Pandeminin sokaktaki kahramanları zabıtalar

Kendisi de uzun yıllar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Zabıta Memuru olarak görev yapmış olan, Birleşik Kamu İş Konfederasyonu’na bağlı Tüm Yerel-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Zafer Güner 64. Zabıta Haftası dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Güner, “Pandeminin sokaktaki kahramanları zabıtaların haftası kutlu olsun” diyerek mesajında şunları kaydetti:

“Zabıtanın köklü temelleri 4 Eylül 1826’da ihtisap neferi olarak anıldığı yıllardan bugüne kadar uzanmaya devam etmektedir.  O dönemlerden bugünlere uzanan bu anlamlı ve önemli meslek 1 Ağustos 1956 tarihinde 6494 Sayılı Kanunla Belediye Zabıtası olarak bugünkü haline bürünmüştür.

Yaşadığımız kentin esenlik, huzur, sağlık ve düzeninin sağlanması zabıta emekçilerinin omuzlarındadır.  Tüm Dünya’yı olduğu gibi ülkemizi de büyük ölçüde etkileyen ve 6 bine yakın vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan COVID 19 Salgını, zabıta emekçilerinin ne kadar önemli bir görev üstlendiklerini de ortaya koydu.

Pandemi döneminde insanları yaşatmak adına kendi yaşamlarını feda eden sağlık emekçilerinin fedakarlıklarını unutmak ve onlara olan minnet duygularımızı ifade etmemek mümkün değil. Onların yanı sıra; sokakta vatandaşların ulaşabileceği en yakın kamu görevlisi olan zabıtaların da bu dönemde üstün bir başarı göstererek yaptıkları özverili çalışmalara minnettarız.

Salgınının ortaya çıktığı ilk aylarda zorunlu olmayan tüm kamu hizmetleri durmuşken, kamuda çalışanlar idari izinli sayılırlarken, zabıtalar, herkesin evinden dışarıya adım atmaktan korku duyduğu bir dönemde 7/24 görev başındaydılar. Çünkü kentin sağlığından da sorumlu oldukları meslekleri fedakarlık istiyordu.

Zabıta emekçileri de öyle yaptılar. İşyerlerinin, toplu ulaşım araçlarının denetlenmesinden, vatandaşa ekmek dağıtılmasına kadar birçok görevi üstlendiler. Sosyal mesafe kuralının uygulamasını sağladılar. Yasak sokaktaydı ama sokak, zabıtanın işyeriydi. Bu nedenle büyük risk altında görev yaptılar. Bu dönemde Ayşe ninemiz, Ahmet dedemizin bakkal market alış verişini dahi zabıtalar yaptılar.

Böylesine önemli, riskli, zorlu görevler üstlenen ve kentte kurallara uyulmasını sağlayan zabıta emekçilerine gereken değer ne yazık ki gösterilmiyor. Vatandaş yoldan geçemiyor kaldırımda yürüyemiyor, “nerede bu zabıta?” diye haykırıyor. Aynı vatandaş, zabıta sokakta seyyar satıcıya müdahale ederken “ Allah belanızı versin garibanın ekmeği ile oynuyorsunuz” diyor. Birçok zabıta emekçisi arkadaşımız görevleri sırasında fiziki saldırıya uğramaya devam ediyor; yaralanan, sakat kalan hatta ölen bile var. Zabıtanın kuralları uygulamaya çalıştığı unutuluyor. Yasalar çok yetersiz kalmakta ve bu nedenle zabıta görevini yapmaktan çekinir halde. Ne yapsın zabıta arkasında duran yok! Psikolojik şiddete de maruz kalıyor. Vatandaş kimseye söyleyemediğini en yakınında olan zabıtaya söylüyor. Küfür ve hakaret ediyor.

Tüm bunlara rağmen zabıta halen mevzuatta bir meslek sayılmıyor. Masa başı çalışan emekçiyle bir tutuluyor. Herhangi bir yıpranma hakkı bulunmuyor. Yaptıkları işin mali bir karşılığı ya da özendirici ve teşvik edici bir tarafı da bulunmuyor.

ZABITA HAFTASINDA HÜKÜMETE VE BELEDİYE BAŞKANLARINA ÇAĞRI!

AKP iktidarına sesleniyoruz! Bütçeyi ranta sermayeye değil, emekçiye ayırın pandemi devam ediyor. Bu salgının sokaktaki kahramanı olan zabıtaları hak ettiği konuma kavuşturmak sizin göreviniz. Devlet Memurları Kanunu’na Zabıta Hizmetleri Sınıfını ekleyin. Başta zabıtanın ek göstergesi olmak üzere özlük haklarını yeniden düzenleyin! Ek ödemelerimizi emekliliğe yansıtın!

Buradan başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza ve diğer tüm belediye başkalarımıza da bir çağrıda bulunuyoruz!

Gelin bu salgın döneminde özveri ile çalışan arkadaşlarımıza bu zabıta haftasında onları hatırlayanlar olduğunu hissettirin. Belediye meclisi kararıyla pandemi döneminde görevli tüm zabıta arkadaşlarımıza moral pirimi verin.

Tüm bu duygularla, uzun yıllar birlikte görev yaptığım eski meslektaşım olan zabıta emekçilerinin 64. Zabıta Haftası’nı kutluyor, kazasız belasız görevler diliyor ve haklı mücadelelerinin sesi olacağıma söz veriyorum.”