Ali’nin şarkılarını seslendirdi.

   Sabahattin Ali’nin faili meçhul cinayeti, ardında siyasi tartışmalarına gönderme yapan, anlatılarla zaman zaman da toplumsal aksaklıklara yönelttiği eleştirilerine tahammül edemeyen derin devletin izlerini taşıyor.

   Geride şiirleri, şarkı olmuş dizeleri, muhteşem roman ve hikâyeleri, araştırmaları, uğruna canını verdiği memleket sevgisine dair fikirleri kaldı.

   Aradan geçen 70 yıl ve onlarca hükümete rağmen cinayeti aydınlatamayan ve ortaya çıkarılamayan suçluların tekrar gündeme gelmesi gerçeği acılarımızı dağladı.

   Sabahattin Ali’nin  cesedi esrarengiz bir şekilde kayboldu. Sabahattin Ali’ye ait bir defin belgesi bile yok. Nereye gömüldüğü bilinmiyor. Olayın iç yüzü bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün iktidarlar tarafından ısrarla aydınlatılmadı. Sabahattin Ali 70 yıldır kayıptır.

   Sabahattin Ali trajedisi bitmiş değil. Derin devletin faili malum cinayeti aydınlatılmadığı sürece hafızalarda utanç olarak kalacak.

   Bu ülke kendi ayıpları ve çelişkileriyle yüzleşemedi. Karanlık güçlere cesaret verenleri dize getiremedi. Toplumun yaratılan dehşet ve korkuyla suskunluğa itilmesine içimizden birileri diğerlerini yok edilmesine göz yumdu… Sabahattin Ali gibi tanınmış, sevilen bir yazarın hunharca öldürülmesi ile beraber diğer öldürülen gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanlarının ardından toplumda gitgide derinleşen ve hiçbir biçimde tedavi edilemeyecek yaraların açılmasına neden oldu.

   Yetmiş yıl sonra gelinen noktada toplum, pasifize edilmiş, her türlü haksızlık, hukuksuzluk, cinayet ve dehşeti kanıksamış, çelişkili ve endişeli bir toplum yaratıldı.

   Güneş her sabah doğduğu gibi, insanlar kaybedileni, yok edileni, yakılanı, parçalanan değerlerimizi unutmayacaktır!..

   Kayıp değerlerimizle yüzleştiğimiz zaman susmaktan o gün utanır mıyız?

   Sabahattin Ali “Benim meskenim dağlardır” dediği, belki de böceklerin ses verdiği, rüzgârın uğultu yaptığı o bölgedeki hali ve orada hakikaten yıllar önce bir çobanın “Burada bulundu” dediği noktada belki buluşur ruhumuz.

   Sabahattin Ali her geçen gün büyüyen bir yazar!

   Türkiye’nin faili meçhul cinayetlerle hesaplaşabilmesi için, ülkenin aydınlarına yönelik ilk derin devlet cinayetlerinden biri olan Sabahattin Ali’nin öldürülmesi olayı ile işe başlanmalıdır. 
Üzerinden 70 yıl geçmesine karşın sır perdesi kaldırılamayan cumhuriyet dönemimizin ilk aydın cinayetlerinden bir ayıbı/uyancı duruyor önümüzde. Bunu çözemezsek, Aksoy, Üçok, İpekçi, Mumcu, Hablemitoğlu ve diğer cinayetleri asla çözemeyiz. 
Ve bu sır perdesi bizim yüzümüzde, yüreğimizde gelecek kuşaklara utanç olarak kalır… Türkiye, öldürülmesinin üzerinden 30 yıl geçinceye kadar Sabahattin Ali cinayetini konuşmaya bile korktu. Günümüzde her faili meçhul cinayetin, her bombalı eylemin, her şehit haberinin ardından “unutmadık unutturmayacağız” şeklinde sahip çıktığımızı sandık!..

   Bir önceki katliam unutulsun diye yeni katliamlar yapılıp halkı katliamlara alıştırmaktan başka ve böylesi hunharca işlenen katliamları unutturmamak adına ne yaptık? Zulümler hep devam etti…

   Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna gibi 3 romanı, Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk gibi öyküleri, birçok deneme, tiyatro, çevirileri bulunmakta.

   Her biri; hikâyesi olan dilimize pelesenk olmuş şiirlerinden severek dinlediğim ”eşkıya dünyaya hükümdar olmaz, çocuklar gibi ve ben sana vurgunum” gibi şarkı dizelerinin sahibi Sabahattin Ali’nin Türk edebiyatındaki yerini anlatmakla, yazmakla ifade edemem.

   Sabahattin Ali’yi neden severim?  Anlatımları basit olaydan çok daha geniş, sonsuz bir gerçeklikle ilintilidir. Bu yüzden görünen içeriğin sadeliği ve metnin kısalığı kuşku duyulmayan bir güçle beni etkiler. Ve belli bir zamanda bir konu seçen ve ondan bir öykü çıkaran kişinin bu seçimi—bazen o bunun bilincinde olmadan—küçük olandan büyük olana, bireysel ve dar kapsamlı olandan insan ruhunun özüne olan masalsı açılımı içerir.

   Bu güzel adamın yazdığı öyküler/şiirler bana ilham vermiştir. “Gramafon Avrat” öyküsünden ilham alarak “Kadınlar Şiir Kokar” kitabımda yazdığım “Gramofon Avrat” şiiri bende derinleşen Sabahattin Ali etkilerinin izleridir.

   “Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku” satırlarını içeren yazısında hayata bakışını ve en önemlisi neden kitap okumamız gerektiğini anlatıyor.  

   Sabahattin Ali derki;  “İnsanların en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayülleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.”

   “Günün birinde ya çıldıracağız, ya da dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.”

   Değerli insanları katleden bir toplumda cevapsız kalmış utançları taşıyorsak, masum değiliz, hiçbirimiz!”



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Demet Akalın'ın başı kiracısıyla dertte

Ünlü şarkıcı Demet Akalın, evinde 5 bin TL kiraya oturan kiracısıyla yaşadığı sorun nedeniyle isyan etti. Akalın, kiracısının 'Programda benden bahsetti, zam yapacaktım vazgeçtim' demesin...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Siyah nokta neden olur, temizleme nasıl yapılır?

Siyah nokta, cilt foliküllerinin tıkanması sonucu oluşuyor. Kötü bir görünümün yanı sıra temizlikten uzak bir görüntüye neden olan siyah noktaları temizlemek için cildini günde en az iki kez temizleyerek gözeneklerini açık tutabilir, cildin yağ ve kirlerden arınmış olması siyah noktaların oluşumunu azaltabilirsiniz.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR