CHP’de devreler yandı!

   Ortalık berbat!

   “İzmir çanta da keklik” tavrına umursamadan devam eden CHP’nin parti içi gerilimi oldukça yüksek…

   CHP 24 Haziran seçimlerinde yaptığı hatalardan ders çıkarmış mı, hayır!..

   Hani 24 Haziran seçim değerlendirmeleri ile yerel seçim çalışmaları çift koldan yürüyecekti.

   Hani CHP’nin yerel seçimler için stratejisi de örgütlerden gelecek analizler ve akademisyenlerin hazırladıkları raporlar çerçevesinde şekillenecekti.

   Parti içi tartışmalarla yıpranan örgütleri, yerel seçime motive etmek için çalışmalar yapılacaktı.

   Hani aday belirlemede CHP’nin masasındaki güçlü seçenek “genişletilmiş ön seçim” olacaktı!

   Hani tüm üyelerle birlikte STK ve derneklerin de katımıyla gerçekleşmesi düşünülen genişletilmiş ön seçim seçeneğinde, illerde sandık kurulacaktı. Başkan olmak isteyenler önce aday adayı olacak, katılımcılar, bu kişilerden istediklerine oy verecekti.

   Seçim öncesi bu açıklamaları yapan Sayın KıIıçdaroğlu’dur…

   Yerel seçim çalışmaları süresince hangileri uygulandı?

   CHP iktidarı açısından yerel seçimleri güvenoyuna çevirmek hedefli iyi bir yol haritası çizdi mi, hayır!..

   24 Haziran sonrasında da CHP aynı CHP mi, evet!..

   Partinin içişleri yine karışık, parti organları ayrı telden çalıyor, gruplaşmalar ve ayak oyunlarıyla sonuçlara ilkesizce müdahaleler yapılıyor!

   CHP bir türlü seçim depremlerini atlatamıyor…

   Seçim hamlesi yapamıyor, ana muhalefet kozunu avantaja çeviremiyor.

   Dedikodu kervanında siyaset yapmaktan kurtulamayan CHP bu nedenle bir arpa boyu da yol alamıyor!

   Kırıyor, döküyor!..

   Hal böyle olunca, “CHP yönetimi yine AKP’ye mi çalışıyor?” şüpheleri artıyor!

   CHP’li seçmeni daha da kızgınlaştıran bu davranışların sandığa yansımalarını hep beraber göreceğiz.

   Ülkenin gidişatı konusundaki kritik dönemde, kriz yaratmak keyfiliği affedilemez…

   İzmir de dengeler kurulamadı. Birçok ilçe de aday belirleme sürecinde “ ilan edildi, geri alındı” şeklinde haksızlıklar yapıldı.  

   Çocuk oyuncağı mı bu işler?

   Buca Belediye Başkan Aday’ı olarak ilan edilen Suat Nezir hiçbir gerekçe gösterilmeden geri çekildi! Suat Nezir’e hiçbir açıklama yapılmadan, görüşülmeden böyle bir hamle yapılmıştır. “Yalan ve iftiraya maruz kaldığını” belirten Nezir, geri çekilmesini bir siyasi kapkaç olarak nitelendiriyor.

   CHP de ilke-milke hak getire…  

   İnsanlara yapılan haksızlık ve saygısızlığın altında yatan nedenler, “benim adamım meclis üyesi olacak” dayatmaları, son dakika golleri ile oynanan ayak oyunları ve etik olmayan siyaset anlayışı kaynaklıdır.

   Kentin çıkarı için değil, koltuk sevdası ve rant için yapılan planlardır. Partide çok başlı, eş, dost, ahbap çavuş ilişkili işler dönüyor Sayın Kılıçdaroğlu haberiniz var mı?

   Genel Başkan olarak kontrolünüz bu kadar zayıf mı?

   31 Mart yerel seçimleri aday belirleme sürecinde emeğin partisi olduğunu savunan CHP'de, emek ve liyakat yok sayılmıştır.

   Bu vahim tabloda en önemli eksiklik ise demokrasi ilkesinin hiç ama hiç olmamasıdır. İnsana saygı, seçmene saygı sürekli ezilmiştir.

   Adaylaştırma sürecinde demokratik yöntemler uygulanmamıştır. Aday adaylarını tanımak, el sıkışmak, başarılar dilemek için bile bir araya gelinmedi.

   Aday adayları arasında birlik ve bütünlüğü sağlayıcı, motive edici liderlik yöntemleri kullanılmadı.

   Meclis koridorlarında oradan oraya koşturan, milletvekili kapılarında saatlerce bekleyen, MYK ve PM üyelerini umut kapısı gören aday adaylarını pahallı ve gereksiz bir hengâme içine soktunuz.

   Sayın Kılıçdaroğlu özel ilişkilere dayalı randevular aracılığı ile görüştüğü aday adayları haricindeki, torpili olmayan aday adaylarını göremedi, eşit mesafede herkese dokunamadı, tanışma/tanıtma imkanı da sağlayamadı.

   Liyakat ve emek dikkate alınmadan, bireysel yakınlığa dayalı adaylaştırma yapıldı.

   Birlik ve beraberlik ruhunu pekiştiremeye çalışmak varken, halkın sorunlarına çözüm olacak projelerle kamuoyu karşısına çıkmak varken kişi odaklı muhalefet yapılıyor.

   Toplumsal açılımlar yerine popülist kişi transferleri ile, partiyi bugüne taşıyan politika ve kadrolar dışlanıyor.

   Seçim standardı ve yöntemi hiç olmadı. Aday adaylarının belirlenmesi konusunda seçim süreci adaletli, demokratik ve ilkeli yönetilemedi.

   Oysaki Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
   Farklı ekiplerin çıkar çatışması, hak-hukuk-adalet-eşitlik-demokrasi diye haykıran CHP’nin tüm değerlerini katletti.

   CHP’yi mahveden ilkesizlik politikasızlıktır. Köklerinden kopan parti sağa sola savrulurken ne yapacağını bilememektedir.  Partinin temel stratejik amaçları belli değil.

   Siyasal öngörüsüzlük, Türkiye ve dünyanın siyasal durumunu doğru algılayamamak, duruma uygun doğru çözümler üretememek CHP’nin seçmenle olan güven bağını zayıflatıyor.

   Mart ayının sonunda yapılacak yerel seçimlere ne kaldı ki? Bahar’ı görecek miyiz?

   Demokratik teamüller, parti içi demokrasi, örgütler, emek, liyakat, temiz toplum özlemi dikkate alınmadan, parti içinde birliktelik sağlanmadan, ilkeleri belli olmayan yapay ittifaklarla CHP seçim kazanabilir mi?

   Dayatılan popülist adaylar CHP'yi başarıya götürebilir mi?

   CHP için en büyük oy kaynağı,  AKP’ye oylarını kaçırmamak ve AKP’den oy kapmaktır.

   AKP bugünlerde çekilen seçmenini geri getirecek formüller ararken, CHP’nin de AKP’den çekilen seçmenin ”CHP’ye yönelmesi” avantajını yakalaması gerekiyor.

   Boş laf değil, çok çalışmak lazım!..

   ****

   Tolstoy şöyle diyor:
   "Tüm muhteşem öyküler iki şekilde başlar.
Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir..."

   Yabancı adam(!) sonsuz bir iktidar uğruna ülkeyi cahil bırakmak için canla başla çalışıyor.
   Yeni bir yolculuk öyküsü yazmak imkânsız değil.
   Yeni yollar açmak, kurtuluş sevdasıyla kenetlenmek...
   BİZ olmak, BİRLİK olmak imkânsız değil.
   Yabancı, ayrık otlarından, kötülüklerden kurtulmak imkânsız değil...
   Yeter ki Cumhuriyetin muhteşem kurtuluş/kuruluş öyküsüne, Atatürk ilkelerimize sadık kalarak yolculuğa çıkalım!