Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman ekonomik konularda başdanışmanı Yiğit Bulut’u referans göstermesiyle başlayan kriz büyüdü. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yavaş yavaş gitme hazırlıklarına başladığı ve en güvendiği isimleri kritik yerlere yerleştirerek bunun işaretlerini verdiği konuşuluyor. Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı’nın IMF İcra Direktörleri Kurulu’na, Danışmanı Halit Ertuğrul’un da Merkez Bankası’na gitmesi bunun işareti olarak gösteriliyor.

Başbakan Erdoğan ile arasında bir süredir soğuk rüzgarlar esen Başbakan Yardımcısı Babacan’ın ipleri kopardığı ifade ediliyor. Erdoğan’ın kritik ekonomik gelişmelerde Başbakan Başdanışmanı Yiğit Bulut’un etkisinde kalması nedeniyle başlayan gerginlik, “faiz lobisi” söylemlerine Babacan’ın koyduğu mesafe ve kendisine bağlı kurum ve kuruluşlarda istenilen operasyonlara izin vermemesiyle tavan yapmıştı. Başbakan Erdoğan ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un Merkez Bankası’nı hedef alan açıklamalarından da sıkıntı duyduğu bilinen Babacan’ın ekonomi yapısında “paralel operasyon” konusunda istekli davranmamasının da ipleri kopardığı dile getiriliyor.

“BEN ARTIK KARIŞMIYORUM”

Taraf gazetesinden Dilek Gedik'in aktardığı AKP kulislerine göre, Ali Babacan, 30 Mart yerel seçimlerinden sonra istifa etmek istedi. Ancak partinin ağır topları, Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeni hükümetin kurulmasına kadar kendisini görevinde kalmaya ikna etti. Babacan’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra oluşturulacak yeni kabinede de görev almayacağını ifade ettiği parti kulislerinde konuşulan bir diğer ayrıntı.

TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri devam eden torba yasa tasarısına bazı eklemeler yapmak için kendisini arayan AKP’li vekillere de Babacan’ın “Ben artık hiçbir şeye karışmıyorum” dediği belirtiliyor. Babacan’dan yardım isteyen vekillere “Beni karıştırmayın” karşılığı vermesi, iplerin artık tamamen koptuğunun bir başka göstergesi olarak aktarılıyor.

OLAĞANÜSTÜ BİR ŞEY OLMAZSA...

Öte yandan Ali Babacan, katıldığı bir TV programında Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik kamuoyu yoklamalarındaki anketlerde gayet güzel sonuçlar elde edildiğini belirterek “Eğer olağanüstü bir şey olmazsa, birinci turda da iyi bir neticeyle seçim tamamlanacak gibi görünüyor. İçinde bulunduğumuz coğrafyanın ne kadar sıkıntılı bir dönemden geçtiğini hep beraber izliyoruz” dedi.

10 Ağustos’ta ki seçimle halkın ilk defa doğrudan seçeceği bir cumhurbaşkanı olacağını söyleyen Babacan, “Bundan sonraki dönem için Türk demokrasisine çok büyük katkıları vereceğine ben inanıyorum. Bizim dönemimizde, son 7 yılık dönemde halkımız bunun güzel örneğini gördü. Demokrasimizin güçlenmesi açısından çok daha önemli olduğuna inanıyorum. Bundan sonraki dönem Türkiye’nin 2015 seçimlerine doğru gittiği bir seçim dönemi olacak. 9-10 aylık bir geçiş dönemi yaşanacak. Bu dönem içerisinde de hükümetin o döneme kadar olan çalışması 2015 Haziran seçimlerinden sonra 2019’a kadar Türkiye’de seçim yok” diye konuştu.

Gerçek Gündem