Yukarı
7

Av. Anıl Selek

Her Çocuk Masumdur

12 Eylül, 2015

    Işığın kırmızıdan yeşile dönmesini beklerken camını tıklatan çocuklara suratını ekşiterek baktıktan sonra kendi kendine “Yine mi bu Suriyeli’ler? Bıktım bunlardan” dedi adam yüzünü ekşiterek. Kafasını ısrarla trafik lambasından başka yöne çevirmediği için ne çocuğun yalvarırcasına ellerini açtığını ne de mahsun mahsun bakan acı dolu suratını görebiliyordu.

   Daha birkaç gün önce ziyaretine gittiği bir arkadaşının yanında karşılaşmıştı bu insanlarla. Sohbet sırasında arkadaşı söylemişti bir hayli ucuza ve çok uzun saatler boyunca çalışıyordu bu “sığınmacılar”. Gerçekten ne kötü bir kelimeydi “sığınmacı”. İçinde sebebini çok da bilemediği bir tiksinti hatta nefret hissetmişti adam. Nereden çıkmıştı ki bunlar? Hem ne işleri vardı ülkemizde? Bunları içinden seslendirirken bir sohbette duydukları tekrarlandı “vatan haini bunlar, bizim atalarımız böyle miydi? İnsan hiç topraklarını terk edip savaştan kaçar mı?”, ne doğruydu, vatan hainiydi bunlar. Tam bu sırada yanan sarı ışıkla aracın gaz pedalına basıp Suriyeli çocuklardan hızla uzaklaştı adam.

   Suriyeli çocuklar geride kalmıştı ancak bu sığınmacılara karşı kızgınlığı devam ediyordu. Bu sığınmacıların ülkemize girmesine izin verenlere de, ülkelerinden kaçan bu vatan hainlerine de ayrı ayrı kızgınlık dolu cümleler saf etti. Söylene söylene kızgınlığı azaldı. Eve doğru gidiyordu aklına kendi çocukları geldi, gülümsedi. Birkaç gündür şehir dışındaydı özlemişti ailesini. Dünya güzeli 8 yaşındaki prensesine, 5 yaşındaki yakışıklı oğluna ve güzel bir hanımefendi olan eşiyle kucaklaşıp hayatın yaşanası en güzel anlarına az kaldığını düşünüp keyiflendi.

   Eve gittiğinde birbirlerine sarıldılar, huzurlu ve mutlu bir aile olmanın tadını çıkardılar. Eşi yemeği hazırlarken oyun oynayan çocuklarına keyifle baktı, ne güzel çocukları vardı? Güzel ve kibar çocukları ile hiç de alakalı olmayan Suriyeli çocuklar geldi birden gözünün önüne, kirli yüzleri ve basit kıyafetlerini hatırladı; yüzünü buruşturdu.

   Televizyonu açtı, haber saati gelmişti. Ekrandaki sunucu sahile cesetleri vuran 3 yaşındaki Aylan ile 5 yaşındaki Galip kardeşlerin haberini sunuyordu. Eli istemsizce kumandaya gitti ve parmakları başka bir kanalı aradı; ama çabası boşunaydı çünkü her kanalda aynı haber vardı. Mecburen izledi içi burkuldu, kızdı yine birilerine, kendince gördüğü yanlışlara söylendi. Bir başka haberde Suriyeli bir profesörün dramını izledi. Demek ki bu mülteciler de kendi ve etrafındaki insanlar gibiydi. Sonra gözü çocuklarına kaydı, çok şükür ki güzel ve sağlıklı çocukları vardı. Şanslıydı, tabii çocukları da şanslıydı. Evet doğru kelime buydu “şans”. Kendi çocuklarının kırmızı ışıkta bekleyen çocuklardan farkı birinin şanslıyken diğerinin o kadar da şanslı olamayışıydı. Sonra birden bir “utanma” hissi sardı tüm vücudunu. Kimse ona bakmıyordu ama sanki tüm Dünya onu ve birkaç saat önceki düşüncelerini ayıplıyordu. Bir süre sonra geçecek olan bir hisse kapıldı ve kendini çok kötü hissetti

TIPKI DİĞER MİLYONLARCA İNSAN GİBİ.

                                      *           *         *

   Sadece Suriyeliler değil diğer mülteciler Dünya’da büyük sorun ve maalesef her biri ayrı bir insanlık dramı. Elbette bireysel olarak yapılacak çok az şey var. Ve şurası kesin ki hükümetler bazen bu durumu sadece siyasi malzeme konusu olarak görüp yanlış ve kötü uygulamalar yapabiliyorlar. Her ne kadar konunun uzmanı olmasam da ülkemizdeki mültecilerin belirli bölgelerde insani koşullarda barındırılması, sosyal olarak rehabilite edilmesi ve bazı cezaevi örneklerindeki gibi istihdam edilmesinin uluslararası alanda kalıcı tedbirler alınıncaya kadar geçici bir çözüm olduğu kanısındayım. Konunun uzmanlarının projeleri tabii ki değerlendirilmeli ancak mültecilerin ülke içinde yalnız ve sahipsiz bırakılmaları ve serbest dolaşımları hem ülkemizi sıkıntıya sokuyor hem de o insanların hayatlarını tehlikeye atıyor.

   Dedim birey olarak bu durumda yapılacak şey az. O da bir gün o insanların da bizler gibi bir hayatları olduğunu unutmamak, insanca hissetmek ve insan onuruna uygun davranmak; özellikle de çocuklara. Unutmayın “her çocuk masumdur”…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Türkan Şoray'dan Kadir İnanır paylaşımı

Türkan Şoray, 24 Mart Pazar günü Beykoz'daki evinde beynine pıhtı atması nedeniyle fenalaşıp hastaneye kaldırılan Kadir İnanır'a geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Geçen pazar günü Beykoz...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uykunuzu tam alamıyor musunuz? Daha yaşlı hissetmeniz normal olabilir

Bilim insanları, 1 ay boyunca uykularını tam alan kişilerin oldukları yaştan yaklaşık 6 yaş genç hissettiklerini belirledi. İsveç'teki Karolinska Enstitüsündeki araştırmacılar yeterli uyku almanın ve uykusuzluğun, hissedilen yaşla ilişkisini inceledi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR