Yenikapı’dan önce ruhumuz yok muydu?

15 Temmuz darbe girişiminden önce iyice kutuplaşan toplum geçirdiği iki seçimle adeta yay gibi gerilmişti..

Öyle ki yay ve ok çatırdamaya başlamıştı adeta.

Bu ahval ve şerait içinde ( !!!) tam da rahmetli Hasan Mutlucan’ın darbe imalı türküleri arşiv oldu derken darbe kalkışması oluverdi.

 Doğal olarak darbe girişimi ve demokrasiye yönelen tehdide karşı toplum ortak bir tepki gösterdi.

Bir koyundan iki post çıkarma konusunda oldukça uzman olan AKP iktidarı ayağına gelen bu gollük  fırsatı kaçırır mı.?

Elbet kaçırmaz.

 Yandaş ve havuzcu tayfa tarafından bu ortak tepkiye Yenikapı ruhu diye bir elbise de hemen biçiliverdi.

Fakat..!

Sonra birden bire nazar değdi..

İktidar çevreleri her fırsatta özelikle CHP’yi Yenikapı ruhuna uygun davranmaya çağırmaya başladılar . Ama AKP kendisini bu konuda hiçbir özeleştiriye tutma zahmetinde her ne hikmetse bulunmadı.

Öyle ki ;

CHP’den en ufak bir itiraz sinyali bile yükselse, iktidar hemen sıradan çıkan çocuğu azarlayan öğretmen edasıyla kükrüyor. ‘ Yenikapı ruhu adına sıraya geç. Yoksa seni oyunbozan ilan ederim.

CHP mahcup bir edayla sıranın iki adım önüne çıkan yaramaz öğrenci gibi parmağını kaldırıp eleştirisini ve temennisini yüksek müsadelere arz ediyor.

Ama…!

İktidar bundan bile rahatsız oluyor.

Okulun her daim uyumlu öğrencisi olan ve bu yüzden sık sık aferinleri kapan MHP cephesinde ise Milli birlik beraberlik gazıyla ne olursa kabul havası iyice zirve yaptı..Öyle gaza geldi ki ; getirin kardeş şu başkanlığı tarzı nidalar atmaya bile başladı hani..

Okulun tek ayak üstünde sürekli bekleyen ve disipline gönderilme tehdidi altında olan HDP cephesini ise hiç saymıyorum..Çünkü onlar artık her şekilde okul yönetimin gözüne batıyor..

TUZ RUHU MU VARDI YANİ.?

Öyle bir hava yaratılıyor ki yandaş medya tarafından tam da evlere şenlik.

Sanırsınız ki ; bu ülkede yıllardır  birlik ruhu adına sadece tuz ruhu vardı da, o birlik ruhunu bula bula Yenikapı’da bulduk.

Bizim Karadeniz’de bir söz vardır ‘ Civciv yumurtadan çıkınca kimi görürse anası o sanırmış ‘

Tarih bilmeyen, felsefe bilmeyen, sosyoloji bilmeyen bu arkadaşlara ne söyleseniz ,  ne yazsanız dipsiz kuyuya atılmış taş gibi kalması doğanın kuralı.

Bu arkadaşlar varlıklarını nereye borçlularsa ve bağlı oldukları yer neresiyle civciv misali orayı anaları gibi görmeye devam edeceklerdir.

O yüzden ;

Pir Sultanlardan, Denizlerden, Mahirlerden, Mustafa Kemallerden ve bu ruhtan bu arkadaşlara bahsetmenin bir anlamı yok.

Çünkü …

Felsefe farklı.

Kültür farklı.

Anlayış farklı.

Orası Osmanlı Bankası.