Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

Sosyal Mesafe Yalnızlığı!

18 Nisan, 2020

Yalnızlık acıtır…

Toplumsal birlikteliğin esası nedir?

Bir arada olmak, biz olmaktır!

Ekonomik ve politik gelişmeler diğer yanlış yönetimler ve ilerlemeler gibi, bir bedeli de beraberinde getirdi.

Kişisel çıkara dayalı yeni toplumsal ilişkiler, yüzyıllarca muhafaza edilmiş onur ve sadakate dayanan toplumsal birlikteliklerin yerini aldı.

Toplumsal birlikteliğin yıkımı sağlandı. Oysaki toplumsal yıkımı engellemek için, toplumsal katılımı teşvik etmek gerekiyordu...

Haliyle giderek yalnızlaşan, bireysel değerleri hayatın merkezi haline koyan ve kimlik inşası için tüketmek zorunda kalan bizler, modern insan görünümlü kimliklerimizle insan olmayı başaramadık!

Dünyanın da canına okuduk!

Eski zamanlarda olduğu gibi “biz olma duygusunu” koruyabildik mi?

İnsan beynine sürekli yalnızlığı işledik…

İhtiyacımız olmayan şeyleri ‘tüketerek’ yarattığımız ‘sözde kimliklerin’ esiri olduk…

Yalnızlık, insan doğasının ve sosyal hayatın en olağan parçası olmasına rağmen, bir eksiklik, bir kaybedenlik imasına dönüştü!

Yalnızlığımızı sosyal hayatın içinde dengeli bir şekilde yaşamak yerine, kendi kendimize sosyal bir yalnızlık yarattık.

Endüstrileşme ve modernleşme ile birlikte, akıllı telefon, internet, televizyon kullanımı bize uzakları yakın, mahremi aleni ederken, insanları da bencilleştirdi! Birbirine tahammül edemeyen, hoşgörü göstermeyen, bencil davranan ve sorumluluk almak istemeyen, kendine yabancılaşan insanların sayısı artıyor!

Ne yazık ki “Yalnızlık fena acıtıyor” derken COVID-19 dünyayı ve insani duygularımızı ele geçirdi.

“Sen insan olmaz isen, yaşadığın hayatı korumazsan, yaşamana da gerek yok” der gibi gelip, canları almaya başladı…

Virüs bulaşmasın diye insan insandan korkuyor, kaçıyor! Salgında sosyal mesafeye dikkat etmek için mücadele ediyoruz. Oysa sosyal temas çok temel bir ihtiyaçtır.

Yüz yüze iletişimi özledik, değil mi? Dokunmaya, sevmeye ihtiyacımız var.

Sosyal medya, sosyal bağlantılar sosyal yalnızlık ihtiyacımızı karşılar mı?

Pandemi sırasında hepimiz sosyal medya kullanıyoruz.

Yalnızlık duygularımızı iyileştirir mi? Duygular amaca hizmet ettiği zaman sağlıklıdır. Sosyal yalnızlık tıpkı açlık ve susuzluk gibi, biyolojik olarak alarm ziline dönüşür.

İnsanlarda, hem yalnızlık hem de açlık oluştu.

“Açım, duygularımı doyur. Sev, okşa, dokun, sarıl, kucakla, hisset!” diyor… Aman ha zili çaldırmayalım!

On milyonlarca insanın aniden temassızlıktan ölmesi, tıpkı açlıktan ölmesi gibidir…

Bağlanma ihtiyacımız, yemek ihtiyacımız kadar önemlidir...

Sosyal mesafe yetersiz beslenme gibi bir şey!

Halk sağlığını korumak için evde kalırken ya sosyal isteklerimizi nasıl doyuracağız?

Sosyal izolasyon ya kronikleşirse?

On milyonlarca insanın temassız kalınca açlıktan ölmesi gibi bir şey bu!…

Sosyal yalnızlık, beyin açlığını tetikleyen en önemli etkenlerden biridir!

İnsanlar beynini kullanarak ürettiği bunca şaşalı teknolojik ürünlere rağmen bir virüse çözümsüz kaldı… Çünkü doğayı hiç düşünmedi!

İnsanların uzun süre evde kalması ruh sağlıklarını doğal olarak etkileyecektir. Baharın yeniden canlandığı ortamında evde dört duvar arasında kalmak hepimize zor gelse de bu mücadeleye devam edeceğiz. Sağlıkçılara, bizim için sahada görev yapan herkese sabırla yardımcı olacağız.

Korona virüsünün yarattığı dünya çapındaki krizin sosyal, ekonomik ve politik sonuçları dünyanın bir daha aynı dünya olmayacağının sinyallerini verdi.

Sosyal açlıktan ölmez isek, değişim ve dönüşüm için bu süreci bir fırsat olarak değerlendirelim ve doğayla uyumlu yaşamanın çözümlerini keşfedelim.

****

Size bir sır vereyim!

Doğa artık bizi içinde istemiyor… İnsan denen canlıyı, birbirine öldürterek yok etmeye karar vermiş! Belki akıllanırız diye bizi evlerimize kapattı. Yine de yaşamamız için de bir umut verdi... 

“Bi düşünün” dedi!

Doğa; Belki de verdiğimiz zararların hesabını yapıp, özür dileyelim istiyor. Doğaya saygı duymamızı, soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, toprağın bereketine minnet duymamızı istiyor…

Belki de "İnsanlar beni korusun, vefasını göstersin" diyor! 

"Ben olmazsam, sen de yoksun, akıllı ol, insan ol" diyor.

"Beni anla, yok ediyorsun, acı çekiyorum" diyor…

Bizlere her şeyi karşılıksız, bonkörce veren doğa ile uyum içinde yaşamayı öğrenmek zorundayız…

Sosyal mesafe uğruna akıl ve ruh sağlığımız bozulmazsa, doğaya insanlık borcumuzu öderiz inşallah!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Paris Hilton ikinci çocuğunun yüzünü ilk kez gösterdi

Hilton otellerinin varisi Paris Hilton 5 aylık kızının ilk resmi fotoğraflarını kamuoyuyla paylaştı. 43 yaşındaki sosyetik isim Paris Hilton, anne olmanın mutluluğunu yaşamaya devam ediyo...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sigara bunamaya yol açar mı?

Demansın (bunama) çağın yaygın sorunlarından biri olduğunu belirten uzmanlar, bu durumun genetik gibi bazı değiştirilemez faktörlerden kaynaklanabildiğini belirtiyor. Ancak bunama riskini azaltacak değiştirilebilir risk faktörlerine de dikkat çekmeyi ihmal etmiyorlar.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR