Yukarı
90716

Nazım'ın şiiri son 50 yılın en iyi şiirleri arasında

23 Kasım 2015 15:44

Diken - Londra’da bulunan sanat merkezi Southbank Center, son 50 yılın en güzel 50 aşk şiiri arasına Nazım Hikmet’in ‘Severmişim Meğer’ şiirini de aldı.

Şiirler, Southbank Center’ın şiir dalında uzman ekibi tarafından bir yıllık bir çalışmayla 30 ülkeden şairleri arasından belirlendi. Seçmeler yapılırken modern döneme ağırlık verildi.

Ekip üyelerinden James Runcie, ”Gerçekten uluslararası ve üslup bakımından da çeşitlilik barındıran bir liste oldu. Zor olan, sadece 50 şiir seçmekti” dedi.

Seçilen şiirler farklı şair ve aktörler tarafından 20 Temmuz’da Southbank’ta düzenlenecek etkinlikte seslendirilecek. Bazı şiirler kendi dillerinde okunacak. Bunlardan biri de Nazım Hikmet’in ‘Severmişim Meğer’ şiiri.

Severmişim Meğer

yıl 62 Mart 28

Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım

akşam oluyor

dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer

akşamın inişini yorgun kuşun inişine benzetmeyi sevmedimtoprağı severmişim meğer

toprağı sevdim diyebilir mi onu bir kez olsun sürmeyen

ben sürmedim

Platonik biricik sevdam da buymuş meğer

meğer ırmağı severmişim

ister böyle kımıldanmadan aksın kıvrıla kıvrıla tepelerin eteğinde

doruklarına şatolar kondurulmuş Avrupa tepelerinin

ister uzasın göz alabildiğine dümdüz

bilirim aynı ırmakta yıkanılmaz bir kere bile

bilirim ırmak yeni ışıklar getirecek sen göremeyeceksin

bilirim ömrümüz beygirinkinden azıcık uzun karganınkinden alabildiğine kısa

bilirim benden önce duyulmuş bu keder

benden sonra da duyulacak

benden önce söylenmiş bunların hepsi bin kere

benden sonra da söylenecek

gökyüzünü severmişim meğer

kapalı olsun açık olsun

Borodino savaş alanında Andırey’in sırtüstü seyrettiği gök kubbe

hapiste Türkçeye çevirdim iki cildini Savaşla Barış’ın

kulağıma sesler geliyor

gök kubbeden değil meydan yerinden

gardiyanlar birini dövüyor yine

ağaçları severmişim meğer

çırılçıplak kayınlar Moskova dolaylarında Peredelkino’da kışın

çıkarlar karşıma alçakgönüllü kibar

kayınlar Rus sayılıyor kavakları Türk saydığımız gibi

İzmir’in kavakları

dökülür yaprakları

bize de Çakıcı derler

yar fidan boylum

yakarız konakları

Ilgaz ormanlarında yıl 920 bir keten mendil astım bir çam dalına

ucu işlemeli

yolları severmişim meğer

asfaltını da

Vera direksiyonda Moskova’dan Kırım’a gidiyoruz Koktebel’e

asıl adı Göktepe ili

bir kapalı kutuda ikimiz

dünya akıyor iki yandan dışarda dilsiz uzak

hiç kimseyle hiçbir zaman böyle yakın olmadım

eşkiyalar çıktı karşıma Bolu’dan inerken Gerede’ye kırmızı yolda ve yaşım on sekiz

yaylıda canımdan gayri alacakları eşyam da yok

ve on sekizimde en değersiz eşyamız canımızdır

bunu bir kere daha yazdımdı

çamurlu karanlık sokakta bata çıka Karagöz’e gidiyorum Ramazan gecesi

önde körüklü kaat fener

belki böyle bir şey olmadı

….

çiçekler geldi aklıma her nedense

gelincikler kaktüsler fulyalar

İstanbul’da Kadıköy’de Fulya tarlasında öptüm Marika’yı

ağzı acıbadem kokuyoryaşım on yedi

kolan vurdu yüreğim salıncak buluklara girdi çıktı

çiçekleri severmişim meğer

üç kırmızı karanfil yolladı bana hapishaneye yoldaşlar 1948

yıldızları hatırladım

severmişim meğer

gözümün önüne kar yağışı geliyor

ağır ağır dilsiz kuşbaşısı da buram buram tipisi de

meğer kar yağışını severmişim

güneşi severmişim meğer

şimdi şu vişne reçeline bulanmış batarken bile

güneş İstanbul’da da kimi kere renkli kartpostallardaki gibi batar

ama onun resmini sen öyle yapmayacaksın

meğer denizi severmişim

hem de nasıl

ama Ayvazofki’nin denizleri bir yana

bulutları severmişim meğer

ister altlarında olayım ister üstlerinde

ister devlere benzesinler ister ak tüylü hayvanlara

ayışığı geliyor aklıma en aygın baygın en yalancısı en küçük burjuvası

severmişim

yağmuru severmişim meğer

ağ gibi de inse üstüme ve damlayıp dağılsa da camlarımda yüreğim

beni olduğum yerde bırakır ağlara dolanık ya da bir damlanın

içinde ve çıkar yolculuğa hartada çizilmemiş bir memlekete gider

yağmuru severmişim meğer

ama neden birdenbire keşfettim bu sevdaları Prag-Berlin treninde

yanında pencerenin

altıncı cıgaramı yaktığımdan mı

bir eski ölümdür benim için

Moskova’da kalan birilerini düşündüğümden mi geberesiye

saçları saman sarısı kirpikleri mavi

zifiri karanlıkta gidiyor tren

zifiri karanlığı severmişim meğer

kıvılcımlar uçuşuyor lokomotiften

kıvılcımları severmişim meğer

meğer ne çok şeyi severmişim de altmışında farkına vardım bunun

Prag-Berlin treninde yanında pencerenin yeryüzünü dönülmez bir

yolculuğa çıkmışım gibi seyrederek

NÂZIM HİKMET

19 Nisan 1962

 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

"O'na Adanmış Öyküler" Okuyucularıyla Buluştu

İçerisinde barındırdığı çeşitli öykülerle okuyuculara farklı bir deneyim sunan “O’na Adanmış Öyküler” kitabı, kitapseverler tarafından ilgiyle karşılandı. Uşkun'un kaleminden çıkan bu ese...

Brooke Shields'ten şaşırtan itiraf

Dünyaca ünlü model Brooke Shields, kocası uzaktayken yetişkin kızlarının onun yatağında uyuduğunu söylüyor: "Onlar benim bebeklerim." 58 yaşındaki model, kocası Chris Henchy şehir dışınd...


Ezel ekibi yıllar sonra bir arada

Ay Yapım imzalı, Kerem Deren ve Pınar Bulut’un yazdığı, Uluç Bayraktar’ın yönetmenliğini üstlendiği Ezel; Kenan İmirzalıoğlu, Cansu Dere, Yiğit Özşener, Barış Falay, Haluk Bilginer ve Tun...

Bornova’da sıradışı sergi

Sanat dostu Bornova Belediyesi, özel bir sergiye ev sahipliği yapmaya başladı. Şükran Dursun, karma resimlerden oluşan ilk sergisini Uğur Mumcu Kültür ve Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin...


Amy Winehouse kendini anlatıyor

Son yıllarda sinemada müzikal biyografiler çoğalmaya başladı: Freddie Mercury için Bohemian Rhapsody, Judy Garland için Judy, Elvis Presley için Elvis, Whitney Houston için I Wanna Dance ...

Bir ton metal atıkla dev geyik heykeli yaptı

Dicle Üniversitesi (DÜ) Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü'nden mezun olan 3 çocuk babası Nurettin Çakmak, evinin altındaki "Mardin Sanat Merkezi" adını verdiği at...


Doğa Kent Sanat Karma Sergisi İzmirlilerle buluştu

İzmir Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Sanat Galerisi’nde küratörlüğünü Zehra Çiçek ve Nuri Aslan’ın yaptığı Doğa Kent Sanat Karma Sergisi İzmirli sanatseverlerin beğenisine açıldı. Farkl...

Antik kentler dijital ortamda hayata dönüyor

Antalya'da yaşayan dijital tasarımcı Hüseyin Gazi Gül, çocuklara ve gençlere antik kentleri tanıtabilmek ve sevdirebilmek için tarihi kentleri 3 boyutlu modellemelerle dijital ortamda can...


Doğa, insan ve mitler

Uzun bir yolculuğun ardından, iki heykelin bizi karşıladığı bir kapıdan içeri doğru ilerliyoruz. Büyük heykellerin olduğu bahçenin yanından yuvarlak ama kendi tabiriyle “bokböceği” şeklin...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Murat Yıldırım 'Teşkilat'a veda ediyor

Ünlü aktör Murat Yıldırım iki sezon boyunca başrolünü oynadığı Teşkilat’a veda etmeye hazırlanıyor. "Teşkilat" dizisi 111. bölümde sezon arası veriyor. Ankara’da başlayan ve Milli İstihba...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Alzheimer’ı erken yakalayın

Alzheimer genellikle ileri yaşlarda görülen bir bunama türü olarak biliniyor. Oysa hastalığın yıllar öncesinden belirti vermeye başladığını belirten Prof. Dr. Uludüz, ‘’Bu nedenle Alzheimer’ın evrelerini bilmek, erken teşhis edilerek, ilerleme hızını yavaşlatmak için önemlidir’’ dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR