Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Kucağımızda ateşten bir top var!

01 Temmuz, 2018

   Ekonominin acil cerrahi müdahaleye ihtiyacı var!

   İç tüketime dayanan büyümemiz arttıkça döviz açığımız kucağımızdaki ateşten bir topa dönüştü. Ülkenin dış borç yükü ile kıyaslanıldığında, patates – soğan oyunu(!) devede kulak kalır!

   Cari açığımız bir yılda 35 milyar dolardan 57 milyar dolara çıkmış. 2002’de 129 milyar dolar olan toplam dış borcumuz, bugün 453 milyar dolar. İşin kötüsü artık yabancı sermaye de gelmiyor…

   Kemer sıkma yine halka düşecek!

   Merkez Bankası’nın bağımsızlığını güçlendirerek yüksek faizle piyasadan para çekmek, ithalatı düşürmek ekonomik sorunlar için çözümün başlangıcı demek... Ağır ekonomik sorunların altından kalkmamız için öncelikle kuvvetler ayrılığına bağlı, uzlaşmacı nitelikte yürütme-yasama ilişkisine ihtiyacımız var.

   Devletin kasasında kendi parası yoksa sermaye ve krediyi nereden getireceğiz?

   İsrafa dayalı politikalarla,

   Büyüyen dış ticaret açığımızla,

   İthalata dayalı bir ekonomiyle,

   Türkiye’deki ekonomik sorunlar çözüm bekliyor!..

   Nasıl olacak? Bizi kim kurtaracak?

   Finansman açığımızı büyüten üst akıl manevralarından kurtulup, iç üretimi arttırarak,  kalkınmaya programlamazsak halkın refahı rüyasında bile göremez. Kamunun finansman açığını kısıp, kamu harcamalarını azaltmalıyız.

   Milli gelir dişten değil, üreten işten artar!..

   Enflasyon ve fakirlik Türkiye’nin kaderi olamaz… Krizin zararlı rüzgarlarının önüne set çekmeliyiz.

   Piyasayı harekete geçirecek tedbirler almalıyız. Pazarda para eden ürüne geçmeliyiz. Politik nedenlerle sürdürülen destekleme politikaları sonucu para etmeyen, satılmayan ürünler ekonomiye yük getirirken, tarım kesimindekiler fakirlik çemberini kıramıyor.

   Ekonominin küçülme eğilimi bir yana, Türkiye’nin bir finansal kriz olasılığıyla karşı karşıya olduğu yerli-yabancı iktisatçılar tarafından vurgulanmaktadır. Artan işsizlik, düşen ücretler, zincirleme iflaslar doğal uzantılardır. Liradaki değer kaybı, yüksek enflasyon ve artan işsizlik önümüzdeki dönemde Türkiye'nin çözmesi gereken ekonomik sorunların başında geliyor. İşsizlik son yedi yılın en yüksek seviyesine ulaşırken, enflasyon ise son sekiz buçuk yılın zirvesinde ancak büyüme son yedi yılın en düşük seviyesinde bulunuyor.

   Türkiye ekonomide hayli zor bir döneme giriyor!..

   Ekonomideki sıkıntılarla boğuşmak iktidarın, muhalefetin ve hepimizin önündeki en zorlu sınav olacaktır. Bunun sebebinin hem ekonomideki sıkıntılar hem kuvvetler ayrılığının zayıflamasıyla pratikte ortaya çıkan hukuki sorunlar olduğunu düşünüyorum.

   Sayın Erdoğan siyasi hayatında bir seçim zaferi daha kazandı ama aynı zamanda kendi enkazını da devraldı.

   Çünkü önünde özellikle ekonomisi hayli sıkıntılı Türkiye’nin yeni dönemi bulunuyor. Yeni sistem de  en zorlu sınavını verecek...

   Erdoğan’ın balkon konuşmasındaki “Milletimizin partimize sandıkta verdiği mesajı da aldık, eksiklerimizi tamamlayacağız” sözünün altını çizmek gerekirse, halk için “geçim, ücret, maaş, kamu yatırımları, iç üretim” birinci önceliğe sahiptir.

   Umarım “Sayın Erdoğan” eksiklerin altını kısa zamanda ekonomik refahı yükseltip, ekonomide reform yaparak doldurur.

   Ekonomik göstergeler kötü, ekonomi çıkmazda tarım batmış, enflasyon gelirleri eritiyor, işsizlik alabildiğine artmış, çalışan kesim geçime para yetiştiremiyor.

