Sürvahşet!
08 Ekim, 2011
Kadına şiddette son nokta…
Kaş yapayım derken göz çıkarmışlar. Fotoğraf korkunç ancak, bu ülkede bir gerçeğin tokat gibi yüzlere patlatılmaya çalışıldığı da ayrı bir tartışma konusu ne yazık ki… “Kadınlar bu ülkede katlediliyor kardeşim siz ne yapıyorsunuz? Gözünüze sokalım ayıbınızı istedik!” demek istediler belki de…
Belli kurallar çerçevesinde hareket etmeyen bu yayın organı, küçük düşüren, kışkırtan, özendiren sunumlardan, sansürsüz yayınlardan uzak durmasını bilmediği konusunda tepkiler aldı…
Basının Görevi nedir? Halka etik haber iletmek… Sansasyonel haberlerin veriliş biçimlerinin uluslararası gazetecilik standardına uyup uymadığını yayınlanan haber ve fotoğraflarından anlamak mümkün…
Sürmanşet olmuş sürvahşet!
Habertürk’ün sürmanşet hikâyesinde; Manisalı iki çocuk annesi 38 yaşındaki Şefika E. dayakçı kocasından kaçıp sığınma evine saklanmıştı. Eşi İbrahim E. sığınma evine giderek onu "ikna" etti, evine döndürdü. Bir gün sonra şiddet yeniden başladı. Ve zavallı kadın defalarca bıçaklandı, son bıçak darbesini sırtına aldı.
Ağır yaralandı. Sırtına saplanan bıçakla hastaneye kaldırıldı, ancak kurtarılamadı. Habertürk’ün sürmanşet haberi, buraya kadar Türkiye’de kadına yönelik şiddeti yeni bir olayla ortaya koyuyordu.
Aslında Habertürkün manşeti 2 farklı durumu ifade ediyordu…
Birinci durum, gazete sürmanşette yer verdiği acı fotoğraf ile kadına yapılan şiddete karşı duyarlılık yaratarak belki de son noktayı koymak istedi. Kadına şiddetle ilgili olarak kadının koruma altına alınması düşüncesinde henüz daha uygulama safhasına geçilememiştir. Gazete manşetinde şiddete uğrayan kadının “ bir an önce koruma altına alınması gerekmiyor mu?” sorusu ile dikkat çekmek istemiştir.
İkinci durum ise yarattığı toplumsal infialdir. Eşi tarafından öldürülen bir kadının ölü bedeninin sergilenmesinin, hayatını kaybetmiş de olsa kadının kişilik haklarını zedelediğini düşünüyorum. Bu durum şiddete uğramış kadına yöneltilen şiddetin başka bir boyutudur… Kadına yönelik şiddeti düşüncesizce manşete taşıyan bu haber ve fotoğrafın sorumluları en az kadına şiddet uygulayan koca kadar suç ortağıdır.
Kadına şiddette son nokta" başlığı altında aile içi şiddete maruz kalarak eşi tarafından bıçaklanmış bir kadının sedye üzerindeki fotoğrafının hiçbir gizleme veya buzlama yapılmaksızın tüm çıplaklığıyla ve pervasızca yayınlanmış olmasının kamuoyunda çok ciddi infiale yol açtığı acımasız ve vahşice duyguların ifadesi olarak da açıklanabilir. Bu fotoğraf bir annenin çocuklarına bıraktığı son anı/hatırasıdır! İnsanlık dışı görüntüleri çocuklarına miras bırakanlar vebali sizin boynunuzadır…
Fatih Altaylının “ne zaman adam oluruz” dipnotunun altına, “yönetimin temeli denetim olduğu zaman” yazmak geldi içimden…
Medya şiddet içeren konularda biraz daha duyarlı olmalı. ‘Kadına yönelik şiddette son nokta’ diyorlar fakat tartışılması gereken bir konuyu tekrar gündeme getiriyorlar. Fotoğraf hem kadınların hem de çocukların psikolojisini büyük ölçüde olumsuz etkilemeyecek mi? Fotoğrafın kullanılma şekli etik mi?
Kadınların yaşadığı olayların bu şekilde gözler önüne serilmesi ne kadar doğru? Çocuklar gazetede bu fotoğrafı görünce ne yapacak ve biz fotoğrafı çocuklara nasıl izah edeceğiz. Yaparken bozmak denir bu işlere…
Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde medyaya büyük görev düşüyor. Ancak manşeti bir vahşete dönüştürmek sonuca gitme yöntemi değildir.
Sorumsuzca davranmak, tiraj kaygısını toplumsal duyarlılığa tercih etmek, her ne kadar kadına şiddete karşı duyarlılığa dikkat çekmek için yayınlanmış olsa da toplumun ruh sağlığını olumsuz etkileyecek biçimde yayınlanan bu acı haberler şiddete meyilli erkekleri kadına şiddetten vazgeçirebilir mi? Yoksa bu haberler kadınları ürpertmeye devam edecek mi
Düşünülmesi gereken bu noktada suçlu aramak yerine, vahşetin boyutuna önlem alınmasına çalışılmalıdır ki, çocuklarının anısında katledilmiş annelerinin fotoğraflarının izi kalmasın…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Barınma Hakkı Metalaştırılamaz…
- Yaratıcı, Tasarımcı, Öncü Bir Kadın Prof.Dr. Gamze TANOĞLU
- Cumhuriyet Türkiye'nin Kalbidir!
- Kanun Hükmünde Kararname İle Kadına Şiddetin Önlenmesi!
- Prof. Dr. Alpaslan Işıklı Anısına
- Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV Burslu Gençlere Umut Oluyor!
- Oysaki NARİN de bugün okula gidecekti!
- Meraklı Öğretmenler Burada!
- Laiklik Ve Çocuk
- Serbest Piyasa Fırsatçıları!
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Yalı Çapkını'ndaki enişte-baldızın öpüşme sahnesi izleyiciyi çıldırttı
Afra Saraçoğlu, Çetin Tekindor ve Mert Ramazan Demir'in başrolleri paylaştığı 'Yalı Çapkını' dizisinin önceki akşam yayınlanan yeni bölümüne 'Ferti'in eşi 'Seyran'ın ablası 'Suna' ile yak...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Pırasayı sakın böyle tüketmeyin: Tüm faydaları sıfırlanıyor
Pırasa sağlıklı bir sebze olsa da, doğru şekilde tüketilmediğinde besin değerleri kaybolabilir ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Uzmanlar, pırasanın taze olarak, doğru pişirme teknikleriyle ve uygun saklama koşullarında tüketilmesi gerektiğini hatırlatıyor. İşte bu yüzden pırasayı sakın böyle tüketmeyin...
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.