- AYM, Tayfun Kahraman'ın 'tedbiren tahliye' talebini reddetti!
- Şehzadeler'de Olağanüstü Seçim Takvimi Netleşti
- TBMM Genel Kurulu'nda ortam gerildi! CHP'li Başarır'dan, AKP'li Şebnem Bursalı'ya 17 Aralık'ta 'ayakkabı kutusu' göndermesi
- Saray'da sürpriz görüşme: Erdoğan, YSK Başkanı Ahmet Yener'i kabul etti
- Halka arzın gözde hissesi son 10 günde 'tepetaklak' oldu!
Dilinizi eşek arısı soksun emi!
05 Haziran, 2011
Seçimlere çok az bir zaman kala bir yandan liderlerin üslubu sertleşirken, diğer yandan da kamuoyunun nabzı yükseliyor. Yeni fay hatları ve çatışma eksenleri ile karşılaşmaya devam ediyoruz.
Ağır sözlerle hücum edilen saldırılar seçim kampanyalarının en çok prim yapan üslupları arasında!
Edepsizlik!
Aklını yitirmiş politikacıların ülkesi olduk.
Seçim meydanlarında tüm liderler adeta kavga kültürünü bu millete aşılıyorlar.
Seçim kampanyalarında konuşan parti liderleri özde aynı şeyi söylemiyorlar mı?
— Bize oy verirseniz kavga bitecek, daha özgür bir düzen kurulacak, hem istikrarı koruyacağız, hem de gelişmeyi sürdüreceğiz.
Aynı şeyleri öylesine farklı kelimeleri ve üslupları kullanarak kavga eder gibi söylüyorlar ki, “insana hay dilinizi eşek arısı soksun dedirtiyorlar!” Bu kavganın sonu nereye kadar gidecek endişeleri de başlıyor.
Böyle siyaset olur mu? Olmaz/Olmamalı…
Çıkıp projelerini anlatacaksın, siyaseti siyaset gibi yapacaksın, hoşgörüyü dostluğu ülkenin geleceği adına tüm dünyadaki saygınlığı adına yapılacak paylaşımları birlikte konuşacaksın. ‘ kavgayı değil!’.
Atatürk'ü ve onun miras olarak bıraktığı Akıl ve Bilimden söz edeceksin.
Nerdeeee! Daha ağızlarından Edebiyat, Kültür ve Sanat adına tek bir söz çıkmadı.
Bu ülke de ne yazık ki siyaset siyasetin saygınlığında yapılmıyor. Siyasetin saygınlığında sevgi, hoşgörü, barış, dostluk, kardeşlik getirisi vardır. Ne yazık ki, siyasetçiler kendi imtiyazlılığını düşünerek, sahip oldukları, kendi koydukları değerlerden uzaklaşmaktan korktukları için, tek adam siyasetindeki korkunç sona doğru ülkeyi felakete götüren bir tavır içindeler.
Türkiye hala saygın, özde, dolaysız bir demokrasiyi yaşayamıyor. Adını ileri demokrasi koyup, demokrasinin anlamını kavrayamamış ''Kırsal Kültür'' etkileşiminde bulunan kendi yarattıkları sessiz toplum kitlesi olmaya devam ediyor.
Bilimsel düşünen, kendini bu toplum sendromundan sıyırıp, çağdaş anlayışın özünde kalmasını bilen topluma anlatmak kolay olmasa gerek. Toplumu bu kırsallaşmada bırakan ve hala neye ve neden oy verdiğini bilmeyen, kendini nelerin beklediğini, ya da gelecekte neleri yaşayacağını, kendi geleceğini bile kavrayamayan bir toplum oluştu.
Kirlenmiş bir siyaset, ya da inanç getirisine bağlanmış bir anlayış, Atatürk'ten onun devrimlerinden düşünce anlayışından, çağdaş demokrasiden, cumhuriyetten korkanların yarattıkları bir başka adı olmayan sistem ve onu kullananlarında… İşte Türkiye'de bu, korkuların beraberinde getirdiği ve bundan da mutlu olanların yaptığı siyasetin adıdır.
Türkiye bunu hak ediyor mu?
Günümüz insanı, ne yazık ki, Müslüman da olsa, belli bir çevrenin içinde de bulunsa edep sınırlarını, perdelerini yıkmış durumda. Havada uçuşan en pespaye sözlerle ve galiz küfürlerle rahatlıkla sövebilmektedirler.
Edep sınırları aşıldı maalesef. Bizim en çok titizlendiğimiz ve özen gösterdiğimiz bir gençlik için örnek olacak siyasetçilerin haline bakınız!
Edep; Hakk'ın rızasına uygun, insanı incitmeyen, horlamayan, aşağılamayan bir dil, bir üslup bir hâlidir. Bir Müslüman her hal ve davranışından sorumludur. Osmanlı ve İstanbul kültürü edep üzerine kuruludur. Hayatın bir ilkesi, bir tutumu ve bir bakışıdır.
"İstanbul hanımefendisi, beyefendisi" sıfatı boşuna mıdır?
Günümüz insanı, ne yazık ki, Müslüman da olsa, belli bir çevrenin içinde de bulunsa edep sınırlarını, perdelerini yıkmış durumda. Osmanlı kültürünün o ince, nazik, nahif dili ve üslubunun bugün zerresi bile yok...
O dönemin en ağır yaklaşımlarından biriydi, bir yanlış telaffuz karşısındaki tavrı: "Dilini eşek arası soksun emi!" deyişi.
Bugünün siyasetçisine, lisanı lügati bozuk olana, soyu bozuk nesline ve kuşağına eşek arısının o ağır iğnesi bile yetmez.
Allah ıslah etsin diyorum!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Toksik İnsanlar!
- Medeniyetini Kaybeden İnsanoğlu!
- Gönüllülük ve Aidiyet Duygun Yoksa STK’da İşin Ne?
- Unutmamak, Hissetmek ve Bir Olmak!
- ARSUZ GENÇLİK KAMPI
- TÜLOV Bodrum Geleneksel 4. Gençlik Kampı
- Tehdit Siyaseti!
- Sosyal Terbiye!
- Sonsuz ‘BEN’ Anayasası!
- Kötülüklere alışmak bir yorgunluk halidir!
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Tarkan'dan dikkat çeken çağrı: 'Tamamen yasaklansın!'
Megastar Tarkan, sosyal medya hesabından bulunduğu paylaşımla hayvanların yaşam hakkının korunması gerektiğini vurgulayarak, avcılığın yasaklanması çağrısında bulundu. Hep söyledim, söyle...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
En uzun boylular bu şehirde yaşıyormuş
Erkeklerde ortalama 1.74, kadınlarda 1.60 metre. Bunun sebebi ise genetik, beslenme ve coğrafya... İşte en uzun ve en kısa boyluların yaşadığı şehirler... Türkiye’de yapılan yeni bir araştırmayla şehirlerin boy ortalamaları ölçüldü. Detaylı incelemede Türkiye’de erkeklerin ortalama boyu 1.74, kadınların ortalama boyu ise 1.60 metre olarak belirlendi.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.