Yukarı
105844

Katliam Gecesini Anlattı

31 Temmuz 2014 10:28

Önceki gece 20 çocuk ve kadına mezar olan Gazze'deki BM ilkokulunda öğretmenlik yapan Sarah Salibi ile saldırıdan hemen sonra konuştuk. "Burası güvenlidir, okulu vurmazlar diye kadınlar ve çocuklar buraya yerleşmişti. Bir anda her yer toz bulutu oldu. Her tarafta çocuk ve kadınlara ait parçalanmış bedenler var. Şimdi kapatmam lazım. Belki bir çocuğun hayatını kurtarabiliriz" dedi

Hiç hattın diğer ucundaki kişinin her an ölebileceğini bilerek telefon görüşmesi yaptınız mı? Ahizeden bomba sesleri gelirken konuşmaya devam ettiğiniz oldu mu? Cebaliye mülteci kampında vurulan BM yönetimindeki ilkokulda İngilizce öğretmeni olan 23 yaşındaki Sarah Salibi ile İsrail saldırısı altındayken telefonda konuştuk. Bir kaç saat sonra okul katliamını haber alınca da hemen tekrar telefona sarıldık. Sirenler, ağlamalar ve çığlıklar arasında cevap verdi Sarah: “Okulda onlarca kadın ve çocuk kalıyordu. ‘Burası güvenlidir, en azından okulu vurmazlar’ diyorlardı. Fakat İsrail orayı da vurdu. Hem de BM’ye ait bir okulu.” Çok korkmuştu Sarah, ama enkaz altında kalanlara dört bir koldan yapılan yardıma katılıyordu. “Hayatımın en korkunç anlarını yaşıyorum” diyordu sürekli ve bir yandan da ağlıyordu. “Her tarafta çocuk ve kadınlara ait parçalanmış bedenler var. Toz ve alevlerden göz gözü görmüyor. Şimdi kapatmam lazım. Belki bir çocuğun hayatını kurtarabiliriz.”

HAYATTA KALMAK ÇOK ZOR

Sarah, 10 kişilik ailesiyle Gazze’nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampında yaşayıyor. Geçen yıl El Ehzer Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduğundan beri öğretmenlik yapıyor ve annesinin de yöneticilik yaptığı okulda Gazzeli çocuklara İngilizce öğretiyor.

“Ne zaman, nerenin bombalanacağı belli değil. Bunun, ölümü beklemekten farkı yok” diye ahkâm kesiyoruz Sarah’a... “Evet, kesinlikle öyle” diyor genç öğretmen. “Ardı arkası kesilmeyen bomba sesleri, çığlıklar, ambulans sirenleri… Burada hayatta kalmak çok zor.” Fakat yine de normal bir hayat yaşıyormuş gibi kendilerini kandırdıklarını anlatıyor. “Plaja gidiyoruz, tozdan bulutlar görüş mesafesini düşürse de sokaklara çıkıyoruz. Hayatta kalan dostlarımızla buluşuyoruz. Fiziksel olarak mümkün olmasa da, bu ablukadan kaçmaya çalışıyoruz.”

TELEFONDA ÖLSEM BİR ŞEY DEĞİŞİR Mİ

“Bu savaşta yakınlarından birini kaybettin mi” diye sorarken tam, telefon ahizesini yırtan bir gürültü duyuluyor. “Sarah, iyi misin” diye telaşlanıyoruz. “Ben iyiyim, çok yakına düştü bu sefer” cevabını veriyor genç kadın, tarifi mümkün olmayan ürkek sesiyle. Telefonu kapatmak için hamle yapsak da, “Ne değişecek ki. Biz yine bu evin içerisindeyiz ve yine ölebiliriz. Belki sizinle konuşurken bunun olması; bir şeylerin değişmesine vesile olur” diyor Sarah ve soğukkanlılıkla, bizim bile unuttuğumuz soruya cevap veriyor: “Dün kuzenimi kaybettim. Daha önce de en yakın arkadaşımın iki çocuğu öldürülmüştü. Şu an Gazze’de yakınını kaybetmemiş insan kalmış mıdır, bilmiyorum.”

YALANCI AZRAİLDEN KAÇMAK

Kara, deniz ve havadan; F- 16, helikopter ve savaş gemileriyle saldırıların devam ettiği Gazze’de, Sarah, savaşın psikolojik tarafına da dikkat çekiyor: “Bomba sesleri yetmezmiş gibi, bir de telefonda ‘onların’ seslerini duymak zorunda kalıyoruz. Mesela geçen akşam telefon çaldı. Babam açtığında karşıdaki adam ‘Sen hâlâ ölmedin mi’ diye sormuş ve eklemiş ‘Kökünüzü kazıyacağız, az kaldı.’ Sonradan duydum ki, pek çok aileyi arayıp bu tür konuşmalar yapıyorlarmış.”

Psikolojik savaş bunlarla da sınırlı değil. “Bulunduğunuz binayı birazdan vuracağız, boşaltın” anlamına gelen uyarı roketleri, son günlerde çevredeki evlere pek sık atılmaya başlamış. “Uyarı roketini atıyorlar. Bunun üzerine gecenin geç saatlerinde o evdeki insanlar bebeklerini, yaşlılarını alıp sokağa çıkıyor ve sığınacak bir yer arıyor. Koşarak kaçan anne ve babaların kucağındaki bebeklerin ağlamalarını ve gözlerindeki dehşeti tarif edemem.” Ama İsrail uyarı ateşinden sonra binaları vurmuyor. Amaç insanları gecenin bir vakti yalancı Azrail’den kaçmaya zorlamak. BM okulları ise hiçbir uyarıda bulunmadan vuruluyor.

Gazze halkının dayanışma içinde olduğunu vurguluyor Sarah. 10 kişilik ailesi, şarapnel parçalarıyla yakınlarını ve evlerini kaybetmiş 12 kişiye daha evsahipliği yapıyor. Pek çok ailenin daha evlerini kaybetmiş Gazzelilere yardım ettiğini belirtiyor. “Tabii evlerin kalabalıklaşması, korkunun da şiddetini arttırıyor” diyor Sarah. “Geceleri saldırıların şiddeti ve sıklığı da artıyor. Özellikle patlama sesleri yakınlaştıkça daha da sinir bozucu bir hâl alıyor. Herkes başını önüne eğip, adeta sırasını beklemeye başlıyor. Gazze’de hayatta kalmak mesele değil ama her geçen gün ölüme biraz daha yaklaştığını bilmek çok daha yıpratıcı.”

ERDOĞAN'AN SÖZ DEĞİL İCRAAT BEKLİYORUZ

Sarah Salibi’ye, Gazzeli bir sivilin gözünden Türkiye’yi soruyoruz. Binlerce Türkiyelinin Gazze’nin yanında durduğunu, meydanlarda toplanıp İsrail karşıtı eylemler yapmasının mutluluk verici olduğunu, ama yeterli olmadığını söylüyor. Özellikle hükümetin tutumu onu çok üzmüş: “Erdoğan’ın, ‘İsrail’in yaptığıyla Hitler’inki arasında fark yok’ ya da ‘İsrail’i kınıyoruz’ açıklamaları yetersiz. Basın önünde sarf edilen sözlerin hiçbir işe yaramadığı, artan İsrail teröründen anlaşılıyor.” Ve meselenin bam teline basıyor: “Kardeş gibi gördüğümüz Türkiye’de hâlâ İsrail Başkonsolosu’nun olması, ticari ilişkilerde herhangi bir yaptırım uygulanmaması bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Eğer Türkiye Filistinlilerle dayanışma içinde olmak istiyorsa, işgal bitene kadar İsrail ile ilişkileri askıya almalı.”

 

Gerçek Gündem



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

İsrail ile CIA arasında kritik görüşme

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası müzakerelerinde rol alan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns ile bir araya geldi. Y...

Çin ile Sırbistan arasında 28 anlaşma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Sırbistan ziyareti çerçevesinde Sırbistan ile Çin arasında 28 iş birliği anlaşmasına imza atıldı. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Çin ile Sırbis...


Ermeni kiliseleri Azerbaycan'la olası barışa karşı ayaklandı

Ermenistan ile Azerbaycan arasında nihai barışa ulaşma çabaları çerçevesinde sınır belirleme müzakereleri ve sahadaki bazı çalışmalar devam ederken, Nikol Paşinyan yönetimine kilise çevre...

Arjantin'de 10 bin peso tedavüle girdi

Arjantin Merkez Bankası, para birimlerinin değer kaybıyla birlikte nakit kullanımını artırmak için beklenen bir adımı attı ve ülkenin ilk 10 bin peso banknotlarını tedavüle sundu. Ayrıca,...


Kritik ziyaret öncesinde Yunanistan Başbakanı açıkladı

Gelecek hafta Türkiye'ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmesi beklenen Yunanistan Başbakanı Miçotakis, kritik ziyaret öncesinde açıklamalarda bulundu. İlişkilerin dalgalı seyrettiği...

Almanya'da siyasetçilere saldırı dalgası: Bakanın kafasına vurdular

Almanya'da Berlin Eyaleti Ekonomi Bakanı Franziska Giffey'in, kütüphanede kimliği henüz belirlenemeyen kişinin saldırısında hafif yaralandığı bildirildi. 


İsrail tankları Refah'ta: Bomba yağıyor

Uluslararası tepkilere ve ateşkes çağrılarına rağmen Gazze'deki Filistinlilerin son sığınağı Refah'a operasyon başlatan İsrail'in topçu atışları sonucu Refah'taki belediye binasında yangı...

Güney Kore'de rekor sıcaklık: Son 51 yılın en sıcak nisan ayı kaydedildi

Güney Kore, geçen ay, ortalama sıcaklığın 14,9 derece ölçülmesiyle son 51 yılın en sıcak nisan ayını yaşadı. Kore Meteoroloji İdaresi (KMA), nisanda ülke çapındaki sıcaklık ortalamasının ...


Güney Afrika Şokta! İnşaat halindeki bina çöktü: 5 kişi öldü, 49 kişi kayıp

Güney Afrika'nın George kentinde içinde 75 işçi olduğu düşünülen inşaat halindeki bir bina çöktü. Olayda 5 işçi hayatını kaybetti, 49 kişi için arama çalışmaları devam ediyor.

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kalben gözaltına alındı

İstanbul Beyoğlu'nda düzenlenen operasyonda evinde uyuşturucu ele geçirilen şarkıcı Kalben Sağdıç, gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü e...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Uzmanlar uyardı: Çocuklarda 100 günlük öksürüğe dikkat

Ocak ayından bu yana doktorlara öksürükle ilgili 8 bin 15 bildirim yapıldığı ancak bu durumun aşılarla önlenebileceği öğrenildi. Aynı dönemde laboratuvar tarafından doğrulanmış vaka sayısı 2.041 oldu, geçen yıl bu dönemde laboratuvarda doğrulanan 207 vakaya ve 30 vakaya kıyasla %3.800 artış yaşandı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR