Yukarı
4

Aydan Tuncayengin

İnsanlık ayıbı…

14 Haziran, 2021

   Dağ gibi biriktirdiğimiz ayıplarımız var! 

   Hep birlikte tanık olduğumuz ayıplar! 

   “Bunu yapanlar insan olamaz!” diye tepki gösterir, hiç üstümüze alınmayız!

   İnsanlık ayıbını yapanlar kim? Hayvanlar mı, bitkiler mi?

   Her zamanki gibi İNSAN! Pis insan, kötü insan…

   Gerçeklerle yüzleşmenin zamanı geldi geçiyor. İnsanlık ayıbımız sadece yangın, sel, deprem gibi doğal felaketlerde insanlara yardım etmemek, onların mallarını yağmalamak, yaşlılara, çocuklara, bedensel ve zihinsel engellilere şiddet uygulamak, zulmetmek, yaralı insanları ölüme terk etmek, düşkün insanları dolandırmak, savaş esirlerine kötü davranmak, işkenceden ibaret değil… Tarih ayıptan öte utançlar ve insanlık suçlarıyla dolu. Ve hala devam eden insan katliamlarıyla, vahşete bulanmış eli kanlı insanlar…

   Doğa katliamı vahşetin bir başka yüzü! 

   Artan nüfus, endüstrileşme vb. sebeplerle her geçen gün doğadan uzaklaşıyoruz.  2050 ye kadar su ihtiyacımızın daha da artacağının farkında bile değiliz. Acil yeni çözümler bulmak gerekiyor.

   Üç tarafımız denizle kaplı oh ne güzel değil mi? Denizlerimizin hepsi birbirinden farklı tuz oranıyla, akıntısıyla, ısılarıyla…

   Hazinenin üzerinde yaşıyorsun ve bununla da övünüyorsun, neden o zaman övündüğün şeyi sürekli dövüyorsun?

   Kirleterek, eziyet ederek sevmek mi senin fıtratın? Denizin altındaki de, karadaki çöpler de sana ait değil mi?

   Balığını yemekten, yağlanıp denizde yüzmekten, seyretmekten, gösteriş yapmaktan başka denize faydalı ne ilişkin var? Denizin derinlikleri hakkında ne biliyorsun? Sadece sen mi nefes alıp, yaşıyorsun?

   Dünyanın problemi sayende çoğaldı! 

   Bütünün parçalarıyız, hepimiz birbirimizden besleniyoruz.

   Bütün ekoloji birbirine bağlı. Devir daim olmalı gezegende desem de insan denen canlı kendi devrini şımarıkça/umarsızca yaşıyor! Oysa ki hepimiz doğaya aidiz… Dünyaya bencilce bakıyoruz…

   Sağlıklı bir denize, havaya, toprağa, iklime ihtiyacımız var. Bu hepimizin sağlığı ve sürdürülebilir yaşam için gerekli…

   Her şeyi biriktirmişiz, Ahlak hariç!

   Sorunlarımızın tamamı insanın kullanımı ile ilgili… İnsanın sınırlarını çizmek, kuralları daha etkili koymak gerekiyor. Yaşadığımız dünyanın yüzde birini korumuyoruz. 

   Hırpaladık dünyayı… Ahlaki dengeyi kuramadık! 

   İyi bişi olabilirsin/olabiliriz ancak ahlaki yeterliliğimiz varsa… Herkesin hakkı olduğunu bilmek ve yaşama sindirmek, uygulamak gerekiyor…

   Ortak yönetim konusunda işin neresindeyiz? Yurttaşın da yaşadığı yerin eylem planı içinde yer almasını sağlamak gerekiyor.

   Her yurttaşa doğanın kaynaklarını kötü insanlardan koruması öğretilmeli, yetki verilmeli.

   #Doğaya Saygı 

   Geçmişe bak ve sadece ders çıkarmayı öğren! Nereye doğru gidiyorsun? Geleneklerine sahip çık!

   Anadolu gibi bir hazineye sahipsen, işte toprağa saygı duyacaksın. 

   Toprakla ilişkini sevgiyle büyüteceksin.

   “Sürdürülebilir ve kalıcı dünyanın yolunu nasıl açarız” diye düşüneceksin!

   Birçok insan, geleceğe daha iyi şeyler bırakmak için çalışıyor.

   Geçmişi geleceğe taşımak için mücadele veriyor.

   Biyolojik zenginliği korumak için, Türkiye’nin florasını korumak için…

   Verdiğimiz zararları bildiğimiz halde, ne yapıyoruz, ne yapmıyoruz bu önemli konu!

   Trajik olarak bilinçlenirken, dramatik olarak bakış açımız doğadan bağımsızlaştı. Doğa kanunlarına göre var olmamız gerekirken, insan kanunlarıyla doğadan uzaklaştık. Kendimizi bişi sandık! Aslında bir hiçiz. 

   Doğanın bize ihtiyacı yok, bizim doğaya ihtiyacımız var. 

   Üretelim derken, üreme ile karıştırdık. Dünya popülâsyonu, 2015 yılında üretimin sınırlarını aştı. Artık üretmek de yetmiyor. Dünyanın kumaşı bitiyor!

   İnsanlık ayıbını temizlemek yine sana, bana, bize düşüyor. 

   Önce gezegenimizi kirletenlerden başlayabiliriz. 

   Çevrenin korunması politikası tercihleri, doğrudan ülkede hâkim olan anlayışla ilgilidir. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak bir “insan hakkı”dır. 

   Anayasa hukukundan özel hukuka, oradan ceza hukukuna kadar her hukuk vasıtası bu hakkın gerçekleşmesine hizmet etmelidir. Çevre ceza hukuku politikası tercihleri veya çevre ceza hukukunun kapasitesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir.

   Ekosistem yıkımının sonuçları giderek daha bariz hale geliyor. Yangınlar, kuraklıklar ve sel baskınlarıyla giderek kıyamete benziyor. İnsanların karşılarında görene dek bunlardan haberdar olmaması da trajik bir şey…

   Kim çevreye zarar verirse, cezalandırılmalıdır.

   İnsanın meydana getirmiş olduğu tahribat birkaç on yıl öncesine kadar, tabiat tarafından tamir veya telafi edilebilmekteyken, bugün bu dengeden söz etmek mümkün değildir. Dengeler tabiatın aleyhine olacak şekilde bozulmuştur. Tabiat, insanın yıkıcı faaliyetlerini telafi edebilmekten uzaktır artık…

   İnsan, tabiatın kendini yenilemesinden çok daha hızlı bir şekilde onu tahrip etmektedir. Tabiatın sermayesinden ve/veya gelirinden çok daha fazlası tüketilmektedir. Sonuç olarak hal böyle giderse, gezegen, er ya da geç iflas edecektir.

   Ekokırımın insanlığa karşı bir suç olarak tanınması zorunludur!



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Gonca Vuslateri'den birinci yıl kutlaması

Geçen ay Levent isimli sevgilisiyle evlenen Gonca Vuslateri, ilişkilerinin birinci yılında duygularını dile getirdi. Geçen ay Levent Bey ile nikâh masasına oturan 8 aylık hamile olan Gonc...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Gece açlığının faydaları..

‘’Akşamları geç yemek yiyor hatta uyuyana kadar atıştırıyorsanız bu alışkanlığınızdan bir an önce vazgeçin’’ tavsiyesinde bulunan Buket Ertaş Sefer, gece boş mideyle yatağa girmenin sağlığa faydalarını açıkladı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR