Büyükşehir Davası'nda mutlu son!

EGE'NİN SESİ-Beş yıl önce 2011 yılında gerçekleşen operasyonlarla birlikte başlayan ve İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile beraberindeki 129 sanığın yargılandığı davanın bugün 29’uncu duruşması gerçekleşti.

Belediyecilik tarihinde gerçekleşen en büyük dava olarak görülen davada savunma makamının beraat taleplerini yinelemesi bu sefer sonuçsuz kalmadı. Mahkemeden gelen ‘beraat’ kararı ile sürece resmi olarak son nokta konuldu.

Büyükşehir davasında karar bekleniyor

FOTO GALERİ

Davada iddia edilen delillerin tamamının hukuka aykırı olduğu tespit edilen sürecin mahkeme tarafından görülen son celsesi bugün gerçekleştirildi. Adliye Sarayı’nın önünde toplanan yoğun kalabalığın yanı sıra mahkeme salonunun da tamamının dolduğu gözlerden kaçmadı.

Savcılık tarafından hazırlanan mütaalanın tamamının okunduğu duruşmada, 29 sayfalık rapor gündeme oturdu. Davanın ve ortaya atılan delillerin tamamı hatalı olduğunun vurgulandığı raporun okunması salondaki kalabalığı alkışlara boğdu. Mahkeme Başkanı Tamer Bulam, bunun üzerine "Burası şov yeri değil. Tiyatro alanı değil. Mahkemenin düzenini bozmayalım" diyerek salonda bulunan izleyicileri uyardı. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının ve sanıkların son sözleri ile savcının mütaalasına karşı duruşmaya ara verdi.

CHP'DEN TAM KADRO DESTEK

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokrat kadrosuna Cumhuriyet Halk Partisi’nden yine tam destek geldi. Duruşmada CHP İl Örgütü’nün yanı sıra, CHP İzmir Milletvekilleri, ilçe başkanları, ilçe belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile çok sayıda sivil toplum örgütünün temsilcisi katılım gösterdi. Davayı takip eden isimler arasında CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve CHP Ankara Milletvekili Nihat Yeşil’in de olması dikkatleri çekti.

DAVA GEÇERSİZ SAYILDI

Savcı Zafer Sercan Yetişer, duruşmada, 29 sayfalık mütalaasını verdi. Savcı Yetişer, 29 sayfadan oluşan 24 ayrı suçun oluştuğu mütaalasını tek tek ayrıntılı olarak değerlendirip okudu. Savcı Zafer Sercan Yetişer, mütalaasında, ortada bir örgütün bulunmadığı sonucuna varıldığını söyledi. Dosyadaki 24 ayrı eylemden 15'inin ihaleye fesat karıştırma suçu olduğunu belirten Savcı Yetişer, dinlenen gizli tanıklar ve belgelere göre ihaleye fesat karıştırma ve diğer eylemlerin oluşmadığını vurguladı. Mütaalada, bazı ihaleye fesat karıştırma eylemlerinde, hukuka aykırı deliller toplandığını da ifade eden Savcı Yetişer, bu durumun hukuk dilinde "Zehirli ağacın meyvesi de zehirli olur" diye değerlendirildiğini ifade etti. 

 TAZMİNAT HAKLARI DA DOĞDU

Mahkeme Heyeti Başkanı Tamer Bulam, beş sene boyunca süren duruşma hakkındaki nihai kararı açıkladı. Karar öncesinde sanıklara son bir kez söz verildi ve sanıklar da beraat kararlarını yineledi. Mahkeme de suçlamaların tamamını düşürerek, sanıkların tümü hakkında beraat kararı verdi.

Davada ayrı bir sonuç da süreçte görev alan görevliler hakkında çıktı. Süreçte görev alan görevliler için suç duyurusunda bulunulmasına karar verilirken haksız yargılanan isimlere de yargı yolu ile tazminat isteme hakkı doğdu.

AVUKAT DEMİR: MAHKUM EDİLMESİNİ İSTİYORUZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu adına söz alarak mahkeme heyetine hitap eden savunma avukatı Ercan Demir, “Soruşturma süreciyle birlikte yaklaşık 6 yıldır devam eden yargılama süreciyle karşı karşıya kaldıklarını aktardı ve “Açıklanan mütalaaya katılıyoruz. 300-500 sayfayı bulan dilekçelerle taleplerimizi defalarca sunmuştuk. Bu dava İzmir için tarihi bir davadır. Bu dava belirli bir dönemde motivasyonunu hukuktan değil başka mecralardan alan bir grubun, belirli bir amaç uğruna organize ettiği bir kumpastır. Bu soruşturma sürecini oluşturan bu ekibin temel hedeflerinden biri Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu gözaltına almak ya da tutuklatmak idi. Bunu yapabilmek için bazı çılgınlıklar da yaptılar. Belediye şirketi Grand Plaza A.Ş.’ye ait bazı hesap adisyonlarına Aziz Kocaoğlu ve dönemin Genel Sekreteri Ersu Hızır’ın imzalarını montajlayacak kadar ileri gitmişlerdir. Bu soruşturma sürecinde görev alan ekibi HSYK’ya şikayet etmemize rağmen gerekli hiçbir işlem yapılmadı. İzmir ve İzmir halkını iradesine karşı bir kumpas yapıldı. İnsanlar 6 yıla yakın bu sürede zan altında kaldılar. Tutuklananlar oldu. Mide kanserinden hayatını yitiren bir kişi olmak üzere insanlara çok ağır bedeller ödetildi. Başından beri “Adalet istiyoruz” dedik. Sayın Kocaoğlu “Bu iddianame iftihar vesikamız” demişti. İki yıl boyunca adeta röntgenci gibi insanlar gözetlendi. Ama kişisel menfaat ve çıkar sağlamak adına hiçbir şey bulunamadı, hiçbir delile ulaşılamadı. “Adalet istiyoruz” talebimizi 6 yıl boyunca 29 kez tekrarladık. İhaleye fesat karıştırıldığı iddia ediliyordu ama aslında iddianameye fesat karışmış. Kanuna karşı hile yapılarak elde edilen deliller ile yargılamanın adil olmadığını söyledik. Zehirli ağacın meyvesi zehirli olur demiştik. Bugün sayın mahkemenin bunu tespit etmesini bekliyoruz. İnsanlar 14 aya varan sürelerde hapis yattı, ağır bedeller ödedi. Biz bundan sonra hileli yöntemle delil elde edilmesinin önüne geçilmesini istiyoruz. Beraat kararı vererek hileli delil elde edenlerin de mahkum edilmesini istiyoruz” diye konuştu.

"ÇALMAMAYA, ÇALDIRMAMAYA, ÇALIŞMAYA DEVAM!"

Karar sonrası adliye önünde konuşan Kocaoğlu şunları söyledi;

"2011 yılının ilk günlerinde başlayan soruşturma, 2 Mayıs 2011’de belediyemize yapılan operasyon, arkasından 22 Kasım’da Paris’te Expo için çalışmalar yapılırken yapılan ikinci operasyon ve 2012’de hazırlanan iddianamenin ardından 3 Nisan’da davanın başlamasıyla beraber tam 5 yıl mahkeme sürdü. Savunmamızı yaptık.

Biz hep adalete inandık. Sadece ve sadece adalet istedik. Bugün adaletin vicdanı olduğunu tekrara tesis etmiş bulunmaktayız. Firesiz 130 arkadaşımız ile beraat ettik. Ne yapıldığı, neler yapıldığı savcı tarafından tek tek ele anmış ve yasaya uygun olmayan, ahlak dışı hiçbir işimizin olmadığı tekrar teşhir edilmiştir. ‘Bu iddianame bizim şeref vesikamızdır’ demiştim. Bu iddianame şeref vesikamız olduğu gibi Büyükşehir’in onurunun, gururunun ve nasıl çalıştığının göstergesidir.

Bütün arkadaşlarımıza, bütün belediye çalışanlarına, arkadaşlarımız tutuklu iken daha fazla çalışıp özveride bulunarak, daha fazla evrağa imza atan ve elini taşın altına koyan arkadaşlarımıza, tüm İzmirli hemşerilerime, başından beri bize inanan, güvenen, bizim hile hurda yapmadığımıza inanan tüm İzmirlilere sonsuz teşekkür ediyorum

Konuşmamda her mahkeme çıkışı 'Bizim ilacımız çalışmaktır, biz bu sıkıntılı süreçleri ancak ve ancak çalışarak halkımıza layık olacağımızı' söyledik. Bize düşen en büyük görev, İzmir hemşerilerimizin hizmetinde daha büyük projeler için çalışmaktır.

Benim anladığım ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm çalışanlarının anladığı bir düstur var: Çalmamak, çaldırmamak ve çalışmak. Çalmamaya, çaldırmamaya ve çalışmaya devam edeceğiz. Allah bir daha tüm namuslu insanları böyle sıkıntılı zamanlar yaşatmasın."