   Hepimiz sandık sonucuna kitlenmiş durumdayız…

   Önemli olan Türkiye’de mevcut olan üretimsel potansiyel ve gücün bilinçli kullanıl­ması, kaynak ve zaman kaybına uğramadan gelişmenin sağlanmasıdır. Burada büyüme ile kalkınma arasındaki farkı bilmeliyiz

   İki çocuk düşününüz. İkisi de aynı gün doğsun. Birine hiç bakılmasın, öbürü sağlıklı beslensin ve iyi yetiştirilsin, bu çocukların ikisi de büyüsün..

   Bakılmayan çocuk, hastalıklı olsa da, sakat kalsa da, ölmediği sürece büyümeyi sürdürür. Ama esas olan bu değildir.

   Sağlıklı büyüme gelişmedir. İyi besin alan sağlıklı büyür. Güçlü kuvvetli olur. Rakiplerini koşu pistinde geçer, güreş minderinde yener. İşte Türkiye’nin sağlıklı beslenmesi gerekiyor.

   Ülke’yi kendi haline bıraksanız, büyür ama sağlıksız büyür. Hâlbuki bilinçli şekilde

yönlendirilen Türkiye coşar da, koşar da...

   Sandık karın doyurmuyor!.. Emperyalizmin ekonomik tahakkümüne teslim olmayalım!..

   Siyasi hayatımızdaki derin ve hastalıklı kutuplaşmanın temelinde, bütünleşmemiş

sosyokültürel yapımız var. Bu yapı bize toplumsal anlamda büyük zarar veriyor.

   Görünen o ki sandıktan ne çıkarsa çıksın, “acı hayat ve yoksulluğu seven bir toplum olmaktan kurtulamıyoruz!”

   Kendimizi tabii ki şu an tepesine bomba düşen Yemen’dekilerle veya açlık sınırında

yaşayan Sudan’dakilerle kıyaslamıyoruz. Ama bir İskandinav ülkesi durumunda

olmadığımız da açık…

   Belirsizlikler zamanın duygusudur. İçinde olduğumuz ruhsal sıkıntımıza kaynak icat ettik: düşman olmak!..

   Kutuplaştıran kimlik siyasetlerine teslim ettik insanlığımızı!..

   Çözüm; daha iyi eğitim, daha güvenli istikrarlı büyüme, daha düzenli kentleşme ve elbette demokratik hukuk devletidir.

   İktidar “eksiklikleri” gidermek istiyorsa, eğitim, hukuk ve demokrasi sorunlarına bakmalıdır.

   Muhalefet “gelişmek” istiyorsa Anadolu’ya açılmalı, bunun kültürel ve iktisadi iklimini oluşturmalıdır. Toplumsal olarak bütünleşmek ve uluslaşma sürecimizi hızla tamamlamak, kuvvetlendirmek zorundayız!..

   Hukuk devletini güçlendirmemiz, demokratik standartlarımızı iyileştirmemiz, kurumsal kaliteyi yükseltmemiz açısından, daha eğitimli, daha girişimci, daha rasyonel, hukukun üstünlüğüne dayalı modern topluma doğru inşa edilmesi gereken Türkiye’ye ihtiyacımız var…

   Birbirimizi hor görürsek, vatandaş sevgisiyle muamele edemezsek, karşımızdakinin de saygı ve hürmete layık insan olduğunu kabul etmezsek, yabancı bir devlet casusu gözü ve şüphesiyle birbirimize bakarsak, işte bu kafayla bir arpa boyu yol alamayız!..

   Kucağımızdaki ateşten topla oynar dururuz…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Hasan Can Kaya acil ameliyata alındı

Hasan Can Kaya arkadaşlarıyla futbol oynarken omzunun üzerine düştü. Omzunda kırık oluşan ünlü komedyen acil ameliyata alındı. Konuşanlar programıyla son yılların en popüler komedyeni ola...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sigara bunamaya yol açar mı?

Demansın (bunama) çağın yaygın sorunlarından biri olduğunu belirten uzmanlar, bu durumun genetik gibi bazı değiştirilemez faktörlerden kaynaklanabildiğini belirtiyor. Ancak bunama riskini azaltacak değiştirilebilir risk faktörlerine de dikkat çekmeyi ihmal etmiyorlar.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR