Ali Engin olayı

   İzmir CHP’nin İl Başkanı Ali Engin ile ilgili ortaya atılan “Yolsuzluk” iddiası kentin gündemine bomba gibi düştü. Önce bu olayın haberini hatırlayalım sonra da düşüncelerimi ifade edeyim.

   Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi olarak görülen İzmir’de, CHP İl Başkanı Ali Engin’e yolsuzluk ve çete suçlaması yapıldı. Suç duyurusunu ise halen görevde olan 33 yıllık hâkim Uğur Akay yaptı. Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı’na 31 Aralık 2012 tarihinde başvuran Akay’ın suç duyurusu 99 sayfadan oluştu.

   CHP Genel Merkezi’nin dikkate almadığı suç duyurusu partiyi İzmir’de ciddi sıkıntıya sokacak. CHP İl Başkanı hakkındaki iddialar basite indirgenmeyecek kadar ciddi. Tam 99 sayfa suç duyurusu hazırlayan Hâkim Akay, dilekçesine bir o kadar da belge ekledi.

   Akay, CHP İl Başkanı Engin hakkında; “Suç işlemek amacı ile örgüt kurmak, nitelikli zimmet, nitelikli dolandırıcılık, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal, Kooperatifler Kanunu’na ve Vergi Usul Kanunu'na muhalefet, Mal Beyanında Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'na Muhalefet” yaptığı iddiasında bulundu.

   Peki karşı taraf yani “Yolsuzlukla” suçlanan Ali Engin ne diyor. Olan biten hakkında kendisiyle görüştüm, verdiği yanıtı aynen sizlerle paylaşıyorum.

   Ben 1994 yılında bir inşaatın müteahhitliğini yaptım. Burada çalışanlar tamamen arkadaş ve akraba çevremden oluşmaktadır. Bir süre sonra bu inşaat işinden tamamen çekildim. 96 yılında inşaat sona erdi. Her şey tamamlandıktan sonra Uğur Akay o inşaatta binaya üye olmuş. Üye olduktan sonra da o binada oturanlarla bazı sorunlar yaşamış, Onların bir çoğu da akrabam olduğu için ve inşaatın müteahhidi de ben olduğum için herhalde acısını benden çıkarmak istedi. Neden olduğunu hala anlayamadım. 95 yılından bu yana neredeymiş.  Neden il başkanı olduktan sonra bunu gündeme getiriyorlar. Bana karşı bir şikayet dilekçesi vermişler.  Bu dava 95 yılında açılmış ve bitmişti. Ben il başkanı olduktan sonra bazı güçleri de araya koyarak basın yoluyla bu işi yapmaya çalışıyorlar. Bunu neden yaptığı belli; ben il başkanı olduktan sonra Uğur Akay’ın hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Okuluyla bağdaşmayan davranışlardan dolayı onlarca şikayet var. Tüm siyasi hayatım boyunca iş hayatım pırıl pırıldır. Veremeyecek hiçbir hesabım yoktur. Hakimlar savcılar neyi isterlerse hangi belgeyi isterlerse rahatlıkla sunabilirim. Herkes her türlü şikayette bulunabilir ama bunu ahlak kuralları çerçevesinde yapmalarını tercih ederim.  95 yılında kapatılmış dava için şimdi yeniden dilekçe verildi. Bu istilayı yapanlarla da onlara destek verenlerle de bu konuda hesaplaşacağız. Bu sadece bir şikayet dilekçesidir herhangi bir dava yok. Herkes herkesi şikayet edebilir elbet bunda bir sıkıntı yok. Bu şikayetten bir şey çıkacağını sanmıyorum…

   CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’in açıklaması aynen böyle. Yani 20 yıl önce şikayet konusu olan bir olayın gündeme getirilmesinin ardında farklı ayak oyunlarının olduğuna vurgu yapıyor Sayın Engin.

   Bu konu şu an Savcılığa taşınmış durumda, elbette soruşturmanın sonucunu, yani şu aşamada dava açılacak mı yoksa açılmayacak mı sorusunun cevabını beklemek çok daha mantıklı olacaktır.

   Ancak şikayete konu edilen bu iddialara bakıldığında ciddi ve yenilir yutulur cinsten olmayan ithamlarla karşılaşıyoruz.

   Bana göre sayın Engin’in yapması gereken en şeffaf yöntem, bir basın toplantısı düzenleyerek (eğer haklıysa) bu iddiaları çürütmek olmalıdır.

   Aksi halde kamuoyu nezdinde istese de istemese de şaibeli bir konuma düşecektir. Yerel seçimlere yaklaştığımız şu süreçte, aleyhte kullanılacak olan bu durum, hem kendisi, hem de CHP için büyük bir dezavantaj olacaktır. Naçizane önerim de budur…