- Özgür Özel'den CHP'li vekillere kesin talimat
- İşine 'Bakan' yok... Adalet Bakanı Tunç’tan, İmamoğlu'na: 'İstanbul'da seçimi kaybediyorsun, haberin yok'
- Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, Kızıl Goncalar iddiasına cevap verdi
- Elektrikli aracını tanıtan Xiaomi CEO'su Elon Musk'a meydan okudu
- Erkan Petekkaya'nın babası son yolculuğuna uğurlandı...
Ahlaksız teklifler!
14 Mayıs, 2019Vizyonsuz siyaset...
Şahsiyet fukaralığı...
Yalan söylemek, söyletmek bir siyaset tarzı olabilir mi?
Olamaz/olmamalı!
Türkiye’nin aleyhine kara leke olarak düşen, bozulmayan hukuk skandalları geleneği, iktidar YSK işbirliğinde hukuk cinayetiyle sonuçlandı.
Dava uğruna ahlaksız teklifler, toplumu da ahlaksızlaştırdı.
Çetin Altan, siyaset anlayışını “Siyaset yapmak demek, ne yapıp yapıp iktidarı bırakmamak demektir" şeklinde ifade ediyor… Ben de katılıyorum...
Aziz Nesin’in politik kara mizah romanı “Zübük”te anlattığı gibi çok partili demokrasiye geçişten bu yana vıcık vıcık olan “siyaset pazarı” ahlaksız tekliflerin, menfaat pazarlıklarının, ucuz arttırmaların pazarına dönüştü.
“Siyaset pazarı”, yine de hiçbir zaman bu dönemdeki kadar ahlaksız pazarlıklar ve söylemlerle kirlenmemiştir.
Köklü siyasi geçmiş ve geleneklerden gelen siyasi partilerin topluma örnek olması beklenirken, liderler menfaatler, makamlar, koltuk, para ve iktidar vaadi ile güç bahşişinden pay alarak iktidarlarını sürdürüyorlar.
Yolsuzlukların, ahlaksız tekliflerin kirli adamlarıyla siyaset panayıra döndü.
Zivanadan çıkmış, klinik vaka ülke hurdaya çıkmak üzere. Karabulutlar başımızın üzerinde dolanırken, paraları sıfırlayanlar, ülkenin yerli ve milli değerlerini de sıfırladı.
Siyasetçilerin karşılaştıkları olaylar sırasında gösterdiği davranışlar, ahlakî tartışmaları 19.yüzyıl siyaset adamı Disraeli, “Halka hizmet için ön plana çıkan herkesin değişik amaçları vardır. Ben de şöhreti seviyorum. Halkın gözü önünde yaşamayı seviyorum” der.
Laswell’in siyaseti “kimin, neyi, ne zaman, nasıl aldığı” şeklindeki tanımında, siyaset aynı zamanda maddi güce sahip olmanın bir vesilesi olarak görülmektedir.
Siyasetçi, sadece kendisinin değil kendisini destekleyenlerin de sorumluluğunu taşır.
Siyasiler kendilerini destekleyenlere menfaatleri doğrultusunda diğer tabirle arpalık vermektedir.
Bugün ki gibi parti liderleri destekleyicilerine makamlar dağıtmaktadır ve bütün parti mücadelelerinin arkasında makam patronajlığı vardır.
Bu durum, kamu kaynaklarının ve makamların kendilerini destekleyenlere dağıtılmasıdır.
Özellikle demokratik toplumlarda siyasetçi, toplumu yönlendirmekten çok toplum tarafından yönlendirilmektedir.
Siyasetçi toplumun aynasıdır; çünkü siyasetçi profili halkın tercihlerine göre şekillenmektedir.
Şayet toplum hayatında yolsuzluk ve usulsüzlük bir yaşam biçimine dönmüşse siyasetçinin de öyle olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla siyasetçiye yöneltilen eleştiriler topluma yöneltilmiş demektir.
Toplumda siyasetin nasıl yapıldığı, ne için yapıldığı da tartışılmalı.
Demokratik toplumlarda bir siyasi parti liderinin başarısı yaptıkları ile test edilir.
Ne yazık ki toplumun bazı kesimlerinin anladığı liderin başarısı; onun çok iyi bir insan, erdemli ve ahlaklı olması değil iktidarı ele geçirmesi ve onu elde tutmasıdır.
İktidar gücü ahlakî değerleri zaafa uğratabilir; çünkü güç baştan çıkarıcıdır. Bu yüzden ahlakî kriterlere göre siyasetin yargılanması önemlidir.
Peki biz ahlakî değerlere göre yargılıyor muyuz?
"Ahlakî değerler kaldı mı Aydan" dediğinizi duyar gibiyim!..
Mevcut durumdaki yaşadığımız sıkıntıların kaynağında siyasetin menfaat için yapılması var.
Siyaseti menfaatleri üzerine inşa edenler, sadakat ve adalet duygularından mahrum kaldıkları için millete hizmet etmediler.
Siyaset; ahlakı güzel, hamiyetini milleti için kullanan, adalet ve sadakat duygularının temayüz ettiği insanlarla yapılmalıdır.
Ahlaksız tekliflerle, yalan söylemlerle, sahtekarlıklarla, kazanmak için herşeyi mübah sayanların oynadığı oyunlar ülkenin bekasını lekeler.
Düşünsenize YSK seçim iptal gerekçesini 'sandık kurullarının usulüne uygun olmadığı' diye açıklarken, o zaman sandık kurullarını uzaylılar mı atadı?
Bu usulsüzlükleri kendisi yapmış olmuyor mu?
Sandık kurul başkanlarını ve üyelerini görev yazısı ile görev tebliğ eden YSK kurumu değil mi?
Hem usulsüzlük yapan, hem de kendini usulsüzlükle suçlayan bir kurum ama suçlu gene o değil!..
Bi gülme geliyor...
O vakit bütün suç, seçimi çalan uzaylılarda ya hu!
Yemiyoruz artık bu alavereleri, "hayvan terli" derdi dedem!..
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Alp Oğuz Anadolu Lisesi Girişiyor!
- Çocuklarını düşman kardeş yapan ebeveynleridir!
- Hak ettiğini yaşarsın!
- Girişiyorum Derneği Sivil Sesler Festivali’nde!
- Kitap Okuma Tutkusu
- İnsan kaç kez aptallık yapar?
- İzmir Yazarlar Kooperatifi Olarak 1.Çeşme Kitap Günlerine Katıldık!
- Dünyada Çığır Açan Genç Mucit Bir Türk Kadını
- “Notaları Kalbiyle Yazan Kadınlar”
- Evsel Atıkların Dönüşümü Sergisi
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, Kızıl Goncalar iddiasına cevap verdi
Farah Zeynep Abdullah'ın Kızıl Goncalar dizisine dahil olacağı söylentileri sosyal medyada büyük ilgi görmüştü. Ünlü oyuncu iddialara yanıt verdi. Öyle bir geçer zaman ki Masumlar Apartma...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Diyet gıdası krizi: Can kaybı artıyor
Kobayashi Pharmaceutical Co. firmasından yapılan açıklamaya göre, kırmızı pirinç mayası içeren "beni-koji" tüketen bir kişi daha yaşamını yitirdi. Böylelikle şimdiye kadar takviye diyet gıdası "beni-koji" ile bağlantılı ölenlerin sayısı 5'e yükseldi. Ölenlerin cinsiyeti ve yaşı açıklanmadı.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.