Yukarı
152224

Baykal'dan Davutoğlu'na 3 sayfa mektup

27 Ağustos 2015 18:08

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçici hükümeti kurma görevi verdiği Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bakanlık teklif ettiği CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, başbakanlığa yazdığı 3 sayfalık mektupta görevi kabul etmediğini bildirdi.

Baykal, Antalya'daki evinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitaben yazdığı mektupta, "Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun borcudur" dedi.

İŞTE BAYKAL'IN GÖNDERDİĞİ MEKTUBUN TAMAMI
 

Sayın Ahmet Davutoğlu
Başbakan
Konya Milletvekili

Kurmakla görevlendirildiğiniz seçim hükümetinde bakan olarak yer almamı öneren yazınız dolayısıyla bazı tespit ve değerlendirmelerimi dikkatinize sunarım.

Görülüyor ki 7 Haziran Milletvekili seçimi ile açılan yeni siyaset dönemini kapatmak üzere önce Anayasa’nın 116. Maddesine göre yeni bir seçim kararı alınmış ve bir seçim hükümeti kurulması gereği ortaya çıkmıştır.
13 yıllık bir tek parti iktidarı ardından 7 Haziran seçimleri, yüzde 87’lik bir seçmen katılımı, yüzde 96’lık bir temsil düzeyi ve hiçbir partiye tek başına iktidar vermeyen dört partili çoğulcu siyaset yapılanması ile yeni bir milli irade şekillenmesi ortaya koymuştur. Hiç şüphe yok ki bu, tek başına yönetmeye alışmış siyaset adamlarının ezberini bozan bir tablodur. Onlara yönelik bir meydan okumadır. Yeni bir demokrasi sınavıdır. Ne yazık ki erken seçim kararı da gösteriyor ki, bu sınav kazanılmamıştır.

Siyasetçiler, milli iradeye uymaktansa, milli iradeyi kendilerine uydurmayı tercih etmişlerdir. 7 Haziran rövanşını alma arayışına girmişlerdir. Seçim, partilerin bir biriyle değil, 7 Haziran sonucunu beğenmeyen partilerin milletle hesaplaşması anlamına gelecektir.

7 Haziran seçimlerinden iki buçuk ay sonra yeni bir seçim kararının alınması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin daha komisyonlarını bile kuramadan tüketilmesi, aslında millet iradesine meydan okumaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümet kuramadığı için seçime gitmiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yeni bir seçime götürmek için hükümet kurulamıyor.
7 Haziran Parlamentosu’nu kilitleme politikası, seçim akşamı yeni bir seçim tarihini 20 Kasım olarak ilan eden muhalefet partisiyle başlamıştır.

9 Haziran’daki buluşmamızdan sonra, Cumhurbaşkanı’nın yaptığı “Egolarımızdan sıyrılalım. Milletin iradesi ortadadır. Koalisyon kaçınılmazdır.” konuşmasıyla başlayan dönem ne yazık ki çok kısa sürmüştür. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık seçimi bu açıdan bir temel kırılma noktası olmuştur. Bu seçim ile hem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, çoğunluk muhalefet partilerinde olduğu halde eski iktidar partisine emanet edilmiş, hem de bu muhalefet dağınıklığı, iktidar yönetiminin seçim dayatmasının önünü açmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık seçimi ile 7 Haziran’da ortaya çıkan farklı siyasal güçlerin birbirilerinin varlığına ve anlayışlarına saygı göstermek zorunda olduğu uzlaşma ve işbirliğine dayalı hukukun üstünlüğüne, demokrasi ilkelerine ve anayasaya saygılı yeni bir siyasal dönemin açılacağı umudu ağır bir darbe yemiştir. Hiçbir ülkede demokrasi, güç sahiplerinin atıfetiyle gerçekleşmez. Demokrasi muktedirlerin lütfu değil mecburiyetidir. Ne yazık ki 7 Haziran’dan sonra milletimiz muhalefet partilerine Türkiye Büyük Milet Meclisi çoğunluğunu vermiş ama bir muhalefet partisinin eksantrik politikaları sonucunda o çoğunluk kimseyi hiçbir şeye mecbur edememiştir.

Seçimden bu yana 3 aya yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen, seçimin siyasi meşruiyeti hükümete taşınamamıştır. Yeni seçilmiş 550 milletvekili siyasi sürecin dışındadır. Meclis’te çoğunluğu kaybeden siyasi parti, bir kısmı milletvekili bile olmayan bakanları ile Türkiye’yi yönetmektedir. Bu durum, seçim hükümetiyle sürmeye devam edecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi aylardır devre dışıdır. Aylarca da öyle kalacağı anlaşılmaktadır. İç barışımızı, ekonomimizi, uluslararası ilişkilerimizi derinden etkileyen tercihlerin yapıldığı, çok ağır insan ve vicdan bedelleri ödediğimiz böyle bir dönemde parlamentoyu yok sayarak, onun meşruiyetine ihtiyaç duymadan ülkeyi yönetme anlayışı seçime saygı ile demokrasi, hukuk ve anayasa duyarlılığı ile bağdaştırılamaz.
Hükümeti kurma çalışmaları başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra, ana muhalefet partisi liderine, hükümeti kurma görevi verilmemesini hiçbir gerekçe ile mazur göstermek mümkün değildir. Bu tutum; siyasete, demokrasiye, hukuka, parti liderlerine karşı ben-merkezci arogant bir tutumu yansıttığı kadar, koalisyona bir şans vermeme, seçim dışında bir seçenek bırakmama telaşını da yansıtmıştır.
7 Haziran’da oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ayıplı mal muamelesi yapılmakta, erken seçim kararı ile değiştirilmesi talep edilmektedir.

