İzmir'de kadınlardan Dilipak hakkında suç duyurusu

Abdurrahman Dilipak’ın İstanbul Sözleşmesini savunan kadınlara karşı “fahişe” demesine tepkiler sürerken HKP İzmir İl Örgütü harekete geçerek Dilipak suç duyurusunda bulundu.

AKP’ye yakınlığı ile bilinen Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı yazısında İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınlara “fahişe” demişti. Toplumun büyük bir kesimi tarafından tepki ile karşılandı. Dilipak’ın bu sözüne karşı Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) Kadın- Çocuk Komitesi harekete geçerek suç duyurusunda bulundu.

HKP Kadın-Çocuk Komitesi üyeleri, Abdurrahman Dilipak, Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Uğur, Akit Gazetesi Haber Müdürü Faruk Ezen hakkında, “Kanunlara Uymamaya Tahrik Suçu”, “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik”, “Suç İşlemeye Tahrik Suçu”, “Hakaret” suçlarını işledikleri gerekçesiyle İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR

Suç duyurusunun ardından HKP Kadın Çocuk Komitesi Üyesi Özler Çakır İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

İşte o açıklama:

 “Sevgi ve Saygı Değer Kadınlarımız, İşçi, Köylü, Emekçi Halkımız;

Biz bugün burada Halkın Kurtuluş Partisi Kadın-Çocuk Komitesi üyesi kadınlar olarak Ortaçağcılığı tescillenmiş olan Abdurrahman Dilipak ağzından salyalar akıtarak son günlerde İstanbul sözleşmesini fırsat bilip kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak gören kadın düşmanlığı yapan siyasetin düşmanca tavrını yeniden yansıtarak onlara hakaretlerde bulunmuştur.

Bu nedenle biz bugün burada da suç duyurusunda bulunduk. Hepinizin bildiği gibi 18 yıldır ABD-AB Emperyalistleri tarafından halkımızın başına musallat edilen AKP iktidarı yaptığı ortaçağcı uygulamalarla cumhuriyetimizin tüm kazanımlarını ortadan kaldırmıştır. Eğitim kurumlarımızın peşaver medreselerinden farksız hale getirmiştir. Okul öncesinden üniversitelere kadar. Bunda çok temel bir amaçları vardı. Öncelikle kadınlarımızı Ortaçağcı gericiliğin bataklığına sürükleyerek kafadan silahsızlandırarak kendi gerici ortaçağcı Antika sömürü düzenlerini toplumda sürdürebilmek bugün de her alanda gördüğümüz gibi doğayı, çevreyi, hayvanları, çocukları tüm insanlarımızı hedef alan katliamı rahatça uygulayabilmek adına yaptı bütün bunları. Bizler aslında bu vesileyle böyle bir simgesel suç duyurusunda bulunuyoruz aslında. Ortaçağcı gericilik her zaman için kullandığı bir silahı kullanıyor gene kadın eşittir namus ezeli denklemiyle kafadan silahsızlandırdığı halkımızı Ortaçağcı gericilikle karanlık zindanlara çekmek istiyor.

Bizler Halkın Kurtuluş Partisi olarak ve Halkın Kurtuluş Partili Kadınlar olarak hep söylediğimiz gibi kadın sorununu sınıfsal olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Bu parababaları düzeninden kurtulmadan kadın sorunun çözülemeyeceğini biliyoruz. Bunlar gerçek İslam'ın temsilcileri de değil iktidarda olan AKP’giller. Bunlar ABD-AB Emperyalizminin iktidara getirdiği taşeronları. Ülkemizde sömürü düzeni sürdürebilmesi emperyalist talana açılabilmesi adına yapılmış bir iktidar oyunu bu. Halkımızı sürekli buna karşı uyardık. Muaviye-Yezid İslamı’ndan, CİA Pentagon İslamı’ndan gerçek İslamiyetten çıkmaz dedik. Bugün de görüyoruz. Tüm kadınlarımıza ağızlarından hakaret fışkırıyor. Kadın cinayetleri bunların döneminde had safhaya ulaştı. Herkesimden kadın genç yaşlı köylü işçi katlediliyor. Katliama uğruyor. Hunharca katlediliyor. Bunlar yarattıkları toplumun eseri. Bu da yetmiyor çocuklarımız taciz ve tecavüze uğruyor. Bu da yetmiyor hayvanlara saldırıyorlar. Dolayısıyla bizler diyoruz ki örgütsüz halk köle halktır. Bunlar örgütlü oldukları için bunları yapabiliyorlar. Bizim ise gerçek bir halka önderlik edecek örgütlülüğü hedeflememiz gerekiyor. Örgütlülük var. Halkın Kurtuluş Partisi var. Yalnız değilsiniz bizler Kurtuluş Partili kadınlar olarak kadınların kurtuluşunun işçi sınıfının kurtuluşundan bağımsız olmadığını bir kez daha buradan haykırıyoruz. İnsanca bir düzen istiyorsak insanca bir yaşam istiyorsak; Kadına, çocuğa hayvana çevreye, doğaya dost bir düzen istiyorsak örgütlenelim.”