7 Haziran’da ortaya çıkan yeni milli irade şekillenmesine rağmen Türkiye, aylardır eski tek parti yönetimi ile eski anlayış ile fiilen yönetilmektedir. Yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni beğenmeyenler, siyaset takvimini 7 Haziran’da dondurmuş, siyaset saatini 7 Haziran’da durdurmuşlardır. Türkiye Büyük Milet Meclisi de “Çözüm Süreci” gibi buzdolabına konmuştur.

Kurulması söz konusu olan seçim hükümetinin de esas itibariyle seçim öncesi hükümetin uzantısı niteliğinde olacağı, siyasi temsiliyet açısından da, büyük ölçüde aynı durumda kalacağı anlaşılmaktadır.

Seçim kararı bir toplumsal talep ya da ihtiyaç sonucu değil, 7 Haziran siyasi şekillenmesine tepki olarak düzenlenen senaryonun son aşaması olarak sahneye konulmuştur. Bunun da temelinde kimseyle uzlaşmak zorunda kalmadan, tek başına ülkeyi yönetmek özlemi vardır. Sakıncalı olan da budur. Türkiye’yi gerilime, kutuplaşmaya, hatta çatışmalara sürükleyen de siyasal, toplumsal bir alt yapısı olmayan bu özlemdir. Siyasetimizin gecikmeden uzlaşmayı, paylaşmayı, hukuka saygı durmayı, hesap vermeyi, alçak gönüllü olmayı öğrenmesine ihtiyaç var.

Bir erken seçimden sonra aynı ya da seçimi zorlayanlar için daha elverişsiz bir tablo ortaya çıkarsa ne olacaktır? Bunu siyasi bedeli ödenecek midir?
Bu şartlarda içinde oluşturmakta olduğunuz seçim hükümeti teklifiniz dolayısıyla şunları söylemek zorundayım.

12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ateş çemberinden geçmiş, 1991 Hükümeti’nde ve daha sonraki dış zorlamalara dayanan hükümet modellerinde en yukarı düzeyde yer almayı kendisi ve partisi için reddetmiş bir siyaset anlayışına muhatap olmaktasınız.

Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun borcudur.
İyi dileklerimle selamlıyorum.

Deniz BAYKAL
Antalya Milletvekili

Gerçek Gündem

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Antalya'daki teleferik kazasında istenen cezalar belli oldu

Antalya'nın Konyaaltı ilçesinde 1 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı teleferik kazasına ilişkin iddianame tamamlandı. İddianamede aralarında Kepez Belediye Başkanı Mesut K...

CHP'li Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey geri adım attı

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yeğenini belediyenin iştiraklerinden birine atamasının ardından gelen tepkilerden sonra kararından vazgeçtiğini duyurdu. CHP’li Bursa Büy...


Kurtulmuş: Suriyelilerin Türkiye'ye göç etmesi gerekiyordu

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya'nın oluşturduğu MIKTA'nın, Meksika'nın başkenti Meksiko'da düzenlenen 10. Parlamento Başkanları Toplant...

Bakan Ali Yerlikaya duyurdu... 52 ilde 'Narkoçelik' operasyonu: 363 şüpheli yakalandı!

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 52 ilde düzenlenen operasyonlarda 363 zehir tacirinin yakalandığını duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından 52 ilde 'Narkoçelik-15' ...


Meteoroloji açıkladı: 11 kent için 'sağanak yağış' uyarısı!

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) 7 Mayıs hava durumu raporunu paylaştı. Rapora göre yurt genelinde sıcaklıkların artacağı tahmin edilirken, doğuda yüksek kesimlere kar uyarısı yapıldı. Ö...

31 Mart seçimlerinin kesin sonuçları Resmi Gazete'de

Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin kesin sonuçlarına ilişkin kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. YSK'nin 31 Mart yerel seçimlerinin kesin sonuçların...


Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hamas'ın ateşkesi kabul etmesinden memnuniyet duyuyoruz

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, evlatlarımızın geleceğe başarılı ve şuurlu bir şekilde hazırlanmasını sağlayacak. Tek tipçi eğitim anlayışı yerine, eğitim modelimizi soran, sorgulayan; san...

''Kendimize rakip olarak yine kendimizi görüyoruz''

'İSKİ Dijital Dönüşüm Projeleri' tanıtım toplantısında konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Geçtiğimiz dönem yapmış olduğumuz yatırımların yarıştırılacağı bir 5 yıl yok. Bizim çok ileride...


Seçil Erzan davasında mağdur sayısı arttı

Aralarında spor dünyasının ünlü isimleri Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 26 mağdurun dolandırıldığı iddiasına ilişkin davaya, bir yeni iddianam...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

'İnci Taneleri'nin sezon finali belli oldu

Yılmaz Erdoğan'ın yazdığı İnci Taneleri 'Dilber' dansıyla büyük ilgi görmüştü. Fenomen dizinin sezon final tarihi belli oldu.  Yılmaz Erdoğan’ın hem yazıp hem de başrolünü oynadığı 'İnci ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

DSÖ, bir sonraki salgının ne olacağını açıkladı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, İstanbul'a gerçekleştirdiği 5 günlük ziyaret kapsamında Türkiye'nin COVID-19 salgınıyla mücadelesi, sağlık sistemi, DSÖ ile iş birliği ve gelecekteki salgınlar hakkında geniş kapsamlı bir değerlendirme yaptı.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR